Logo

11. Hukuk Dairesi2024/783 E. 2024/8831 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin marka başvurusuna, davacının daha önce tescil ettirdiği markalara atıfla yapılan itirazın reddi üzerine açılan marka hükümsüzlüğü davasında, markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markalarının kapsadığı mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmadığı, bu nedenle karıştırılma ihtimalinin oluşması için gerekli ilk şartın mevcut olmadığı ve davalının kötü niyetli hareket ettiğine dair de herhangi bir delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2021/1486 Esas, 2023/1472 Karar

HÜKÜM :Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2019/289 E., 2020/233 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılarca "...+şekil" ibareli marka başvurusunun yapıldığını, müvekkili tarafından "...", "... Porselen ..." ve "..." ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya itiraz edildiğini, davalı Kurum tarafından müvekkili itirazının reddine karar verildiğini, dava konusu başvuruda yer verilen "..." ve "hürriyet" ibarelerinin çatı marka olduğunu, "gastronomi rehberi" ibaresinin ise ayırt ediciliğinin bulunmadığını, dolayısıyla başvurunun esas unsurunun "..." ibaresi olduğunu ve bu ibarenin müvekkili markalarının da esas unsurunu oluşturduğunu, buna göre dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu, bu nedenle de başvurunun reddinin gerektiğini, davalı ... şirketinin müvekkilinin rakibi olduğunu, bu şirketle müvekkili arasında derdest davaların bulunduğunu ve anılan davalının, "..., ..." markalarının müvekkiline ait olduğunu bildiğini, açıklanan nedenlerle dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek Yeniden İnceleme Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) 2019-M-4317 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1-Davalı ... Züccaciye Ticaret ve Sanayi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, iptali istenen YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, davacı markasının hükümsüzlüğü talebi ile dava açtıklarını, açılan davanın neticesinin beklenmesinin gerektiğini, davacının markasını kullanmadığını, markalar arasında karıştırılma tehlikesinin de bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2-Davalı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili başvurusu ile davacı markalarında yer alan ibarelerin aynı olmasının, markalar arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik yaratmayacağını, taraf markalarının benzer olmadığını, markaların kapsadıkları mal ve hizmetlerin de birbirinden farklı olduğunu ve markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddine istemiştir.

3-Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dava konusu başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında benzerlik bulunmadığı, bu anlamda taraf markaları arasında herhangi bir emtia benzerliğinin mevcut olmaması nedeniyle karıştırılma ihtimali ile ilgili aranılan kriterin ilk şartının oluşmadığı, bu itibarla 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (6769 sayılı Kanun) 6 ncı maddesinin birinci fıkrası anlamında bir tescil engelinin bulunmadığı, davacı markalarının tanındığı "züccaciye" emtiası ile dava konusu başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin birbirlerinden tamamen farklı olduğu, davalıların kötü niyetli davrandığına dair dosyada delil bulunmadığı, dava konusu markanın başvuru tarihi nazara alındığında davalının "..." markası üzerindeki ihtilafı bilmesine rağmen başvuru yaptığı iddiasının dinlenebilir olmadığı, ihtilafların başvuru tarihine yakın tarihli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2.6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.