Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6084 E. 2024/8353 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalıya olan borcunun bulunmadığının tespiti istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, davalı lehine yemin deliliyle hüküm kurmasının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/303 Esas, 2022/939 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/350 E., 2021/397 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ve davalının eşi ...'ın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla birlikte ... T.A.Ş.'dan çeşitli tarihlerde krediler kullandıklarını, borçlunun ticari kredi alacaklarının teminatını oluşturmak üzere müşterek borçlu müteselsil kefil ... adına kayıtlı bağımsız bölümdeki taşınmazı borçlarına teminat olması için ipotek tesis ettirildiğini, ... T.A.Ş. tarafından işbu kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığını, 15.07.2011 tarihinde alacaklı ... T.A.Ş. ile imzalanan temlikname ile müşterek borçlu müteselsil kefil ...'ın eşi ...'ın, borçlu ...'nun bankaya olan borcunu ... T.A.Ş.'den muvazaalı olarak temlik aldığını, taraflar arasında imzalanan temlikname ve işbu temliknameye istinaden devam eden dava konusu takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ... ve ... arasındaki ilişkiye binaen yapılan temliğin muvazaalı olup geçersiz olduğunu, banka kredilerinde ...'ın müşterek borçlu müteselsil kefalet ilişkisi içerisinde olduğunu, müşterek borçlu müteselsil kefilin bankadan alacağını temlik alamayacağını, bunu yaptığı takdirde esasen kendine ait borcu ödemiş sayılacağını, ...'ın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla borcu ödediğini, bu sebeple borcun konusuz kaldığını ve haksız hukuka aykırı olarak devam eden takibin iptali gerektiğini ileri sürerek Ordu İcra Müdürlüğünün 2017/16587 E. sayılı takibin müvekkili yönünden iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, müvekkili tarafından haksız olarak icra dosyasına ödenen tutarların tespiti ile bu tutarların müvekkiline faiziyle birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dilekçesinde iddia etmiş olduğu muvazaa iddianın gerçeği yansıtmadığını, yargılama konusu temlik işleminde ne temlik alan müvekkili, ne de temlik eden bankanın böle bir gayesinin bulunmadığını, bu sebeple ortaya atılan iddianın yerinde olmadığını ve yapılan temlik işleminin geçerli olmadığını, dava dilekçesinde tarafların akraba olduklarından bahsedildiğini, işbu güven sebebiyle ...'ın dairesini ipotek verdiğini, ...'ın borçlu ... ve kızı davacı ...'nın borcu ödememesi sebebiyle borçlu sıfatıyla karşı karşıya kaldığını, dava dilekçesinde her ne kadar borçlulardan birinin kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramayacağını belirtmiş ise de müvekkili davalının yargılama konusu olayda zaten borçlu konumunda olmadığını, dava dilekçesinde ...'ın temlik alacak maddi gücü olmadığı denilmiş ise de, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin mal varlığı olan bir kişi olduğunu belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporlarına göre davacı tarafın borçtan dolayı sorumluluğunun devam ettiği, dolayısıyla bu husus dikkate alınarak davacıya yemin metni hazırlaması için imkân tanındığı ve davacı tarafın da yemin teklifinde bulunduğu, davacı vekili tarafından sunulan yemin metninin davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının talimat yolu ile 30.06.2021 tarihli duruşmada teklif edilen yemini kabul edip yemin metni doğrultusunda beyanda bulunarak yeminin de sebat ettiğini eda ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V.TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.