"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2011/356 Esas, 2013/268 Karar
HÜKÜM : Hak düşürücü süreden ret
Mahkemece verilen karar, davacı tarafça temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın ... Şubesince dava dışı ... Tekstil Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne 28.07.2006 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden 175.000,00 TL kredi kullandırıldığını ve aynı şube ile bankacılık hizmetleri sözleşmesi imzalandığını ve kredi kartı kullanıldığını, davalı ...'in kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine davalıya 03.10.2007 tarihli ihtarname keşide edilerek kredi hesaplarının katedildiğini ve 134.536,00 TL olan borcun ödemesinin ihtar edildiğini fakat borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının icra dosyası kapsamında usulsüz tebligatlarla takibin kesinleşmesini sağladığını, müvekkilince borca itiraz edildiğini ve usulsüz tebligatların tebliğ tarihlerinin düzeltilmesinin talep edildiğini, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/317 E. sayılı dosyası ile icra dosyası kapsamında yapılan bütün tebligatların tebliğ tarihlerinin düzeltildiğini ve borca itirazlarının süresinde olduğunun tespit edildiğini, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, itirazla dava tarihi arasında 3 yıldan daha uzun bir sürenin mevcut olduğunu, borçluların adresinin Ümraniye ve Kadıköy olduğunu ve mahkemenin yetkisiz olduğunu, kefillerin kefil kredinin ne miktarına kefil olduklarının belli olmadığını, davacı bankanın borcun ödenmemesine tamamen kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalının 05.06.2008 tarihinde bizzat takibe ve borca itiraz dilekçesi sunduğu, aynı tarihte takibin durdurulmasına karar verildiği, davalının itiraz dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmemiş ise de, takibin durmasından sonra davacı vekilince icra dosyasında 10.11.2008, 30.03.2009, 25.08.2009, 22.12.2009, 08.04.2010 tarihlerinde ve daha sonralarında defalarca işlem yapıldığı, itirazın iptali davasının ise 05.07.2011 tarihinde açıldığı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 67/1 maddesine göre, takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, işbu davanın itirazın öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığına ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Davacı tarafından alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, davalının 03.06.2008 tarihinde takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı alacaklı tarafça 05.07.2011 tarihinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının takibe ve borca itiraz dilekçesi davacıya tebliğ edilmemiş ise de, davalının icra dosyasında çok sayıda işlem yaptığı, bu sebeple davalının itiraz dilekçesinden haberdar olduğu kanaatine varılarak itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2.İİK'nın 67/1. hükmüne göre "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." Dava açılması için Kanun'da 1 yıllık hak düşürücü sürenin öngörüldüğü, bu sürenin hakim tarafından re'sen dikkate alınması gerektiği, borçlunun yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliği ile 1 yıllık sürenin işlemeye başlayacağı, Mahkemenin kabulünde olduğu gibi aynı zamanda icra takip dosyasından da açıkça anlaşıldığı üzere, borçlunun yapmış olduğu itirazın alacaklıya tebliğ edilmediği, alacaklının haricen itirazdan haber olduğu varsayımı ile hareket edilerek hak düşürücü sürenin işlemeye başladığı ve itirazın iptali davasının süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Mahkemece, itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilerek işin esasına girilmesi ve tarafların iddia, savunma ve delilleri kapsamında inceleme yapılarak sonuca varılması gerektiğinden, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.