Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6796 E. 2025/230 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Re'sen terkin edilen şirketin ihyası talebinin reddi üzerine açılan davada, terkin işleminin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Şirketin, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca yapılan tebligatlara rağmen genel kurul toplantılarını yapmaması, vergi kaydı ve ticari faaliyetinin bulunmaması ve şirketin kanuni duruma getirilmemesi gibi nedenlerle terkinin hukuka uygun olduğu, ayrıca davacı tarafından ihya için haklı bir neden gösterilmediği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/509 Esas, 2024/970 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2024/8 E., 2024/59 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Adana Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı bulunan ... Pamuk Entegre Tesisleri Tekstil İnş. Turz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin kurucu ortağı ve münferiden yetkilisi olduğunu, şirketin 27.02.2015 tarihi itibariyle ticaret sicilinden re'sen terkin edildiğini, 30.03.2015 tarih ve 8789 sayılı Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde tescil ve ilân edildiğini, şirketin davalı tarafından re'sen terkin edildiğinin ve şirketin münfesih hâle getirildiğinin müvekkili tarafından sonradan öğrenildiğini, şirkete ve şirket temsilcisi davacıya gönderilen bir ihtar bulunmadığını, davalının re'sen terkin işleminin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu iddia ederek ... Pamuk Entegre Tesisleri Tekstil İnş. Turz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; İhyası talep edilen Şirket'in 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) geçici 7. maddesi gereği kendilerine gönderilen ihtar ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan ilâna rağmen bildirimde bulunulmaması nedeniyle 27.02.2015 tarihinde sicilden re'sen silindiğini ve bu hususun ilân edildiğini, terkin işleminin yasa, yönetmelik ve mevzuata dayanılarak hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi uyarınca açılmış ve sicil kaydı re'sen terkin edilen şirketin ihyasına yönelik olduğu, 5 yıllık hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi tarafından dosya istinaf aşamasında iken iptal edildiği, ancak ihyası talep edilen şirketin kuruluşundan itibaren olağan hiçbir genel kurul toplantısının yapılmadığı, vergi kaydının ve ticari faaliyetinin bulunmadığı, şirketin durumunun ihtara rağmen kanuna uygun hâle getirilmediği, 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesine uygun olarak ticaret sicilinden re'sen silindiği, diğer taraftan ihya için haklı hiçbir neden gösterilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... tarafından dava dosyasına sunulan 08.06.2022 tarihli yazı cevabı ve ekindeki şirkete ait sicil dosyasından, şirketin münfesih sayılmasını gerektiren sebebin ortadan kaldırılması konusunda şirkete ve davacı şirket yetkilisi ...'e ayrı ayrı ihtarname gönderildiği, ihtarname gönderilen adresin şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olduğu gibi aynı zamanda şirketi temsile yetkili ortak olan davacının şirkete ait ticaret sicil dosyasına 15.03.2007 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesiyle yansıyan en son adresi olduğu, ihtarnamelerin adresin boş olup muhatapların adresten taşındığı belirtilerek bila tebliğ iade edildiği ve yine Ticaret Sicil Müdürlüğünce gerekli ilânın yapıldığı, dava konusu şirketin kuruluşundan itibaren hiçbir olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı, şirketin vergi kaydının ve ticari faaliyetinin de bulunmadığı, şirketin durumunun kanuna uygun hâle getirilmesi konusunda ... tarafından şirket ile şirketi temsile yetkili davacı ortağın ticaret sicil dosyasındaki adresleri itibariyle ihtarname gönderildiği ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilân yapıldığı, adrese gönderilen ihtar bila tebliğ iade edilmiş ise de 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince ihtarın ulaşmadığı durumlarda ilân tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibariyle ilânın 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçtiği, davacı tarafça ihya için haklı bir neden de gösterilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.