Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6418 E. 2024/8501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın daha önce onadığı bir temyiz kararına karşı davacı vekilinin maddi hata düzeltme talebinde bulunması ve bu talebin hukuki dayanaktan yoksun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Karar düzeltme yolunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenmemiş bir yol olması ve davacı vekilinin maddi hata iddiasının dayanaktan yoksun bulunması gözetilerek, karar düzeltme talebi reddedilmiş ve kötü niyetli başvuru olarak değerlendirilerek davacı hakkında para cezasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1232 Esas, 2023/846 Karar

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2016/1102 E., 2019/992 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.09.2024 tarihli ve 2023/4888 E., 2024/6492 K. sayılı kararıyla onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinde; formül kararla temyiz isteminin reddedildiğini,kararda temyiz nedenlerinin yazılmadığını, temyiz dilekçesinde duruşma istendiğini, dava değerinin duruşma istenmesi gereken sınırın üstünde olduğunu, duruşma yapılmadığını, bu nedenle savunma hakkının yok edildiğini belirterek Daire kararının düzeltilmesini talep etmiştir.

Davacı vekili tarafından kararın maddi hataya dayandığı gerekçesi ile düzeltilmesi istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) "Hükmün tashihi" kenar başlıklı 304 üncü maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir :

" (1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. ... "

Dosya içeriğine göre davacı vekilinin maddi hata dilekçesi olarak sunduğu dilekçede dayandığı olguların maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği,kararda gerekçenin belirtildiği,dava değerinin ıslah ile 144.198,98 TL ve 37.447,12 dolar (dava tarihindeki değeri 108.566,70 TL ) olarak toplam 252.765,68 TL şeklinde belirtildiği, 2023 yılı duruşma sınırının 358.150,00 TL olduğu, bu nedenle duruşmanın yapılmadığı, 6100 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesi uyarınca kararda herhangi bir maddi hata bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin maddi hataya dayalı karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir.

6100 sayılı Kanun'da, İstinaf ve Temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu öngörülmüştür. Mülga 1086 sayılı HUMK’da düzenlenen Karar Düzeltme müessesine ise yer verilmemiştir. Buna rağmen birçok birçok dosyanın, varolmayan bu yöntem üzerinden yeniden Yargıtay’a gönderildiği sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.

Hak arama hürriyeti veyahut mahkemeye erişim hakkı kapsamında Dairemize intikal ettirilen bu tür dosyalar, Dairemiz esasına kaydedilmekle; müteakiben gelen birçok dosyanın, temyiz inceleme sırasını ötelemenin yanı sıra, kararın kesinleşme sürecini de akamete uğratarak; lehine karar verilen tarafı da mağdur etmektedir.

“Dürüst Davranma” başlıklı Türk Medeni Kanunun 2 nci maddesi “herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” hükmünü amirdir.

Dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemelerinin fiilen devreye girmesinden sonra istinaf ve temyiz denetiminden geçen bir kararın her ne ad altında olursa olsun yeniden Yargıtay gündemine taşınması kötü niyetli kanun yolu başvurusu addedilip, talep reddinin yanısıra, para cezası tayinini de gerektirir.

Tartışmalar esnasında; “karar düzeltme ve buna bağlı kötü niyetli başvuruyla ilgili bir yaptırım düzenlenmediğinden disiplin para cezası tayininin” kanunilik ilkesine aykırı olup olmadığı değerlendirilmesi de yapılmıştır. Neticede, olağan kanunyollarından olan temyiz ve istinaf taleplerinin kötü niyetli yapılması halinde bile ceza öngören kanun koyucunun, kanunda hiç yer almayan “karar düzeltme” yoluna özel yaptırım getirmemiş olmasının yegane sebebinin müessesenin kanun metninde yer almamasından kaynaklandığı sonucuna varılmıştır. Doğal olarak kanun metinleri, bünyesinde düzenleyip tarif ettiği hususlara ilişkin düzenlemeler içerir. Dolayısıyla kanunda hiç yer almayan ve dolayısıyla kötü niyetin en bariz şekilde tezahür ettiği bu halin yaptırımdan muaf tutulduğu sonucuna varmanın kanunun özü ve ruhuyla bağdaşmayacağı izahten varestedir.

O halde, kötü niyetle istinaf yoluna başvurmaya dair 6100 sayılı Kanunun 351 inci ve kötü niyetle temyiz başlıklı 6100 sayılı Kanunun 368 inci maddelerinin atıfta bulunduğu aynı Kanun'un 329 uncu madde metinlerinin özünde, mahkemeye erişim hakkının kötüye kullanıldığı tüm halleri kapsadığı kanaatine varılmakla; haksız ve yersiz talep reddinin yanısıra disiplin para cezasını içeren aşağıdaki hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinin REDDİNE,

Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi üzerine Yargıtayca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmayıp karar düzeltme talebinin kötü niyetle yapıldığı anlaşıldığından, 6100 sayılı Kanun'un 368 inci maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 329 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca maddi hataya dayalı karar düzeltme talep eden davacı asılın takdiren 5.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,

Para cezasının İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.