"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1281 Esas, 2023/1869 Karar
HÜKÜM : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2017/14 E., 2021/314 K.
Taraflar arasındaki sorumluluk davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 358.160,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hissedarı olduğu .... Elektrik Üretim Ltd. Şti.’ndeki hisselerinin bir kısmını 10.06.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalılar ... Ergün, ... ve ...'e devrettiğini, sonradan şirketin nev'i anonime çevrilip .... Elektrik Üretim A.Ş. olarak enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu bağlamda Enerji Bakanlığı ile akdetmiş olduğu yap-işlet-devret sözleşmesi kapsamında enerji üretim tesisi kurup işlettiğini, şirketin yöneticileri davalıların işlemleri sırasında birçok usulsüz ve hukuka aykırı işlemler yapıp şirketi zarara uğrattıklarını, davalı yönetim kurulu üyelerinin hakim ortaklıkları bulunduğu davalı şirket ile ... Elektrik Üretim A.Ş.’nin işlettiği tesisin inşaası sırasında mal ve hizmet alımı yaptıklarını, bu alımlara ilişkin vergisel yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmediklerinden şirketin vergi mevzuatı açısından risk altına soktuklarını, davalı şirket yönetim kurulu üyelerince, şirkete taahhüt edilen sermayenin kanuna uygun bir şekilde ödenmediğini, şirketin işleteceği tesisin inşaası sırasında davalı yönetim kurulu üyeleri tarafından mal ve hizmet alımı hususunda hiçbir piyasa araştırması yapılmadan birbirleri ile yakın akraba olan davalıların hâkim ortak oldukları davalı şirketten piyasa fiyatlarının çok üzerinde fahiş fiyatlarla alımlar yapıldığını, teknik projeye uygun olmayan maliyetlerin şirkete fatura edilerek ödetildiğini, böylece fahiş fiyatla mal ve hizmet alımı, usulsüz fatura tanzimi, hatalı muhasebe kayıtları ile şirket zarara uğratıldığını, vergisel açıdan şirketin riske girdiğini, şirketin akdettiği Yap-İşlet-Devret Sözleşmesi gereğince gerçekleştirilecek proje kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları için Katma Değer Vergisi (KDV) ödenmesi gerekmediği halde davalı şirkete KDV dahil fatura tanzim edilerek şirketin mali yönden zarara uğratıldığını ileri sürerek şimdilik 30.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile .... Elektrik Üretim Tic. San. A.Ş.’ye ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçelerinde; davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, işin kısa sürede ve makul fiyata bitirildiğini, davacının müvekkillerinin şirkete ortak olurken aynı zamanda davalı şirketin ortakları olduğunu bildiğini, zaten bu ortaklığı bu şekilde oluşturarak davalı şirketin .... Elektrik A.Ş.'ye finansman, inşaat, ekipman ve malzeme konusunda yardımcı olmasının amaçlandığını, müvekkillerinin firmalardan aldıkları fiyat tekliflerinin çok altında tesisin inşa işini davalı şirkete yaptırdığını, şirketin KDV'den teşvik aldığı ve KDV uygulamadığı işler bulunmakla birlikte tesisin inşaatı işi KDV indirimi ve muafiyeti kapsamında kalmadığını, müvekkillerinin sermaye koyma borcunu kanunlara uygun şekilde yerine getirdiğini, sermaye koyma borcu işbu davanın konusunu oluşturmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacı ile davalılar ..., ... ve ... dava dışı ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin ortakları, davalılar ..., ..., ... şirket yöneticileri oldukları, iddianın ileri sürülüş şekline göre davalı şirkete husumet yöneltilebileceği, davacı ve davalı gerçek kişilerin ortağı oldukları ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin ilk önce limited şirket iken davacının bu şirketteki hisselerini 10.06.2010 tarihli hisse devir ve temlik sözleşmesi ile davalılar ..., ... ve ...'e devrettiği, hisse devrinden önce limited şirket olan ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş. faaliyet alanı gereği (EPK uyarınca) limited şirketken anonim şirkete dönüştüğü, davacının sermaye borcunu kendisinin ifa ettiği iddiasının işbu davanın konusunu oluşturmadığı, ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin işleteceği tesisin inşası sırasında mal ve hizmet alımlarında vergisel mevzuat hükümlerine göre risk oluşturacak işlemler yapıldığına yönelik iddialar yönünden ise, bu kapsamda vergi mevzuatı açısından ortak olunan şirket aleyhine vergi dairesi tarafından uygulanmış bir vergi cezası yahut parasal yükümlülük gerektiren bir işlem bulunmadığı, bu yönde ortaya çıkan bir zarardan söz edilemeyeceği, ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'ye davalı ortakların usulüne uygun sermaye ödemedikleri iddiasının yerinde görülmediği, bu hususta ortada bir zararın bulunmadığı, ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin işleteceği tesisin inşaası sırasında davalı yöneticilerin mal ve hizmet alımı hususunda basiretsiz davranarak piyasa fiyatlarının çok üzerinde alım yaparak şirketi zarara uğrattıkları iddiası yönünden, ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin işleteceği tesisin mal ve hizmet alımları davalı Ergünler Ltd. Şti. tarafından sağlandığı, tesisin yapım işinin yüksek maliyetle davalı şirketçe yapıldığı iddia edilmekte ise de, davalı şirket tarafından düzenlenen faturalar ile ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin kayıtlarında yer alan, ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'nin davalıdan almış olduğu mal ve hizmetin kayıtlarındaki maliyet miktarı dikkate alındığında HES Proje İnşaası işinin gerçekleştirilmesinde ... Elektrik Üretim San. Tic. A.Ş.'yi zararlandırıcı herhangi bir durumun söz konusu olmadığının dosyada alınan bilirkişi raporlarında belirlendiği, dolayısıyla davalı gerçek kişi yöneticilerin özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davranışlarının bulunmadığı, bir zararın ortaya çıkmadığı, davalı şirketin de işin yapımı sırasında sözleşme ilişkisinden kaynaklı olarak davacıyı zararlandırıcı iş ve eylemlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirketin davada pasif husumet ehliyetinin bulunduğu, .... Elektrik Üretim A.Ş. (işveren) ile davalı (yüklenici) şirket arasında tesisin inşaat işinin yapımına ilişkin akdedilen sözleşmede işin bedelinin, işin ilerleyişine bağlı olarak yüklenicinin hakediş raporu düzenleyeceği, yaptığı işle ilgili olarak işveren ile mutabık olunan hakediş raporunun tutarına göre fatura düzenleneceği, fatura kesim tarihinden itibaren 30 gün içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, işveren tarafından davalı şirkete avans ödemesi adı altında ödemelerde bulunulduğu, davalı şirketin de yaptığı imalatlara karşılık hakediş bedeli olarak tümü 2014 yılı içerisinde olmak üzere işveren şirkete KDV dahil 01.06.2014 tarihli 4.852.121,06 TL, 01.12.2014 tarihli 7.653.390,56 TL ve 19.12.2014 tarihli 6.027.374,06 TL olmak üzere toplam 18.532.885,68 TL tutarında hakediş faturası kestiği, bilirkişiler tarafından dava dosyasında hangi imalatın hangi yıl yapıldığını belirleyecek ataşman defteri, sürveyan defteri, şantiye defteri, seviye tespit raporu gibi bilgi ve belgelere rastlanılmadığının belirtildiği, 14.05.2019 tarihli raporda belirtildiği üzere, işin 2012 yılının Ağustos ayında başladığı, 2013 ve 2014 yıllarında da devam ettiği, 2014 yılında geçici kabulünün sonuçlandırıldığı, santral binası imalatlarının Enerji Bakanlığı sorumluluğunda 2014 yılında da devam ettiği, işin cebri boru hattı ve regülatör yapımı işlerinin 2013 yılı içerisinde büyük oranda tamamlandığı, bu doğrultuda geçici kabul çalışmalarının başlatıldığı, geçici kabul işlemlerinin başlangıç tarihinin 18.11.2013 tarihi olduğu, işle ilgili kabul eksikliklerinin olduğu, santral binası inşaatının da 2014 yılı içerisinde tamamlandığı, sonuçta işin kabulünün 2014 yılı Haziran ayı içerisinde sonlandırıldığı, dava dosyasında hangi imalatın hangi yıl yapıldığını belirleyecek, ataşman defteri, sürveyan defteri, şantiye defteri, seviye tespit raporu gibi imalat tarihlerine ilişkin belgeler bulunmadığı, davalı şirketin yaptığı imalatlara ilişkin düzenlenen 3 adet hakedişin de 2014 yılı içerisinde (01.06.2014, 01.12.2014 ve 19.12.2014 tarihlerinde) düzenlendiği anlaşıldığından, söz konusu tesisin maliyet hesaplarının dosya kapsamında yer alan veriler doğrultusunda 2014 yılı fiyatları ile yapılmasının isabetli olacağı kanaatine varıldığı, davalı şirket tarafından proje bürosunca hazırlanan tatbikat projeleri doğrultusunda işe başlandığı, yapım aşamasında proje de olmayan ancak gerek görülmesi üzerine daha sonra proje firmasınca projelendirilen uygulamalar ile birlikte uygulama esnasında mahallinde karar verilen uygulamaların da olduğu ve bu doğrultuda imalatların yapıldığı, karşılaşılan imalat zorlukları nedenleriyle işin miktarında ortaya çıkan ve hiç bir şekilde iş sonu projelerine yansımayan imalatların olduğu, bu nedenlerle planlama aşamasında öngörülmeyen, yaklaşık maliyete baz olan fizibiliteden sonra projeye eklenen ve/veya uygulama esnasında zaruri olarak yapılması gereken imalatların da hesaplara dahil edilmesinin uygun olacağı, önceki bilirkişi raporlarındaki tespit ve verilerin uygun ve makul görülerek hesaplara dahil edildiği, ancak daha önceki raporlarda yer alan çimento tutarının kullanılan beton miktarı ve tutarı içerisinde değerlendirilmesinin isabetli olacağı düşünüldüğünden, hesaplamalara çimento bedeli dahil edilmeyerek hesaplamaların bu doğrultuda yapıldığının belirtildiği, davalı şirkete yaptırılan işin maliyetinin hem piyasa hem de Devlet Su İşleri şartlarına uygun fiyatlarla yapıldığının dosyada alınan gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporları ile tespit edildiği, zararın ispatlanamadığı, sermaye koyma taahhüdünün bu davanın konusunu teşkil etmediği, yatırım teşvik belgesi kapsamında KDV istisnasının yurtiçi ve yurtdışından alınan makine ve demirbaşlara ilişkin olduğu, oysa ki, davalı şirketin şirkete düzenlediği KDV’li faturalar içeriğinin bu kapsamda bulunmadığı, faturalarda yer alan KDV tutarının şirket tarafından vergi indiriminde kullanılacağı, şirket hakkında vergi usulsüzlüğünden kaynaklı bir vergi cezası olduğunda ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yöneticilerin şirketi zarara uğrattığı, davalı şirketin de haksız kazanç sağladığı iddiasına dayalı sorumluluk ve tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 553 ve 555 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 19.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.