"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi (İlk Derece sıfatıyla)
SAYISI : 2024/3 Esas, 2024/3 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
Bölge Adliye Mahkemesi (İlk Derece sıfatıyla) kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasındaki uyuşmalığa dayalı olarak İstanbul Tahkim Merkezi tarafından müvekkili şirket aleyhine karar verildiğini, her ne kadar düzeltme için talepde bulunulmuşsa da düzeltme kararında uyuşmazlığın esası ile ilgili lehlerinde bir düzeltme olmadığını, müvekkili Kahramanmaraş merkezli bir şirket olup, şirket merkezinin depremde yıkıldığını ve depoda bulunan tüm ticari ürünlerinin ziyan olduğunu, taraflar arasında Tahkim yetkisine dair bir anlaşma bulunmadığından ve karşı tarafça sunulan elektronik veriler taraflarınca kabul edilmediğinden uyuşmazlığın İstanbul Tahkim Merkezinde görülemeyeceğini, müvekkili aleyhine yöneltilecek uyuşmazlıkların Kahramanmaraş Asliye Ticaret Mahkemesi ve Kahramanmaraş İcra Dairelerinde görülmesi gerektiğini, iddia edilen uyuşmazlığın tarafının müvekkili şirket olmadığını, davalının müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, dosyaya sunulan banka kayıtları ve diğer evrakın müvekkili ile ilgili olmadığını, kabul etmemekle beraber dosyaya sunulan banka dekontları ve diğer belgelerde Harun Keleş ismi geçmekte olup ilgili belgelerin müvekkili ile bir ilişiği bulunmadığını, bu sebeple davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, kararın tahkim süresi içerisinde verilmediğini, hakem kararı 29.12.2023 tarihine kadar karar verilmesi gerekirken 19.01.2024 tarihinde verildiğini, dosyaya sunulan belgelerin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, davalı şirketin müvekkili ile 26.000 litre olmak üzere Rafineri Ayçiçek Yağı ürününün satışı hakkında anlaşma sağlandığını iddia ettiğini, bu anlaşma kapsamında müvekkiline 49.542,19 USD (Amerikan Doları) tutarında ödeme yapıldığının iddia edildiğini, işbu iddiaların müvekkili ile bir ilgisi bulunmadığını, dosyaya sunulan belgelerde yer alan imzaların müvekkili yetkililerine ait olmadığını, davalı tarafından sunulan banka dekontu incelendiğinde işlem tarihinde müvekkili şirketin kurulmadığını ileri sürerek hakem kararının iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, hakem kararının iptali koşulları oluşmadığından davanın reddini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, MTK'nın 4. maddesi uyarınca tahkim anlaşmasının yazılı şekilde yapılması gerektiği, yazılı şekil şartının, tarafların ıslak imzalarını içerir bir belge ile sağlanabileceği gibi anlaşmanın elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesindeki tahkim anlaşmasının varlığına dair iddiaya karşı cevap dilekçesi ile itiraz edilmemesi ile de sağlanabileceği, somut olayda her ne kadar davalı tarafça (Tahkim yargılamasında davacı) dosyaya ıslak imzalı bir tahkim anlaşması sunulmamış ise de Hakem kararında tespit edildiği üzere, taraflar arasındaki görüşmeler elektronik ortamda gerçekleşmiş olup tahkim yargılamasına konu uyuşmazlığın temelini oluşturan ve elektronik ortamda taraflarına gönderildiği iddia edilen sözleşme çıktısının dosyaya sunulduğu, söz konusu 15.09.2022 tarihli Rafineri Ayçiçek Yağı Ürününün Tedarikine İlişkin Sözleşmenin davacı tarafından inkar edilmediği, aksine davalıya gönderilen Bakırköy 21. Noterliğinin 24.11.2022 tarihli ihtarnamesi ile açıkça ikrar edildiği, anılan sözleşmenin 12.2. maddesinde, sözleşmeden kaynaklanan veya sözleşme ile ilişkili olan tüm uyuşmazlıkların, İstanbul Tahkim Merkezi Seri Tahkim Kuralları uyarınca nihai olarak tahkim yoluyla çözümleneceğinin kabul edildiği, davacı tarafından bütünüyle kabul edilen, tahkim yargılamasına konu uyuşmazlık yönünden haklı olduğu savunmasına dayanak olarak ileri sürülen ve ıslak imzalı olmasa da elektronik ortamda yazılı halde davalı tarafa iletilen sözleşmede tahkim anlaşması bulunduğundan, davacının tahkim anlaşmasının bulunmadığına ilişkin itirazının hakkın kötüye kullanılması kapsamında kabul edildiği ve yerinde görülmediği, tahkim yargılamasında oluşturulan usuli zaman çizelgesinde nihai kararın 20.12.2023 tarihinde verileceği kabul edilmiş ise de tarafların tahkim süresinin uzatılması konusunda anlaşamamaları ve Hakem'in talebi üzerine Divan tarafından, ISTAC Seri Tahkim Kuralları'nın 7/2. maddesi uyarınca tahkim süresinin 22.01.2024 tarihine kadar uzatılmasına karar verildiği ve bu kararın taraflara 29.12.2023 tarihinde tebliğ edildiği, nihai karar uzatılan tahkim süresi içerisinde verildiğinden davacı tarafın hakem kararının süresinde verilmediğine dair itirazın yerinde görülmediği, davacı şirket 16.06.2022 tarihinde kurulmuş olup bu tarih itibarıyla tüzel kişiliğe sahip olduğundan tahkim yargılaması sırasında ehliyetsiz olduğunun ileri sürülemeyeceği, davacı tarafın, davacı şirketin 16.06.2022 tarihinde sicile tescil edilmek suretiyle kurulduğu ve ödeme dekontları ile diğer belge tarihlerinde henüz kurulmamış olduğu, ödemenin başkasına yapıldığı, hukuki işlemin tarafı olmadığına yönelik itirazlarının ise Tek Hakem kararının esasının yerinde olup olmadığına ilişkin olmaları sebebiyle kararın iptali istemli bu davada tartışma konusu yapılmaları ve incelenmeleri mümkün olmadığı gerekçesiyle iptal davasının reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hakem kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun 15/A maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138 inci ve 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.