"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/773 Esas, 2023/1560 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 21. SALİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/469 E.
HÜKÜM : Yeniden Hüküm Kurulmak Suretiyle Asıl ve Birleşen Davanın Kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/541 E., 2020/522 K.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı şirketin toplam sermayesinin %21,68'ini temsil eden 43.567 adet C grubu nama yazılı pay sahibi olan müvekkili şirketin, davalı şirketteki tüm paylarını devrederek ortaklıktan ayrılmak istediğini, davalı şirketin ortaklarına, pay sahipleri sözleşmesi gereği önalım haklarını kullanması hususunda bildirim yükümlülüğünü yerine getiren müvekkili şirketin 10.05.2019 tarihinde dava dışı ... Yatçılık Gayrimenkul Turizm Otomotiv İç ve Dış Tic A.Ş. ile imzaladığı pay devir sözleşmesi ile ilgili pay devri kararı alınması ve pay devrinin şirket pay defterlerine işlenmesi talebinin 24.06.2019 tarihli toplantıda, davalı şirket ana sözleşmesinin 8.1. ve 8.1.(i) maddesi gerekçe gösterilerek oy birliği ile reddedildiğini, davaya konu pay devrinde ana sözleşmeye aykırılık bulunmadığını, nama yazılı pay devrinin önemli bir sebeple reddi için red sebeplerinin esas sözleşmede açık ve somut bir şekilde belirtilmesi gerektiğini, pay devrinin reddini gerektirecek önemli bir sebebin bulunmadığını, şirket açısından önemli bir payın devrinin de söz konusu olmadığını, davalı şirketin halihazırdaki ortaklarının profili şirketin büyümesi, başarısı, ekonomik bağımsızlığı ve faaliyetinin devamlılığı açısından önemli ise de bu hususun şirketin kuruluş ve gelişme aşamalarında bir anlam ifade ettiğini, gelinen aşamada davalı şirketin tanınır ve güvenilir bir şirket haline geldiğini, ayrıca pay sahipleri sözleşmesine göre müvekkili şirketin, davalı şirkette mali yükümlülük altına girme borcunun olmadığını, davalı şirkette ortak olarak kalmasının davalı şirketin hayatiyeti açısından öneminin olmadığını, davalı şirket pay sahipleri sözleşmesindeki, muhtemel pay devri kısıtlamalarının emredici nitelikteki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı TTK) hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek davalı şirket yönetim kurulunca verilen 24.06.2019 tarihli ve 2019/6 sayılı kararın iptali ile müvekkili tarafından yapılan pay devir işleminin pay devir tarihi olan 29.05.2019 tarihi itibariyle pay defterine hükmen işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dosyanın dava dilekçesinde; nitelikli kararların alınmasına yönelik olarak, C grubu pay sahipliği temsil edilmediğinden toplantı yeter sayısının sağlanmadığını, hisse devrinin reddine dair 24.06.2019 tarihli ... yönetim kurulu kararının batıl/geçersiz olduğunu, dolayısıyla şirketçe 3 ay içerisinde hisse devrinin tescilini red iradesinin tecessüm etmemiş olduğunu ileri sürerek müvekkili şirketin hissedarlığının tespitine ve pay devrinin pay defterine hükmen işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ana sözleşmesinin 8.1 maddesinde pay sahipleri çevresinin bileşimine dair hüküm yer aldığını, pay sahiplerinin profilinin şirket için önem arz ettiğini, ana sözleşmenin 8.1 maddesinin 2017 yılında kaleme alındığını, davacı şirketin hisselerini devretmek istediği ... Yatçılık Gayrimenkul Turizm Otomotiv İç ve Dış Tic A.Ş.nin yönetim kurulu başkanı ve sahibi olan şahsı yönetim kuruluna aday gösterdiğini, bu adayın seçilmemesi üzerine 24.05.2019 tarihli olağanüstü genel kurul kararının iptali talebi ile açılan davanın kabulüne karar verildiğini, genel kurul süreciyle ilgili uyuşmazlıklar devam ederken davacının diğer ortakların itirazlarını görmezden gelerek hisselerini ... A.Ş'ye devrettiğinden bahisle bildirimde bulunduğunu, 24.06.2019 tarihli yönetim kurulu kararı ile pay devrinin pay defterine işlenmesi talebinin reddedildiğini, şirketin ekonomik bağımsızlığı ve faaliyetinin devamlılığında bankalarla yapılan işlemlerin önemli olduğunu, davacının hisselerini devrettiği şirketin sahibinin dava dışı ... A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu şirketin müvekkilinin rakibi konumunda bulunduğunu, bankaların dönem itibarı ile ortak değişikliğini kabul etmemesinin muhtemel olduğunu, ... A.Ş.'nin 2016 yılında kurulduğunu, ana iştigal konusunun ... İnşaat Grubu ile ilgili olduğunu, müvekkili şirketin ekonomik yönden ve yeni işlere girmekte sıkıntılı olduğu bir dönemde rakip bir şirketin müvekkili ortaklık yapısına dahil olmasının ve şirketin yıllarca biriktirdiği birikime vakıf olmasının kabul edilebilir olmadığını, bu yönü ile pay sahibi çevresinin bileşiminin korunmasının önemli olduğunu, rakip bir şirketin pay sahipleri çevresinin bileşimini bozacak şekilde ortaklık yapısına dahil edilmek istenmesi karşısında pay devri talebinin reddedilmesinin ilgili mevzuata uygun olduğunu, davacı tarafın da oyuyla kabul edilen şirket ana sözleşmesinin 8.1.(i) maddesinde pay sahipleri arasındaki sözleşmeye aykırı devirlerin şirket tarafından reddedilebileceği hükmü getirildiğini, kurulduğu günden bu yana şirkette ortak olan hissedarların güçlü bir pay sahibi çevresi oluşturduğunu, teknik başarı yakalanmış olsa da ekonomik bağımsızlığın sağlanması için pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunmasının elzem olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; asıl dava ile birleştirme taleplerinin olduğunu, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı şirket ana sözleşmesinin 12. maddesine göre nama yazılı hisse senetlerinin devrinin onaylanması kararının özellikli yönetim kurulu kararı olduğu, 8.1. maddesine göre nama yazılı payların ancak şirketin onayı ile devredilebileceği, bu onayın şirketin yönetim kurulunun tüm üyelerinin katılımı ve oybirliğiyle alacağı kararla verilebileceği, ana sözleşmenin 8.1., 12. maddesi ve pay sahipleri sözleşmesinin 6.7. ile 6.8. maddeleri uyarınca özellikli yönetim kurulu toplantılarında C grubu yönetim üyesinin varlığının ve olumlu oyunun arandığı, birleşen davada davacı şirketin halihazırda pay sahibi olmayıp üçüncü kişi olduğu, dolayısıyla yönetim kurulu seçilmesine dair genel kurul kararının iptali talebi ile açılan davanın sonucunun bu davaya etkili olmayacağı, zira genel kurul iptali kararlarının kesinleşmekle hüküm ifade edeceği, buna göre, üçüncü bir kişinin şirkette pay sahibi olabilmesi için yönetim kurulunun hisse senetlerinin devrini oy birliği ile onaylaması gerektiği, 24.06.2019 tarihli dava konusu yönetim kurulu toplantısında oy birliği ile davacıların pay devri işleminin pay defterine işlenmesi talebini reddettiği, ana sözleşme ve pay sahipleri sözleşmesinde pay devrinin reddi için yönetim kurulunun tüm üyeler ile toplanması ve oy birliği ile karar alma şartı bulunmadığı, bu şartın sadece devre onay verilecek yönetim kurulu toplantıları için öngörüldüğü, ayrıca 6102 sayılı TTK'nın 490. maddesi uyarınca kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı payların herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebileceği, davalı şirketin ise ana sözleşme ile devri yönetim kurulunun oy birliği ile alacağı onay kararı şartına bağladığı, somut olayda, C grubu hisseleri temsil eden üyenin olumsuz oy kullandığı varsayıldığında dahi dört yönetim kurulu üyesisinin pay devrine onay vermediği, dolayısıyla C grubunu temsilen yönetim kurulu üyesi toplantıya katılmasa veya katılıp olumlu oy kullansa dahi sonucun değişmeyeceği, 24.06.2019 tarihli yönetim kurulu toplantısında yönetim kurulunun ana sözleşmenin 8.1. ve 8.1.(i) maddesine atıfta bulunduğu, şirketin içinde bulunduğu süreç dikkate alındığında pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunması hususunun hem işletme konusu hem de işletmenin ekonomik bağımsızlığı için büyük önem arz ettiği gerekçesine dayandığı, ana sözleşmenin 8.1 maddesinde yer verilen hususların haklı neden için somut gerekçe içerdiği, zira 6102 sayılı TTK'nın 493/2 hükmüne göre pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümlerinin onayın reddini haklı göstermesinin önemli sebep oluşturacağının kabul edildiği, yönetim kurulu kararında 8.1.(i) maddesi ile pay sahipleri sözleşmesine atıf yapıldığı, pay sahipleri sözleşmesinin 5.5, 7.7 maddelerinin, davalı tarafın ekonomik bağımsızlığın sağlanması için pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunmasının önemine ilişkin açıklamalarını teyit ettiği, dava dilekçesinde yer alan ifadelere göre davacının da mevcut profilin şirketin büyümesi, başarısı, ekonomik bağımsızlığı ve faaliyetin devamlılığı için önem ifade ettiğini, bu sayılanların şirketin kuruluş aşamasında anlamlı olduğunu belirttiği, ancak davalı şirketin kuruluş tarihinin 2005 olduğu, ana sözleşmede bu hususlara ilişkin değişikliğin davacının da olumlu oyuyla 2017 yılında yapıldığı, ticari hayatta bankalar yönünden şirketlerin ortaklık yapısının önemi ile ortaklık yapısındaki değişikliklere bankaların/kredi kuruluşlarının tereddüt ile yaklaştığının bilindiği, davalının bu yöndeki açıklamalarının haklı neden olduğu, şirket yapısına ve işletme konusuna yabancı bir kişinin/şirketin ortaklık yapısına dahil edilip, yüksek kredibilite ve teknik bilgi (know-how) isteyen alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin işletme konusuna yönelik faaliyetlerini sürdürmesinin, pay sahipleri çevresinin korunması ile, şirkete dahil olacak ortağın ancak bu niteliklere sahip olması halinde mümkün olacağı, birleşen davanın davacısının, dava dışı ... A.Ş'nin yönetim kurulu başkanı olduğu, bu hali ile davalı şirketin ortakları arasına girerek vakıf olacağı bilgileri dava dışı ... A.Ş. vasıtası ile kullanabilmesi ve inşaat alanında rakip firma haline gelmesinin, davalı şirketin büyümesi ve faaliyetinin devamlılığına olumsuz etki edebileceği kanaatinin oluştuğu, davalı şirketin pay devrine onay vermemesine ilişkin gerekçelerinin, pay devrinin reddi açısından önemli sebep teşkil ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm, asıl ve birleşen davada davacı taraflarca istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ...Ş.'nin davalı ....'de sahip olduğu 43.567 adet 21.783.500 nominal bedelli C grubu payların tamamının birleşen dosya davacısına devredilmesine ilişkin 10.05.2019 tarihli pay devir sözleşmesi imzalandığı, 6102 sayılı Kanun'un 490/1. maddesine göre, Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı payların, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebileceği, ancak 492/1 maddesine göre de esas sözleşme ile nama yazılı payların şirketin onayıyla devredilebileceğinin öngörülebileceği, red sebeplerinin ise 493. maddede düzenlendiği, 6102 sayılı Kanun'un 494/3 hükmüne göre de şirket, onaylamaya ilişkin talebi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya reddi haksızsa, onay verilmiş sayılacağı, davalı şirketin ana sözleşmesinin 10. maddesinde yönetim kurulunun 5 üyeden oluşacağı, 12/7 ve devamı maddelerinde yönetim kurulunun özellikli yönetim kurulu kararları dışındaki kararlarının en az 4 üyeyle toplanıp en az 4 üyeyle karara bağlanacağı; özellikli yönetim kurulu kararlarına yönelik toplantılarında C grubu yönetim kurulu üyesinin varlığının ve olumlu oyunun gerekliliğinin düzenlendiği, nama yazılı hisse senetlerinin devrinin onaylanmasının özellikli yönetim kurulu kararları arasında sayıldığı, ana sözleşmenin 8.1 maddesinin 1. paragrafının son cümlesinde nama yazılı payların devrine ilişkin onayın şirket yönetim kurulunun tüm üyelerinin katılımı ve oybirliğiyle alacağı kararı ile verileceğinin düzenlendiği, davalı şirketin 24.05.2019 tarihli genel kurulunda C grubu pay sahibi davacının gösterdiği aday yerine, ortaklardan ... Yapı'nın aday gösterdiği Mustafa Yıldırım'ın şirketin organsız kalmaması gerekçesiyle seçilmiş olması karşısında, şirket yönetim kurulunda C grubu payları temsil eden yönetim kurulu üyesinin, seçilemediğinden bulunmadığı, ana sözleşmenin 12. maddesine göre onay istemi için karar yeter sayısının sağlanamamasının onay isteminin reddi sonucunu, toplantı yeter sayısının sağlanamamasının ise yönetim kurulu kararının yokluğu sonucunu doğuracağı, usulüne göre toplanmamış bir yönetim kurulunun aldığı karar ile ilgili olarak ise toplantıya katılamayan üyenin karara etki edip edemeyeceğinin bir önemi bulunmadığı, zira "nama yazılı hisse senetlerinin devrinin onaylanması" talebinin görüşüleceği yönetim kurulu toplantısına C grubu hisselerini temsil eden üyenin katılmasının yönetim kurulunun teşekkül ettirilebilmesi için şart olduğu, somut olayda, dava konusu nama yazılı hisse devrinin onaylanması talebinin, C grubu hisseleri temsil eden üyenin bulunmadığı bir toplantıda karara bağlanmış olması nedeniyle yok hükmünde olduğu, 6102 sayılı Kanun'un 494/3 hükmündeki "Şirket, onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa, onay verilmiş sayılır" şeklindeki hüküm uyarınca davalı şirket tarafından hisse devrinin onaylanması talebi usulünce reddedilmediğinden kabul edilmiş olduğu, 6102 sayılı Kanun'un 493/1 hükmüne göre şirketin, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebileceği, 2. fıkraya göre ise pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümlerinin, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturacağı, şirket ana sözleşmesinin 8.1. maddesinin "Pay sahipleri, Şirket’in ve Şirket’in iştiraklerinin faaliyette bulunduğu sektörlerde öncü bir konumda bulunabilmek ve Şirket’in işbu esas sözleşmede yer alan amaç ve konularını gerçekleştirmek için Şirket’in sürekli olarak yüksek düzeyde teknik bilgi (know-how) kullanması, geniş bir ağa sahip olması, profesyonel düzeyde uzmanlığa sahip olması gerektiğini ve ayrıca önemli miktarlarda yatırım yapması gerektiğini ve emsalsiz becerilere ve deneyime sahip olan (A) Grubu, (B) Grubu ve (C) Grubu Pay Sahiplerinin tamamının, birlikte Şirket’in büyümesi, başarısı, ekonomik bağımsızlığı ve faaliyetinin devamlılığı yanı sıra pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunması konusunda Şirket’te önemli bir yere sahip olduklarını kabul etmektedirler. Bu sebeple, nama yazılı paylar ancak Şirketin onayı ile devredilebilir. Bu onay Şirketin Yönetim Kurulu'nun tüm üyelerinin katılımı ve oybirliğiyle alacağı kararı ile verilir.” şeklinde olduğu, ana sözleşmenin 8.1(i) maddesinde ise pay devrinin ya da devralanın işbu esas sözleşme şartlarına veya pay sahipleri arasındaki pay sahipleri sözleşmesi hükümlerine aykırı olması halinde pay devrine ilişkin onay isteminin reddine karar verilebileceğinin düzenlendiği, yönetim kurulunca, pay devrinin şirket ana sözleşmesi'nin 8.1. maddesine aykırı olması ve pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunmasının hem işletme konusu hem de işletmenin ekonomik bağımsızlığının korunması hususlarının red sebebi yapıldığı, 6102 sayılı Kanun'un 493. maddesinin gerekçesine göre, esas sözleşmeye konulacak haklı sebeplerin kanunda gösterilmiş sebeplerden olması gerektiği, esas sözleşmede mezkûr maddeye atfın yeterli olmadığı, haklı sebebin kanundaki haklı sebeplere uygun bir şekilde somutlaştırılması gerektiği, haklı sebep kategorilerinin paysahipleri çevresinin bileşimi, şirketin konusu ve işletmenin bağımsızlığı olarak belirlendiği, davalı şirket ana sözleşmesinin 8.1 maddesinde, emsalsiz becerilere ve deneyime sahip olan (A) grubu, (B) grubu ve (C) grubu pay sahiplerinin tamamının, birlikte şirketin büyümesi, başarısı, ekonomik bağımsızlığı ve faaliyetinin devamlılığı yanı sıra pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunması konusunda şirkette önemli bir yere sahip olduklarını kabul etmekte oldukları ifade edildiği ancak hisse devrinin söz konusu olması halinde devre onay verilmesi için hangi hususların aranacağının düzenlenmediği, somutlaştırılmadığı, ana sözleşmenin 8.1(i) maddesinde pay devrinin ya da devralanın işbu esas sözleşme şartlarına veya pay sahipleri arasındaki pay sahipleri sözleşmesi hükümlerine aykırı olması halinde, pay devrine ilişkin onay isteminin reddine karar verilebileceği düzenlenmiş olmakla birlikte, hisse devrine onay verilmemesini gerektiren sebeplerin ana sözleşmede açıkça yazılması gerektiği, dolayısıyla pay sahipleri sözleşmesi hükümlerine yapılan atfın geçerli olmadığı, nama yazılı hisselerin devrine onay verilmesi isteminin reddine dair kararda, "pay sahipleri çevresinin bileşiminin korunması" hususuna vurgu yapılmış ise de, bu durumun 6102 sayılı Kanun'un 493. maddesi kapsamında somutlaştırılmadığı, ana sözleşme ile anonim şirketlerde nama yazılı hisselerin devri sınırlandırılabilirse de davalı şirketin nama yazılı hisselerin devrini sınırlandıran 8.1 maddesinin, birleşen dosya davacısının hisseleri devralmasına onay verilmemesini gerektiren bir önemli neden içermediği, davalının diğer hissedarlarının devre onay verme yetkileri bulunmayıp, devre muvafakatlerinin bulunmamasının sonuca bir etkisinin olmadığı, davalı şirket pay sahipleri sözleşmesinin ise sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği birleşen dosya davacısına karşı ileri sürülemeyeceği, davalı şirketin nama yazılı hisselerin devrine onay vermemesinin 6102 sayılı Kanun'un 493/1-2 hükümleri anlamında önemli bir sebebe dayanmadığı, İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesinin isabetli görülmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen dosya davacısı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, buna göre asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde 198824-5 sicil numarası ile kayıtlı birleşen dosya davacısı ... Yatçılık Turizm Gayrimenkul Otomotiv İç ve Dış Ticaret A.Ş.'nin, davalı ....'nin 43.567 adet 21.783.500 nominal bedelli C grubu pay itibariyle davalı şirketin ortağı olduğunun tespitine ve pay defterine kaydına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davalısı tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, davacının davalı şirketteki paylarını dava dışı şirkete devrinin pay defterine işlenmesi talebinin reddine dair yönetim kurulu kararının iptali ile pay devir işleminin pay devir tarihi itibarı ile pay defterine hükmen işlenmesi talebine, birleşen dava ise, asıl davaya konu yönetim kurulu kararının payı devralan şirket tarafından geçersizliği/iptali talebine, terditli olarak payı devralan şirketin hissedarlığının tespiti ile hissedarlığın hükmen pay defterine işlenmesi taleplerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgiliye iadesine, 03.02.2025 tarihinde kesin olarak oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı şirket ... Holding A.Ş., maliki olduğu, davalı ....’nin %21.68‘ini temsil eden C Grubu nama yazılı payını 10.05.2019 tarihinde dava dışı ... Yatçılık A.Ş.’ye pay devir sözleşmesiyle sattığını ve hisse devrini 24.06.2019 tarihli toplantıda şirket pay defterine işlenmesini talep etmiş, davalı .... ana sözleşmesinin 8-1/i maddesi uyarınca devir talebini oy birliğiyle reddetmiş, bunun üzerine davacı ... İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde hisse devrinin pay defterine işlenmesi ve hisse devrinin reddine ilişkin yöntemi kurulu kararının iptalini talep etmiştir.
Birleşen dosyanın davacısı ... A.Ş., kendisine devredilen hisse satış sözleşmesinin pay defterine hükmen işlenmesi ve redde ilişkin yönetim kurulu kararının geçersizliğini talep etmiştir.
İstanbul 4. ATM’nin yaptığı yargılama sonucunda; 05.11.2020 tarihinde; ... Holding A.Ş. ana sözleşmesinin 8-1, 8-1,e maddelerinde şirket ortaklarının, üçüncü kişilere hisselerinin devrinin geçerliliğine tüm ortakların onayına bağladığından ve ... Holding A.Ş yönetim kurulu 24.06.2019 tarihinde şirket ortağı ...’in hisselerini ... A.Ş.’ye devrinin, pay defterine işlenmesi talebini oy birliğiyle reddettiğinden, yine şirket ana sözleşmesini 5-5, 7-7 maddesi uyarınca ... Holding A.Ş. ortaklarını şirketin iş kapasitesi, ticari hayatta kuvvetli bir şeklide yer alması, ekonomik bağımsızlığı için önemli olup, bu hususta ana sözleşme ile sınırlama getirilmiş olduğundan, şirket hissesinin devredildiği ...’nin YK üyesi ... İnşaat A.Ş’nin ticari faaliyetlerinin de inşaat vb. alanlar olduğu, yani rakip firma olması sebebiyle, TTK 493 uyarınca haklı sebep olduğundan bahisle, hisse devrinin pay defterine işlenmesi ve buna ilişkin yönetim kurulunun red kararının geçersizliğinin tespitini reddetmiştir.
İtiraz üzerine, İstanbul BAM 43. HD’nin 2021/773 E., 2023/1560 K. sayılı ilamı ile şirket ana sözleşmesinin 8.1-e maddesi gereğince şirket ortaklarının hisse devrinin onaylanması gibi reddinde de oy birliği arandığından, yine 10. ATM’nin 2019/334 E., 1036 Kararı ile ... Holding A.Ş‘nin 24.05.2019 tarihili genel kurulun da C Grubu pay sahibi ... tarafından yönetim kurulu üyesi adayı Servet Aslan’ın seçilmemesi ve yerine Mustafa Yıldırım’ın seçilmesi kararının butlanla malul olduğundan, C grubu hisse temsilcisinin seçiminin geçerli olmadığından hisse devrinin reddine ilişkin yönetim kurulu kararının geçersiz olduğu, TTK 493 uyarınca haklı bir sebep olmadığından, TTK 494/3 uyarınca yönetim kurulu hisse devrini reddine ilişkin üç ay içerisinde karar vermezse onay vermiş sayılacağından redde ilişkin YK kararı da yok hükmünde sayılacağından üç ay içerisinde de hukuki bir karar verilmediğinden, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin kararı kaldırılıp hisse devrinin reddine ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu, hisse devrinin pay defterine işlenmesi, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Somut olay incelendiğinde;
1.... Holding A.Ş’nin ana sözleşmesinin 8-1, 8-1, e maddesinde şirket ortaklarının hisselerinin devrinin geçerli olabilmesini, tüm hissedarların kabul şartına bağlamıştır. Hisse devrinin reddedilmesi oy birliği şartına bağlanmamıştır. Bu husus şirket ana sözleşmesinin lafzından ve koyuluş amacından açıkca anlaşılmaktadır. BAM 43. HD’nin hisse devrinin reddinde de oy birliği şartının arandığına dair değerlendirilmesi hatalıdır.
2. ... Holding A.Ş. ana sözleşmesinin 5.5, 7.7 maddelerinde şirketin ekonomik bağımsızlığının sağlanması için ortakların şahıslarının önemine vurgu yapılmış, ortakların ticari faaliyetlerine, tecrübelerine, şirkete kattıkları değerin önemli olduğu belirtilerek hisse devrini sınırlayarak hisse devrinin gerçekleşmesine tüm hissedarların onayına tabi tutmuştur yani devri oy birliğine bağlamıştır. ... Holding A.Ş. C grubu imtiyazlı yönetim kurulu üyesinin seçiminde, imtiyazlı pay sahibi ... A.Ş.’nin aday olarak gösterdiği ... A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi ... A.Ş.’nin hissedarı Servet Aslan’ın seçilmemesinin haklı nedene dayandığı; 11. Hukuk Dairesi’nin 2023/4662 E., 2024/8264 K. sayılı kararıyla “davaya sunulan protokol, taraflar arasında çekilen ihtarnameler ve taraf vekillerinin beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde C grubu pay sahibi ... A.Ş tarafından yönetim kurulu adaylığına önerilen Servet Aslan’ın ... Yönetim A.Ş. tarafından şirketteki hisselerinin devri planlanan ve ancak diğer ortaklar tarafından kabul edilmeyen ... Yatçılık Turizm A.Ş.’nin ortağı olduğu anlaşılmış olup bir şirkette güven ilişkisinin, birlikte ve ortak çalışma isteğinin önemli ve vazgeçilmez olmasının C Grubu pay sahibi ... Holding A.Ş. tarafından yönetim kurulu adaylığına önerilen Servet Aslan’ın yönetim kurulu adaylığının genel kurul tarafından reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta 6102 sayılı kanun un 360 ıncı maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca Servet Aslan’ın reddi haklı neden oluşturmaktadır” kesinleşmiştir. 11. Hukuk Dairesi’nin yukarıda zikredilen kararıyla ... Holding A.Ş.’ye ... A.Ş.’nin ortağının yönetim kurulu üyesi olarak seçilmemesi TTK 360. maddesi uyarınca haklı bir sebep olarak kabul edilmiştir.
... A.Ş.’nin ortağının ...’da yönetim kurulu üyesi seçilmemesi şirketin bağımsızlığı, güven ilişkisi, rakip firmalar olması, ana sözleşmesi, çekilen ihtarlar uyarınca haklı bulunmuşken, aynı gerekçelerle Servet Aslan’ın ortağı olduğu şirkete yani ... A.Ş.’ye ...’in hisse devrinin reddinin TTK 493 maddesi uyarınca da haklı sebep oluşturduğu açıktır. ... Holding A.Ş.’nin rekabetini, bağımsızlığını, varlığını sürdürebilmesi sebebiyle şirket hisselerinin bir kısmının ... A.Ş.’ye devir talebinin reddedilmesinin haklı bir sebep oluşturduğu açıktır. Bu sebeple BAM 43. HD’nin TTK 493 maddesi uayırca haklı sebep bulunmadığına dair kabulü de hatalıdır.
3. İstanbul 10. ATM anılan kararıyla ... Holding A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinin seçildiği genel kurul kararlarının tamamını iptal etmemiş, sadece imtiyazlı pay sahiplerinin adayı olarak Mustafa Yıldırım’ın seçilmesini iptal etmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de 2023/4662 E., 2024/8264 K. sayılı kararıyla imtiyazlı pay sahiplerinin adayı Servet Aslan’ın seçilmemesinin haklı neden oluşturduğuna karar vermiştir. Yani ortada ... Holding A.Ş. genel kurulunun yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin karar ayaktadır ve imtiyazlı pay sahibi haricindeki dört üyenin yönetim kurulu üyeliği hukuken varlığını sürdürmektedir. BAM 43. HD’nin hisse devrinin reddine ilişkin yönetim kurulu kararını hem yok hükmünde sayıp yönetim kurulunun teşekkülünü ve hisse devrine ilişkin bir karar alamayacağını söyleyip, hem de üç ay içerisinde bir karar alamadığından bahisle TTK 494 uyarınca üç aylık sürenin dolmuş olması hisse devrinin onayı mahiyetindedir değerlendirilmesi TTK’nın 494. maddesine açıkca aykırıdır. Hisse devrinin onay ve reddine ilişkin geçerli bir karar alamayacağı belirtilmiş bir yönetim kurulundan herhangi bir karar beklemek fiilen imkansız olan bir şeye tersten sonuç bağlamaktır. Yok sayılan bir yönetim kurulunun üç ay içerisinde bir karar alabilmesi de hukuken BAM 43. HD’nin kabulüne göre de imkansızdır. İmkansız olan bir şeye üç ay içerisinde bir karar almadınız, almadığınıza göre onay mahiyetindedir, şeklindeki kabul TTK’nın 494. maddesinin lafzına ve yorum kurallarına uygunluk teşkil etmediğinden, kararın bozulması gerektiğinden, asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin Dairemizin Onama kararına katılmıyorum.