Logo

11. Hukuk Dairesi2024/986 E. 2024/8677 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait markanın davacıya devri veya hükümsüzlüğünün tespiti ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının daha önce tescilli markasını kötüniyetle kendi adına tescil ettirdiği ve davacının marka üzerindeki gerçek hak sahipliğinin bulunduğu gözetilerek, davalı adına tescilli markanın davacıya devrine, maddi ve manevi tazminat isteminin ise reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/352 Esas, 2023/1828 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/69 E., 2021/66 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Çin Cumhuriyeti'nde (Tayvan) Aralık 2004 tarih ve 01128932 tescil numaralı ... markasının maliki olup markanın daha eski tarihlerden bu yana sahibi olduğunu, davalının müvekkili şirketin eski distribütörü olan ... İç ve Dış Ticaret Müh. Ltd. Şti.'nin ortağı olduğunu, bu süreçte müvekkili ile her türlü iş ve işlemi davalının yaptığını, dolayısıyla müvekkilinin marka hakkını ve içeriğini bildiğini, davalı tarafın bu dönemde müvekkilinin haberi, izni, muvafakati olmaksızın kötüniyetli şekilde müvekkilinin markasının birebir aynısını aynı mal/hizmet sınıflarında kendi adına tescil ettirdiğini, sözleşme ile müvekkilinin markasını kullanma hakkı davalıya verilmişse de hiçbir şekilde marka devri ya da markayı tescil etme hakkı tanınmadığını, müvekkilinin dava konusu markanın eskiye dayalı gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin başka bir distribütör ile çalışmaya başladığını, davalının bu distribütöre karşı haksız marka tesciline dayanıp müvekkilinin markasını kullanarak mal satışını engellemeye çalıştığını, müvekkilinin ticaret unvanının da markası ile birebir aynı olup, davalı tarafın usul ve yasaya aykırı tescilinin müvekkilinin ticaret unvanına da tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2012/57896 nolu "..." markasının gerçek hak sahibi olan müvekkili şirkete devrini, bu kabul edilmezse kötüniyetli olarak tescil edilmiş ve müvekkilinin markasının birebir aynısı olan dava konusu markanın tescil edildiği tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini, maddi ve manevi tazminat olarak şimdilik 5.000,00 TL'ye hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, 14.02.2020 tarihli celsede tazminat taleplerinin 3.000,00 TL'sinin maddi, 2.000,00 TL'sinin manevi tazminat olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ortağı olduğu, yöneticiliğini de yaptığı eski aile şirketi olan ... İç ve Dış Ticaret Mühendislik Ltd. Şti'nin, davacının ürünlerini 2002 yılından beri Türkiye, Türki Cumhuriyetler, birçok Avrupa ülkesinde münhasır yetkili distribütör olarak satın alıp pazarladığını, buna dair değişik dönemlerde davacı ile yapılmış olan sözleşmelerin halen yürürlükte olduğunu, davacı iddiasının aksine müvekkilinin distiribütörlüğünün halen devam ettiğini ve özellikle Türkiye pazarında tek yetkili distribütör olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşmelerin içeriğinden dava konusu markanın müvekkili adına tescilinde davacının bilgisi, onayı ve hatta desteğinin olduğunu, müvekkilinin bu markaya Türkiye'de marka imajını kazandırdığını, markaya ilişkin tüm hakların müvekkiline ait olduğunu kabul ettiğini, davacının, müvekkilinin tescilinden sonra "Müvekkili Dr. ...'ın Türkiye'de ... Tescilli Markanın Sahibi ve Tek Kullanım Yetkilisi" olduğunu, ... ticari markasını ve ... makinelerinin resimlerini web sitelerinden, reklamlarından, kataloglarından kaldırılmasını uyarı yazıları ile (yeni çalışmaya başladığını söylediği ... firması da dahil) muhtelif firmalara gönderdiğini, yazının bir örneğini de müvekkiline bilgi amaçlı gönderdiğini, müvekkilinin yetkilisi olduğu şirketler ile münhasır yetkili satıcılık sözleşmelerinin halen yürürlükte olduğunu, davacının Kasım 2017'de dava dışı ... ile müvekkilinin sözleşmelerini alenen ihlal eden münhasır satıcılık sözleşmesi yaptığını, davacının bahsettiği yurtdışı tescilinin müvekkilinin tescilinden daha sonra olduğunu, markanın müvekkili tarafından iyiniyetle tescil ettirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında inhisari lisans sözleşmesi bulunduğu, davalının markayı kendisi adına tescil ettirmesine davacının muvafakat ettiği yönünde bir sonuç çıkarılmayacağı, Çin Cumhuriyeti (Tayvan) ticari marka tescil kaydının noter tercümesi örneğine göre söz konusu markanın 01.12.2004 tarihinden itibaren koruma altında olduğunun tespiti ile davacının aynı ticaret unvanı ile faaliyetlerini sürdürerek davalı ile sözleşmeler yaptığı, davacının "..." markası üzerinde gerçek hak sahibi olduğu, bu durumda, 2004 yılından beri uluslararası alanda davacı yanca kullanılıp tescil olunan davacı markasının davalı yanca yapılan sözleşmeler ile bilindiği, davalının bu markayı kendi adına tescilinin kötüniyetli bir tescil olduğu ve hak düşürücü bir sürenin söz konusu olamayacağı, davacının markanın kendisine devri talebinin kabulü gerektiği, davacı taraf terditli olan devir veya hükümsüzlük davası yanında maddi ve manevi tazminat talebinde de bulunmuşsa da tazminat için yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davacının davalıya ait 2012/57896 tescil numaralı markanın devri talebinin kabulü ile markanın tescilinin davacıya devrine, koşulları oluşmayan maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince ve katılma yoluyla davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, markanın davacıya devrine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediği, kötü niyetli tescil nedeni ile maddi manevi tazminat koşullarının oluştuğu ispatlanamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı markasının davacıya devri yahut davalı markasının hükümsüzlüğü ve tazminat talebine yöneliktir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 04.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.