"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1562 Esas, 2023/2116 Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ :İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/308 E., 2021/426 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin piyasada bebek ürünleri konusunda gerek Türkiye, gerek yurtışında 20'den fazla ülkede ticari faaliyet gösterdiğini, davalı ... Sağlık ve Gıda ... Ltd. Şti.'nin çalışanı olan diğer davalı ...'ın müvekkil şirketin yetkilisi ...'ın akrabası olduğunu, ...'ın davacı şirketin çeşitli işlerinde görevlendirildiğini, 2007 yılına gelindiğinde davalının şirketin üst kademelerinde görev almaya başladığını, bu çerçevede şirketin tüm ticari sırlarını, üretim yöntemlerini, müşteri portföyünü öğrendiğini, davacı ile davalı arasında ticari işletmenin sırlarını 3. kişilerle paylaşmayacağına, haksız rekabet eylemlerinde bulunmayacağına dair 28.08.2007 tarihinde protokol imzalandığını, davalı ...'ın müvekkili şirketten hiçbir sebep belirtmeden ayrıldıktan sonra bazı rakip şirketlerde işe girerek müvekkilinin sırlarını vermesi sonucu kendisine ve davalı ... Sağlık .. Ltd. Şti.'ne ihtarname çekildiğini, davalıların haksız rekabet oluşturan eylemlerine devam ettiğini ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların ortak müşterilerine uyguladıkları fiyatlar mukayese edildiğinde, davalının uyguladığı adet/TL birim fiyatlarının davacı iddialarının aksine davacının fiyatlarından daha yüksek olduğu, yani iddia edildiği gibi davalının fiyat kırmasından söz edilemeyeceği, davacı tarafından 2012 yılı muavin defteri sunulmadığından 2012 yılı satışlarına bakılarak 2013 yılında artış veya azalış bulunduğu hususunun tespit edilemediği, 2013 yılı ve sonraki yıllarda ortak alıcılara yapılan satışlara ait fatura, irsaliye, satış sözleşmesi vb.belgeler dosyaya ibraz edilmediği için satılan malın cinsi, miktarı ve birim fiyatının ortak müşteri cari hesapları üzerinden belirlenemediği, davacı tarafça aynı zamanda davalı ...'ın davacı şirket yanında eğitim/uygulama sonucu öğrenmiş olduğu rotasyon teknolojisine ait know-how'u davalı şirkete taşıyarak haksız rekabete yol açmış olduğu iddia edilmiş ise de, teknik bilirkişinin de tespitleri ile davalının diğer davalı şirkette çalışmaya başladıktan sonra davacı nezdinde edindiği mesleki bilgi ve tecrübelerini kullanmasının davalı şirkete rekabet avantajı sağlayan ticari sırların ifşası olarak nitelendirilemeyeceği, SGK kayıtlarına göre davalı ...'ın her iki şirkette de plastik mamüller imal işçisi olarak çalıştığı, davalının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğine ya da davalı tarafından haksız feshedildiğine dair somut delil bulunmadığı, davalı işçinin davacı şirkette pazarlama/satış/dağıtım müdürü, üretim yönetimi müdürlüğü vb.bir görevlendirmesi olduğuna ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, davalı işçinin davacı şirketteki konumu itibarı ile şirketin ticari sırlarını bilebilecek pozisyonda olmadığı, öte yandan taraflar arasındaki 28.08.2007 tarihli protokolde davacı tarafından herhangi bir karşı edim üstlenilmediği, protokolde öngörülen cezai şart tazminatının davalı işçinin aylık ücret tutarından oldukça fazla olduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 445. maddesi hükmüne aykırı olarak bir menfaat dengesizliğinin bulunduğu, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin TBK'nın 444/I hükmünde öngörülen geçerlilik ve 444/II hükmünde belirtilen haklılık koşullarını taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya kapsamındaki belge, bilgi ve delillere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
A.Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.