"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1805 Esas- 2023/1924 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/12 E., 2021/723 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisleri ...'ın vefatından sonra davalı şirkette pay sahibi olduklarını, şirketin hakim ortakları ve yetkili müdürleri tarafından davacılara şirket faaliyetleri, şirket kayıtları, borç ve kârlılık durumu, öz varlık hakkında bilgi verilmediğini, davacılara noter kanalıyla genel kurul çağrısı yapıldığını, ancak 26.03.2018 tarihinde şirket merkezine gidildiğinde şirket müdürü tarafından hiçbir bilgi ve belge verilmeyeceğinin beyan edildiğini ve bu durumun tutanak altına alındığını, ... vekili tarafından tutulan tutunağın şirkete tebliği üzerine finansal gelir tablosu ve bilançonun davacıya noter kanalıyla iletildiğini, şirket finansal tablolarının genel kuruldan bir gün önce tebliğ edilmiş olsa dahi genel kurulun kanuna ve usule uygun olması için bu tabloların genel kuruldan en az 15 gün önce hazır edilmesi ve pay sahiplerine bir nüsha verilmesini gerektiğini, bu şartların hiçbirisi sağlanmamış olduğundan genel kurul kararlarının usulsüzlük nedeniyle geçersiz olduğunu, 30.05.2018 tarihindeki genel kurulda hazır bulanan davacı vekillerine, talep edildiği halde son üç yıla ait finansal tabloların, mizanın, şirketin kiracılık durumu ve kira kontratına ilişkin belgelerin verilmediğini, şirketin diğer ortakları ... ve ...'ın şirketten huzur hakkı aldığını, diğer ortak Jale Kayan'ın ise ...'ın eşi olup şirket üzerinden gelir elde ettiğini, şirketin kâr payı ve kâr avansı dağıtmama kararının art niyetli olduğunu, huzur hakkının tespiti konusunda müdürler kuruluna yetki verilmesinin kötüniyetli olduğunu, ilgili kararla, genel kurula ait yetkilerin müdürler kuruluna devredildiğini, şirkete ait tüm gayri menkullerin satışı için genel kurul kararı alınması şartı kaldırılarak sadece birinci derece imza yetkilisi müdür imzası ile gayrimenkullerin satışının mümkün kılındığını, bu kararın esas amacının, davacılara ait hisselerinin değerini düşürmek olduğunu, kararın, taşınmazları satılmak suretiyle şirketin maddi değerinin azaltılması riskini içerdiğini, işlemlerin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek davaya konu genel kurulda alınan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, dava dilekçesinde, talep sonucunun açık bir şekilde belirtilmediğini, davacıların, davalı şirketin tüm işleyişine ilişkin davalar açarak davalı şirketi zor durumda bırakmak istediklerini, bu nedenle müvekkilinin uğraması kuvvetle muhtemel olan zararlara karşılık teminat yatırmaları gerektiğini, davacılara gelir tabloları ve bilançoların 28.03.2018 tarihli noter ihtarnamesi ile gönderildiğini, genel kurulda davacının sorduğu soruların ve ileri sürdüğü tüm iddiaların cevaplandırıldığını, gündemle ilgisi bulunmayan sorulara ise gündem dışı konuların genel kurulda görüşülüp, tartışılıp, müzakere edilememesi sebebi ile cevap verilmediğini, müvekkilinin kanuna aykırı bir uygulamasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava dilekçesiyle, davaya konu genel kurulda alınan tüm kararların iptali talep edilmiş ise de davacıların, (2) ve (3) numaralı kararlara olumlu oy kullandıkları ve dava dilekçesi içeriğinde bu kararlara ilişkin herhangi bir iptal gerekçesi de ileri sürmedikleri, bu nedenle davacı tarafça iptali istenilen kararların, usulüne uygun olarak muhalefet şerhi de koydukları 4, 5, 6, 7 ve 8 numaralı kararlar olduğunun kabulü gerektiği, bilanço ve gelir tablolarının okunması ve müzakere edilmesine ilişkin 4 numaralı ve şirketin yıllık faaliyet raporlarının okunması ve müzakere edilmesine ilişkin 5 numaralı kararlar hakkındaki iptal talebi bakımından; davacıların finansal tabloların şirket merkezinde incelemelerine açılmadığına dair 26.03.2018 tarihini taşıyan bir tutanak düzenledikleri ve davalı tarafa finansal tabloların incelemeye sunulması için noter marifetiyle 26.03.2018 tarihli ihtarnameyi gönderdikleri, ancak genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun olduğu, .... Noterliğince, finansal tabloların şirketin merkez adresinde duvar panosuna asılı olduğuna dair 28.03.2018 tarihli tespit tutanağının düzenlendiği, 30.03.2018 tarihinde 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının davacıların da katılımı ile yapıldığı, bilanço ve gelir tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun toplantıda okunduğu, diğer yandan davacıların %10'un üzerinde azınlık oyuna sahip oldukları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı TTK) 420. maddesi uyarınca, gündemin bu maddelerinin ertelenmesini talep etme hakları bulunduğu, davacıların bu haklarını kullanmadıkları da gözetilerek anılan kararlara ilişkin iddialarını ispat edemedikleri kanaatine varıldığı, şirket ortaklarına 2017 yılına ait kâr payı ve kâr payı avansı dağıtılmamasına ilişkin (6) numaralı karar hakkındaki iptal talebi bakımından; davalı Şirket'in 2014 yılında tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet amacıyla yatırım kararı aldığı, bu nedenle 2015 yılı sonrasında kâr elde edemediği, 2016 ve 2017 yıllarında satılan malların maliyetlerinin yükselmesi ile kârlılığın azalması, faiz giderlerinin artması nedeniyle zarar ettiği, kâr payı dağıtılması için şirketin öncelikle kâr elde etmesi gerektiği, şirket kâr etmediğine göre bu kararın iptalini gerektiren bir neden bulunmadığı, davacılarca, murislerinin vefatı sonrasında kendilerine kâr ödenmemesi için şirketin zarara uğratıldığı ileri sürülmüş ise de, davalı Şirket'in, murisin 07.09.2017 tarihindeki vefatından önce 2016 yılında da zarar ettiği, esasen şirketlerin ticari hayatın içinde zarar ettiği hesap dönemlerinin bulunmasının normal olduğu da dikkate alındığında bu iddialarını ispat edemedikleri, huzur haklarının tespiti konusunda müdürler kuruluna yetki verilmesine ilişkin (7) numaralı karar bakımından;
6102 sayılı Kanun'un 616. maddesinde, genel kurulun devredilemez yetkilerinin düzenlendiği, aynı maddenin birinci fıkrasının (f) bendinde, müdürlerin ücretlerinin belirlenmesi ve ibralarının genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayıldığı, (7) numaralı kararın bu hükme açıkça aykırı olduğu, bu nedenle iptali gerektiği, iç yönerge değişikliğine ilişkin (8) numaralı karar hakkındaki iptal talebine gelince, anılan kararla, davalı Şirket'in 03.09.2015 tarihli iç yönergesinin, "1. derece imza yetkilisi müdür, şirketimizi şirket kaşesi altına koyacağı münferid imzasıyla temsil ve ilzama yetkilidir. Ayrıca müdürleri kurulu başkanıdır ve tüm kurul toplantılarına başkanlık eder." şeklinde değiştirilmesine karar verildiği, 6102 sayılı Kanun'un, genel kurulun yetkilerini düzenleyen 616. maddesinde, taşınmaz satışına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, buna karşılık aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu fıkrada sayılan hususların şirket sözleşmesinde öngörüldükleri takdirde genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğunun belirtildiği, anılan hükümde sayılan hallerden birinin de (a) bendinde belirtilen, şirket sözleşmesi uyarınca genel kurulun onayının arandığı haller ile müdürlerin faaliyetlerinin onaylanması olduğu, anonim şirketlere ilişkin 6102 sayılı Kanun'un 408/2-f hükmünde, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışının genel kurulun yetkisine bırakıldığı, şirket ana sözleşmesinde genel kurulun yetkisine dair bir hüküm bulunmadığı, ancak bilirkişi incelemesinde, 2015-2016-2017 yıllarında hiçbir şekilde gayrimenkul alım satımının olmadığının tespit edildiği ve davacıların murisinin şirket tarafından kiralanan gayrimenkulüne ilişkin olarak davacılara kira ödemesinin yapılmadığı dikkate alındığında, verilen yetki ile şirkete ait gayrimenkullerin satılması halinde davacıların hisselerinin değerinin düşmesi riskinin oluştuğu, murisin vefatına kadar genel kurulun iznine bırakılan taşınmaz satışı yetkisinin, murisin vefatından ve davacı ortaklar ile diğer ortaklar arasında uyuşmazlıklar çıktıktan sonra sadece müdürler kurulu başkanına verilmesinin iyiniyet kurallarına uygun olmadığı, bu nedenle bu kararın da iptali koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davaya konu genel kurulda alınan (7) ve (8) numaralı kararların iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava,limited şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının reddi ileBölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 15.01.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.