"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1652 E., 2023/1485 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/1073 E., 2020/234 K
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 08.06.2010 tarihli, 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ile sözleşmenin ayrılmaz eki olan genel esaslar ve şartlar konulu sözleşmenin imzalandığını, bayilik sözleşmesinin hayata geçirileceği üçüncü kişilere ait taşınmaz üzerinde davalı şirket lehine 15 yıllık süre ile irtifak hakkı tesis edildiğini, irtifak hakkının bitiş tarihinin 02.04.2018 olmasına rağmen, bu taşınmaza ilişkin taşınmazda kiracı olan dava dışı şirket ve davalı aleyhine tahliye kararı verildiğini, bu davada müvekkili şirketin taraf olmadığını, verilen tahliye kararının temyiz edilmeden kesinleştiğini, taşınmazın icra yoluyla tahliye edildiğini, davacının kusuru olmayan işbu tahliye nedeniyle davalı şirketin 19.12.2013 tarihli fesih ihtarı ile bayilik sözleşmesini feshettiğini, davalı şirketin bu tahliye sürecini gizleyerek davacı ile bayilik sözleşmesi imzaladığını, intifa hakkının terkininden de davacının haberdar olmadığını, sonuçta 13.02.2013 ila 08.06.2015 tarihleri arasında dava konusu petrol istasyonunun davalının kusurlu ve özensiz davranışları ile haksız feshi nedeniyle çalıştırılmadığını, dolayısıyla kâr kaybının oluştuğunu, haciz işlemleri nedeniyle de manevi zararının doğduğunu ileri sürerek belirsiz alacak olarak 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın 13.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile kâr kaybı talebini toplamda 596.312,00 TL olacak şekilde artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; bayilik sözleşmesinin 1.1.6 maddesi ile bu sözleşmenin eki niteliğindeki genel şart ve esasların 11. maddesinde görüleceği üzeri muhatabın herhangi bir nedenle istasyonun zilyetliğini kaybetmesi halinde müvekkil şirketin söz konusu sözleşmeleri derhal fesih hakkı bulunduğu gibi, sözleşmede yazılı olan 1.000.000,00 USD cezai şart tutarını talep etme hakkının da mevcut olduğunu, bayilik sözleşmesinin müvekkili şirketten kaynaklanmayan nedenlerle icra ve ifa edilemez hale geldiğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, iş bu davaya konu taşınmaz üzerine başkaca bayi atanmadığını, davacının lisansının 30.04.2014 tarihinde iptal edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesine konu bayinin bulunduğu taşınmazda davalı şirket lehine 02.04.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere irtifak hakkı tesis edildiği, Antalya 2. Sulh Hukuk Hukuk Mahkemesi'nin 2010/930 E. sayılı dosyasından, anılan taşınmazda kiracı olan dava dışı Erten Petrol San Tic. Pazarlama Ltd. Şti. hakkında verilen 23.12.2011 tarihli tahliye kararı gereği icra marifeti ile 13.02.2013 tarihinde tahliyenin gerçekleştirildiği, sözleşmenin bu nedenle 08.06.2013 tarihinde feshedildiği, davacının sözleşme süresinden önce davalının kusurlu davranışı nedeniyle sözleşmenin feshedilmesinden kaynaklı kazanç kaybı ve manevi zararının tahsilini davalıdan talep edebileceğini, ancak davacının zararını azaltmak adına imkânı olduğu halde, bu külfeti getirmeyip zararının artmasına sebep olduğu, davacının sözleşmenin feshinden itibaren bir yıl süre ile yeni bir faaliyette bulunup kazanç ve kâr elde etmemesinin makul ve hayatın olağan akışına uygun olduğu kanaatine ulaşıldığı, davacının bu süre zarfında uğrayacağı kazanç kaybının 203.681,83 TL olduğu, davacının bu süreyi ve bu miktarı aşan kazanç kaybı taleplerinin ise kaynağı dürüstlük kuralı olan külfet yükümlülüğü ikame edilmediğinden yerinde görülmediği, davacının manevi tazminat taleplerinin haklı ve yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 203.618,83 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Bayilik Sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybının ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Davalının temyizi yönünden; Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-b hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 203.618,83 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığından davalının temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacının temyizi yönünden; Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve temyiz edenin sıfatına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b (1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine, 21.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.