Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6854 E. 2024/8182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı gerçek kişilerin davalı şirketin gizli ortağı oldukları iddiasıyla açılan ortaklığın tespiti davasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vergi idaresinin gizli ortaklık tespiti davası açmaksızın 6183 sayılı Kanun'un ihtiyati tahakkuk ve haciz hükümlerini kullanabileceği, gizli ortaklığın tespitinin vergi idaresine ek bir hak sağlamayacağı ve bu nedenle davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI :2021/6 Esas, 2023/1454 Karar

HÜKÜM :Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ :Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI :2019/900 E., 2020/41 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin dokuma kumaş imalatı, kumaş toptan ticareti, dış giyim eşyası imalatı faaliyetleri ile uğraşmakta iken mükellefiyetinin 31.12.2015 tarihinde re'sen terk ettirildiğini, davalı şirketin 2012, 2013, 2014, 2015 takvim yılı hesaplarının Vergi Müfettişi Volkan Türe tarafından incelenmesi sonucunda, ... Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., Dido Dokumacılık ... Ltd. Şti., Di-Teks Boya Apre Tekstil ... Ltd. Şti., Sene Dokuma İplik ... A.Ş.’nin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyicisi firmalar olduğunu, davalılar ... ile ...'ın adı geçen firmaların fiili yöneticisi olduklarının tespit edildiğini ileri sürerek davalılar ... ve ...'ın davalı ... Tekstil Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.'nin gizli ortakları olduklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı idarenin elinde ihtiyati tahakkuk yapma imkanı bulunduğu, davacı idarenin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 17 ve 18 inci maddelerinde belirtilen yetkiyi kullanabileceği, bu bağlamda davacının vergi tahakkuku işlemlerinde bulunabilmesi için davalıların diğer davalı şirketin gizli ortağı olduğuna dair bir tespit kararı almasına ihtiyacı olmadığı, dolayısıyla bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacının, davalı şirketin ortaklık yapısının gerçeği yansıtmadığını, davalılar ... ve ...’ın davalı şirketin gizli ortağı gibi hareket ederek sahte belge/fatura düzenleme faaliyetine fiilen katıldıklarını, davalı şirket yetkilisi veya ortağı olmadığı halde şirket adına hareket ettiklerini, şirketin gizli ortağı olduklarını iddia ettiği, hukuki yararın tespit davası açma şartı olduğu, muvazaalı işlemlere dair karinelerin olduğu, ilk bakışta hukuki yarar var gibi göründüğü, ancak limited şirketlerde ortakların kamu borcundan dolayı sorumluluğuna dair özel düzenlemeler olsa da, gizli ortağın durumunun adi ortaklık olarak kabul edildiği ve limited şirket ortaklarının sorumluluğunun adi ortaklığa teşmil edilemeyeceği, davalının hangi ortakla gizli ortak olduğu ve daha önce pay sahibi olup olmadığının belirsiz olduğu, muvazaalı işlemlere dair deliller varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yetkisinin davacı idarenin takdirinde olduğu, kesinleşmiş bir yargı kararına gerek olmadığı, delillerin takdirinde bir tespit kararına gerek olmadığı, tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği, ihtiyati tedbir istemi için de hukuki yararın olmadığı, ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişiliğin perdesinin aralanması gibi yollara başvurabilmesi için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alması gerektiği gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı gerçek kişilerin davalı şirketin gizli ortağı olduğu iddiasına dayalı olarak ortaklığın tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6183 sayılı Kanun'un 17, 18 ve 35 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.