"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/438 Esas, 2023/1912 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/474 E., 2021/195 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun süredir özellikle gıda olmak üzere birçok alanda aktif olarak faaliyette bulunduğunu, TÜRKPATENT nezdinde 2013/06618 sayı ile tescilli "ambalaj deseni" tasarımlarının sahibi olduğunu, 2013/06618 (1) sayı ile tescilli "ambalaj deseni No:1" isimli tasarımın gıda sektörü alanında gerek yurt içinde gerekse yurt dışında aktif ve yoğun şekilde kullanıldığını, müvekkilinin tescilli markası ve tasarımı tanınmış olup hatta slogan halinde olduğunu, bu durumda davalının müvekkiline ait tasarımı taklit ettiğini, davalının ürünlerinin müvekkiline ait ürünler zannedilip karışıklığa neden olacağının aşikar olduğunu, davaya konu her iki tasarımın birbirinin aynısı olduğunu, davalının eylemlerinin müvekkilinin tescilli tasarımına tecavüz oluşturduğunu maddi ve manevi zararlar verdiğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin 2013/06618 tescil numaralı tasarımına yönelik tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, men'ine, ref'ine, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra maddi tazminat isteminin sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli üzerinden hesaplanmasını istediğini belirtmiş ve maddi tazminat istemini 42.785,48 TL’ye ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin 2015 yılından bu yana gıda tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, davaya konu edilen ambalajının müvekkili tarafından kullanılmadığını, müvekkili adına anılan sicilde 2018/31082 numarasıyla tescilli “mr.extra mr:1” isimli şekil markasını tescilli olarak kullandığını, markanın bir şekil markası olup dosyada mübrez tescil belgesinden bunun açıkça görüldüğünü, tescilli şekil markasının kullanılmasının davacının tasarımına tecavüz oluşturduğu iddiasının kabul edilemez olduğunu, davacının tasarımı ile müvekkilinin şekil markasını ihtiva eden ambalajı arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin "MR.EXTRA MR.1” şekil markasını ihtiva eden tescilsiz tasarımı ile davacının tasarım tescili kıyaslandığında içerisinde yer alan “1” rakamı dışında görsel ve işitsel anlamda hiçbir benzerlik bulunmadığını, müvekkili markası üzerindeki vurgunun MR. (BAY) harfi üzerinde yoğunlaştığını, ancak davacı markasının ise bir bütün halinde bakıldığında daha çok NO (NUMARA) ibareleri üzerinde yoğunlaştığını, bu durumun iki tasarımın görselinde ciddi farklılık oluşturduğunu ve davacı yan iddiaların haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafa ait 2013/06618 (1) numaralı "no:1" ibare ve görselini taşıyan tasarım ile dava dosyasına sunulan davalı tarafa ait “...: 1” isimli ürün arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, haliyle 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 sayılı Kanun) 81/1.(a) maddesi uyarınca davalı kullanımının davacıya ait 2013/06618 tescil numaralı (1) nolu tescilli tasarıma tecavüz teşkil ettiği, ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin çocuklar olması ve haliyle davalı ürünlerinin davacının ürününe benzetilerek satın alınabileceği ve bu suretle iltibasa sebebiyet verebileceği, davalı kullanımının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 55/1.(a).4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği, davacının maddi tazminata ilişkin talebine gelince; davacı vekili maddi tazminat talebini 6769 sayılı Kanun’un 151/2-c bendi uyarınca lisans seçeneğine göre tercih ettiği, düzenlenen bilirkişi raporuna göre; davalının dava tarihi itibariyle dava konusu tasarımın kullanıldığı ürün satışından elde ettiği toplam satış hasılatının 285.236,50 TL olduğunun bildirildiği, davacı tarafından emsal lisans sözleşmesi ibraz edilmediği, keza, re'sen de yapılan araştırmada emsal lisans sözleşmesi bulunamadığı, bilirkişi raporunda benzer dosyalarda İTO'ya yazılan yazılara verilen cevaplarda cironun %15'inin lisans bedeli olabileceğinin belirtildiği ancak nihai takdirin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri uyarınca mahkemede olduğunun mütalaa edildiği, 6098 sayılı Kanun’un 51 ve 52 nci maddeleri de birlikte değerlendirilerek somut olayda emsal lisans sözleşmesi de ibraz edilmememesi karşısında, dava konusu tasarımın ve ihlalin niteliğine göre lisans bedelinin takdiren cironun %5'i oranında olabileceği sonuç ve kanaatine varılarak elde edilen 285.236,50 TL tutarındaki cironun %5'i olan 14.261,82 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilinin gerektiği, davalının eylemi aynı zamanda davacının tasarımdan doğan manevi haklarını da ihlal ettiğinden ihlalin niteliği, süresi, manevi tazminatın amacı ve tarafların ekonomik durumu gözetilerek davacı yararına 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının davacı adına tescilli 2013/06618 tescil nolu ambalaj tasarımından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, men'ine, ref'ine, davalıya ait bu tasarımın aynısı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlerini ihtiva eden tüm ambalaj ve ürünlerin toplatılmasına, toplam 14.261,82 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacıya ait 2013/06618 (1) numaralı "no:1" ibare ve görselini taşıyan tasarım ile dava dosyasına sunulan davalı tarafa ait “...: 1” isimli ürün arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, benzer olarak algılandıkları, davalı kullanımının davacıya ait tescilli tasarıma tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği; davalının bekletici mesele yapılmasını istediği dava dosyasının marka hükümsüzlüğüne ilişkin olup işbu davanın tasarıma dayalı olması ve incelenen dosya içerikleri itibariyle dosyanın bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan tespite göre takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalının davacı şirket adına tescilli endüstriyel tasarımdan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturacak eyleminin olup olmadığı, varsa tecavüzün men'i, ref'i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.6769 sayılı Kanun'un 81 inci maddesi ile 149 ve devam hükümleri.
3.6102 sayılı Kanun'un 54 ve devam hükümleri.
3. Değerlendirme
1.Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacının endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin men'i ve ref'i talepleri kabul edilmiş, bununla birlikte maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüyle 14.261,82 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş olup, davacı tarafından reddedilen maddi tazminat miktarı yönünden karar temyiz edilmiştir. Reddedilen ve temyize konu edilen toplam maddi tazminat miktarı 28.523,66 TL, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davalı vekilinin temyizine gelince, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bente açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin MİKTARDAN REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 18.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.