"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1258 Esas, 2024/1618 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıların ... ..., ... ve ... ifadelerini içeren birçok marka tesciline sahip olduğunu, markalarının tanınmış marka seviyesine de ulaştığını, davalının, mağazacılık alanında faaliyet gösteren, ev tekstili ürünleri satan bir firma olup Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2017/77 D.iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda, davalının müvekkili şirketlerin tescilli markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini tespit mahallindeki iş yerindeki tabela, kartvizit, poşet gibi tanıtım araçlarında markasal olarak kullandığının tespit edildiğini, müvekkili şirketlerin hem ticaret unvanının çekirdek unsuru hem de tescilli ve tanınmış markası olan ... ibaresinin davalı tarafından markasal kullanımlarının müvekkillerinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, davalının böylelikle tüketiciler nezdinde müvekkili şirketlerin bir bayisi olduğu izlenimi yaratarak haksız kazanç elde ettiğini, davalı tarafından https://www.facebook.com/karacahaliuretim sayfası üzerinden de tüketiciler nezdinde müvekkili şirketlerin internet sitesiymiş izlenimi uyandırmak suretiyle satış yapıldığını, maddi tazminata ilişkin hesaplama yöntemi olarak 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 151. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen yöntemi seçtiklerini ileri sürerek davalı eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitini, önlenmesini ve durdurulmasını ile şimdilik ... Züccaciye Tic.ve San. A.Ş. için 250,00 TL maddi tazminata ve 4.500,00 TL manevi tazminata, ... ... San. Tic. A.Ş. açısından 250,00 TL maddi tazminata ve 500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile taleplerini arttırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı firma ortaklarının soy isimlerinden ilham alınarak 05.01.1995 tarihinde kurulduğunu, 1995 yılından bu yana ticaret sicilde ve vergi dairesinde kayıtlı unvanını kullandığını, "..." markasıyla müşterilerine hizmet sunduğunu, ... unvanını asla tek başına kullanmadığını, tanıtım kartı ve tüm evrakta müvekkilinin unvanını tam olarak kullandığının görüleceğini, toplanan malzemelerin hepsinde "..." markasının kullanıldığını, internet sayfasında davacının markasını anımsatacak şekilde, renk, yazı, karakter, ses ve benzeri hiç bir unsurun olmadığını, unvanın markasal kullanılmasının, markaya tecavüzünün söz konusu olmadığını ve unvanı halen tescilli olduğu için davacıların tazminat talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalının iş yerinde davacı adına tescilli "...+Şekil" ve "... ..." markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olan "..." ibaresini ticaret unvanı kullanımından öte, markasal olarak davacının markalarının tescili kapsamında kalan ürünler üzerinde ve faturalarında kullandığının sabit olduğu, davalının kullanımlarının, markaların hitap ettikleri ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olacağı, SMK'nun 29/1-a ve 7/1-b hükümlerine göre bu durumun davacının tescilli markalarından kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil ettiği, tecavüzün 2014-215-216 ve 2017 yıllarından itibaren devam ettiği, alınan bilirkişi raporu ile 81.459,45 TL maddi tazminat hesaplandığı, yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, davacının marka haklarına tecavüz edilmesi nedeniyle SMK'nun 149/1-ç hükmü uyarınca manevi tazminat talebinde de bulunabileceği, ancak davalı şirketin ticaret unvanının tescil tarihinin üzerinden geçen 22 yıllık süre içerisinde davacı tarafın bu duruma sessiz kalması nedeniyle, ticaret unvanının terkinini talep etme hakkını kaybettiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, bozma kapsamında yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili, davalının ticaret unvanının terkini taleplerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/3 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tarafların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 19.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.