Logo

11. Hukuk Dairesi2024/782 E. 2024/8592 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından tescil başvurusu yapılan "... FİT ..." markasının, davacının daha önce tescilli "FİT" markası ile benzerlik teşkil edip etmediği ve bu nedenle hükümsüz sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karıştırılma ihtimali yaratacak bir benzerlik bulunmadığı, davalı markanın ayırt edici unsurunun "FİT" olmadığı, "FİT" kelimesinin gıda ürünleri bakımından ayırt ediciliğinin düşük olduğu ve davalının kötü niyetli olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1516 Esas, 2023/1517 Karar

HÜKÜM : Esastan Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/330 E., 2019/25 K.

Taraflar arasındaki Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan redddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin ''FİT" ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da arttırdığını, davacı markasının 29., 30., 32.sınıfta yer alan malları ile itiraz edilen markanın sınıf listesinde yer alan malların birebir aynı olduğunu, davalı tarafından başvurusu yapılan "... FİT ..." markasının davacının "FİT" ibareli markalan ile ayırt edilemeyecek derecede benzediğini, markada yer alan ... ibaresinin ezilmiş fesleğen, sarımsak ile tuz, çam fıstığı, peynir ve zeytinyağ karışımından elde edilen bir sos olduğunu bu nedenle bu ibarenin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, davalı adına altı adet "..." ibareli marka bulunduğunu, bu nedenle ... ve ... ibarelerinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, itiraz edilen markanın esas unsurunun da davacıya ait markada olduğu gibi FİT kelimesi olduğunu, davaya konu olan markanın 30 ve 43. sınıfta yer alan mal ve hizmetlerde başvurusunun yapıldığını, 30.sınıfta yer alan malların birebir aynı olduğunu, 43. sınıfta yer alan hizmetlerin müvekkilinin tescilli diğer mal ve hizmetler yerine ikame edebilecek nitelikte olduğunu, davalı yanın tescil başvurusunun başından beri kötüniyetli olduğunu, TTK haksız rekabet hükümlerinde de aykırılık teşkil ettiğini, davalının, davacının tanınmışlığından haksız kazanç sağlayacağını ileri sürerek, davalı TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) 19.07.2017 tarih ve 2017-M-5888 sayılı kararının iptaline, 2016/61828 sayı ile tescil başvurusu yapılan “... FİT ..." ibareli markanın tescili halinde başvuruda bulunulan 30. sınıfın tamamı ile 43.sınıfta "yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri" bakımından hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin gıda sektörüne yönelik birçok tescilinin olduğunu, 1958 yılında faaliyete başladığını, davalı şirket markasında FİT ibaresinin esaslı unsur konumunda olmadığını, markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olmadığını, karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, FİT ibaresinin kelime ve anlam olarak bir kişinin tekeline bırakılabilecek bir ibare olmadığını, markaların aynı sınıfta olmasına rağmen iştigal alanının farklı olduğunu, işletmeler arasında bağlantının kurulamayacağını, davalı şirketin Amerikan Little Ceasars Enterprises Inc. ile akdedilen franchise sözleşmesine istinaden ... ibaresini kullandığını, ... ibaresinin 1999 yılından beri kullanıldığını beyanla davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; davalının "... FİT ..." ibareli marka başvurusu ile davacının "FİT" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından davacının "FİT" ibareli tescilli markalı mal/hizmeti satın almak/yararlamak isterken davalının "... FİT ..." ibareli başvuru markalı malı/hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, taraf marka işaretleri benzemediğinden 556 sayılı KHK'nın 8/1.maddesi anlamında iltibasın bulunmadığı, YİDK kararının yerinde ve doğru olduğu, iptal ve hükümsüzlük istemi yönünden ise taraf markaları arasında yukarıda belirtilen şekilde iltibas oluşmadığı gibi 556 sayılı KHK'nın 8/4 maddesindeki tanınmışlık iddiası açısından ise taraf marka işaretleri benzemediği gibi davalının marka başvurusunda davacı tarafın tanınmışlığından haksız yarar sağlanabileceği, itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin ve başvurunun davalı tarafça kötü niyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince; “... FİT ...” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "Fit" asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvurunun asli unsurunun "Fit" ibaresi olmadığı, bu ibarenin öne çıkarılmadığı, "Fit" ibaresinin sağlıklı, zinde, formda, uygun, vs. anlamlarına geldiği ve gıda maddeleri yönünden ayırt ediciliğinin düşük düzeyde olduğu, buna göre taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği uyuşmazlık konusu gıda malları ve hizmetleri yönünden tescili istenen dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiş karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 8 inci maddesinin 1 inci fıkrası, 8 inci maddesinin 4 üncü fıkrası.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.