"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/7 Esas, 2023/455 Karar
HÜKÜM : Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; tarafların kardeş olduğunu, zilyetliklerinde olan taşınmazın belediye tarafından satışına yönelik yapılacak olan ihalede birbirlerinin kullanımında olan yerlerin ihalesine girmeyeceklerine dair sözleşme imzalayıp dava dışı üçüncü şahsa açık senet teslim ettiklerini, ihale sonucunda herkesin kullandığı yerin kendisine ihale edildiğini, senedi üçüncü kişiden temin eden davalının ise senedi iade etmediğini ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davaya konu 300.000,00 TL bedelli senedin asıl dava açıldıktan sonra davalı ...’ın oğlu ...'a, ondan da diğer davalı ...'ya ciro edildiğini ve takibe konulduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve senedin iadesine karar verilmesini talep etmiş; daha sonra talebini açıklarken keşide yeri bulunmayan, ödeme yeri ise idari birim olmayan Habibler olarak düzenlenen davaya konu senede dayalı olarak davalı ... tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibin iptaline karar verildiğini, davalarının en başından bu yana senet nedeniyle davalılara borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; davacıdan teminat maksadıyla senet almadığını, bu iddianın yazılı delille ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalılar vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; senedin takibe davalı ... tarafından konulduğunu ve diğer davalılar hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, asıl davanın derdest olduğunu, davacıdan teminat maksadıyla senet alınmadığını, senet teminat amacıyla alınmışsa dahi bunun ciro yoluyla senedi alan ...’a karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/291 E. sayılı dosyasında, davacının, davalı ...’a ait 11 parsel sayılı taşınmazdaki bina kısmını/daireyi, anılan dosyada 05.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen keşiften 5 ay önce yani Ekim 2015 ayı civarında boşalttığının tespit edildiği, dairenin boşaltıldığı ve birbirlerine ait yerlere ilişkin ihaleye girmedikleri anlaşıldığından senedin teminat fonksiyonun güncel durum itibariyle devam etmediği, birleşen davada davacı vekilinin davalılar ... ve ... aleyhindeki menfi tespit davasıyla ilgili olarak senedin teminat senedi olması ve güncel durum itibariyle senedin teminat fonksiyonu devam etmediği, birleşen davada davalı olan ... hakkındaki davayla ilgili olarak asıl davada aynı hukuki sebeplerle davanın açıldığı ve derdest olduğu gerekçesiyle, ... hakkındaki borçlu olmadığının tespiti davasının kabulü ile davacının 01.07.2007 tarihli 300.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptali isteminin senedin davalı yedinde olduğu kanıtlanamadığından reddine; birleşen davada, davacının 01.07.2007 tarihli 300.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, birleşen davada davalı olan ... hakkındaki davayla ilgili olarak derdestlik dava şartı nedeniyle usulden reddine, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/291 esas sayılı dosyasında, davacının, davalı ... a ait 11 parsel sayılı taşınmazdaki bina kısımını/daireyi anılan dosyada 05.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen keşiften 5 ay önce yani, yani Ekim 2015 ayı cıvarında boşalttığı tespit edildiği bildirildiğinden, bu tarih 30.01.2008 -21.04.2008 dava tarihlerinden yaklaşık 7 yıl sonrasına tekabül ettiği anlaşıldığından, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/291 E. sayılı dosyasında, davacının, davalı ...'a ait 11 parsel sayılı taşınmazdaki bina kısımını/daireyi anılan dosyada 05.03.2015 tarihinde gerçekleştirilen keşiften 5 ay önce yani, yani Ekim 2015 ayı cıvarında boşalttığı tespit edildiği bildirildiğinden, bu tarih 30.01.2008 -21.04.2008 dava tarihlerinden yaklaşık 7 yıl sonrasına tekabül ettiği anlaşıldığından davacı taraf lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, alınması gerekli karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde davalı ...'dan alınarak Hazineye gelir kaydına karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, asıl ve birleşen davada davacının düzenlediği adi senet nedeniyle davalılara borçlu olup olmadığı ve birleşen davada senedin davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Dava, davacı tarafından davalılar murisi müteveffa ... lehine keşide edilip daha sonra ... tarafından önce birleşen davada davalı ...'a ve ondan da diğer davalı ... Fidancıya ciro ile teslim edilen, birleşen davada davalı ... tarafından da kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konulan, bu takip sırasında İcra Tetkik Merciince verilip dereceattan da geçerek kesinleşen karara göre de, keşide yeri eksikliği nedeniyle kambiyo vasfında olmadığı anlaşılan adi senet nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olup, Mahkemece yazılı şekilde asıl ve birleşen davada menfi tespit istemlerinin kabulüne, birleşen davada davalı ... hakkındaki davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin son bozma ilamında, dava konusu adi senedin taraflar arasında akdedilen 12.03.2007 tarihli sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen şekilde anlaşmanın tazminat bedeli karşılığında verildiğine ve dava konusu senedin teminat amaçlı olduğuna işaret edilmiş, davacı tarafından bu sözleşmede yüklenilen edimlerin yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak senedin teminat fonksiyonunun devam edip etmediğinin tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Bozma ilamında da değinilen taraflar arasındaki 12.03.2007 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde, parseli davalı ...'a ait olan binayı davacının 3 ay içinde boşaltacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmü taraflar arasında ihtilaf konusu olmayıp, davalı müteveffa ... tarafından davacıya karşı Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/291 E. sayılı dosyasında açılan haksız el atmanın önlenmesi talepli davada da dereceattan geçerek tespit edildiği ve davacı tarafından da aksi iddia ve ispat edilmediği üzere, davacının tahliyeyle yükümlü olduğu taşınmazın, Ekim 2015'de yani eldeki sözleşmeden yaklaşık 7 yıl sonra davacı tarafından tahliye edildiği sabittir.
Bu durumda, dava konusu senedin veriliş amacı davacının edimini yerine getirmemesi halinde davalının uğrayacağı zararı temin etmek olan dava konusu senedin, kararlaştırılan götürü tazminat miktarınca olduğu da dikkate alındığında, davacının artık sözleşme gereği taahhütlerinin tamamını yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacı taraf davalı ...'ın zararının bulunmadığını veya götürü tazminattan az zararı olduğunu da ispat edemediğinden, asıl davanın ve birleşen davada ... ve ... hakkındaki davanın reddi yerine, Daire bozmasına yanlış anlam verilerek güncel durum itibariyle teminat fonksiyonunun devam etmediği gerekçesiyle kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
2.Kabule göre de iki ayrı dava mevcut olmasına rağmen tek bir dava varmış gibi yargılama giderlerinin birlikte değerlendirilmesi ile karar ve ilam harcından sadece birleşen dava davalısı ...'nın sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.
3.Bozma sebebine göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Mahkeme kararının BOZULMASINA, (3) numaralı bent uyarınca asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.