Logo

11. Hukuk Dairesi2024/1862 E. 2024/3498 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından haksız feshedilen varlık satış sözleşmesi sebebiyle davacı tarafından ödenen avans bedelinin iadesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve davalı vekillerinin karar düzeltme taleplerinin, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesinde sayılan karar düzeltme hallerinden hiçbirini içermemesi gözetilerek reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/553 Esas, 2022/742 Karar

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... Endüstriyel Gıda ve Temizlik Ürün. San. ve Tic. A.Ş. vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı şirket bünyesindeki varlıklarını satmaya karar vermesi üzerine alımına talip olduğunu, tarafların 05.11.2007 tarihli varlık satış sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmeye göre devir bedelinin 20.000.000,00 USD olup avans olarak 2.000.000,00 USD ödemenin öngörülmesi üzerine bu miktarın ödendiğini, kalan kısmın daha sonra ödenmesi için anlaşıldığını ancak ödemenin gerçekleşmediği gerekçesi ile davalının 02.01.2008 tarihli yazısı ile sözleşmeyi feshedip yapılan avans ödemesini ceza-i şart olarak kabul ederek irat kaydettiğini, fesih sonrası başka bir şirkete satış işleminin gerçekleştiğini, davalının bu davranışının hatalı ve haksız olup avans olarak verilen bedelin iadesinin gerektiğini ileri sürerek şimdilik 10.000,00 USD'nin 28.07.2008 tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek faiz oranı ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından sözleşme gereğince ifa edilmesi gereken yükümlülüklerin zamanında ifa edilmediğini, sözleşmede satım bedelinin bir bütün olarak belirlendiğini, ön koşullarda yer alan kıdem tazminatı teminat mektubunun temin edilmediğini, ödeme için kesin mehle riayet edilmediğini, sözleşmede kesin mehil belirtildiğini, kesin mehile uyulmaması halinde sözleşmenin kendiliğinden fesh olunacağının kararlaştırıldığını, davacıya yeni bir mehil verilmesi zorunluluğu bulunmadığını, feshin usulsüz olmadığını, sözleşmenin 13.3 maddesi gereğince avans ödemesinin cezai şart olarak irat kaydedildiğini, müvekkili tarafından üzerine düşen bütün edimlerin süresi içinde yerine getirildiğini, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 107 nci maddesi gereğince ifa tarihinin kesin olarak belirlendiğini savunarak davanın husumet, zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı uyarınca aldırılan son ek raporda cezai şartta tenkisat koşulu konusunda bir açıklık olmadığı, ancak heyetçe davacı firmanın ödemiş olduğu avansı 2008 yılında iade alabildiği takdirde, 2008 yılında işletme sermayesi yabancı kaynak kullanımı olamayacağı, bu nedenle bu kaynak kullanımı için finansman gideri ödemeyeceği, bu nedenle de bilançonun pasif kaleminde ver alan mali borç kalemindeki değerin kâr kaleminde olacağı ve firmanın zarar yerine kâr etmiş olabileceği hareketle de tenkisat koşulunun oluşmuş olabileceğinin belirlenmiş olduğu, iddia ve itirazlar tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarında yapılan tespit ve değerlendirmeler ışığında cezai şartta % 50 oranında tenkisat yapılmasının her iki taraf yönünden de hakkaniyetli olacağı, sözleşme ile tayin edilen cezai şartın tahsilini isteme hakkına sahip olan davacının açtığı dava sonucunda cezai şartın hakim tarafından fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde tenkis edilen miktardan dolayı davacı yan aleyhine avukatlık ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile (cezai şarttan takdiren yapılan tenkisat da dikkate alınarak) 1.000.000,00 USD'nin (10.000 USD'lik kısmına dava tarihinden, 990.000 USD'lik kısmına ıslah tarihinden itibaren) 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 4 üncü maddesinin a bendine göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı/temlik alana verilmesine, fazlaya ilişkin 1.000.000,00 USD'lik talebin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti. vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Yargıtay Kararı

Dairenin 28.11.2023 tarihli ve 2022/6880 E., 2023/6886 K. sayılı kararıyla, Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti. vekili ve davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1.Davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz dilekçesinde özetle; faiz başlangıç tarihinin ıslahla arttırılan kısım için ıslah tarihi olarak esas alınmasının hatalı olduğunu, vekalet ücreti hesaplamasında da hata yapıldığını, vekalet ücretinin bugünkü kur üzerinden dava değeri hesaplanarak vekalet ücreti hesaplanması gerektiğini, cezai tenkisat oranının çok daha az olması ve hatta hiç tenkisat yapılamayacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece incelenmesi istenen ticari defterler incelenmediğinden davacının ekonomik mahva uğrayıp uğramadığı ve mali durumu tespit edilemediğini, bu açıdan eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas alınmak karar verilmesinin yerinde olmadığını, davacı defterleri incelenmeden sadece vergi beyannameleri üzerinden davacının cezai şart ödemesi sebebi ile ekonomik açıdan mahva uğrayıp uğramadığı ve mali durumunun tespit edilemeyeceğini, somut olayda cezai şartta indirim koşullarının gerçekleşmediğini, davacı defterlerini sunmadığından tenkisat koşullarının oluştuğu hususunu da ispatlayamadığını, davacının satışlarının azalmasının ekonomik yıkıma neden olmasına hukuki bir gerekçe oluşturmayacağını, tenkisat koşullarının gerçekleştiği varsayımı kabulü halinde dahi mahkemece takdir edilen %50 oranındaki cezai şartın kararlaştırılma amacını sonuçsuz bırakacak derecede yüksek olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki 05.11.2007 tarihli varlık satış sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshine dayalı olarak davacı tarafından ödenen avansın iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı ve 442 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

davacı...Doğal Ürün. Gıda Paz. İletişim Petrol Ürünleri San.ve Tic.Ltd.Şti. vekili ve davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE,

Alınması gereken karar düzeltme harçları peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Kanun ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 para cezasının karar düzeltme isteyenlerden ayrı ayrı alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,

02.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.