Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2001 E. 2024/7413 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı şirketin tek satıcılık sözleşmesini ihlal etmesi nedeniyle açtığı itirazın iptali, maddi-manevi tazminat ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle portföy tazminatı, kar kaybı ve zararın tazmini davalarından kaynaklanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında icra inkâr tazminatı oranının %20 olarak belirlenmesi, icra takibinin yasa değişikliğinden önce başlatılmış olması sebebiyle %40 olarak düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, bu husus dışında karar usul ve yasaya uygun bulunarak düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/287 Esas, 2023/901 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki asıl davada itirazın iptali, karşı davada maddi ve manevi tazminat, birleşen davada sözleşmeye aykırılık nedeniyle portföy tazminatı, kâr kaybı ve zararın tazmini davasında bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak asıl davada davacı/karşı davalı-birleşen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 133.657,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 3156 sayılı Kanun ile değişik 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

ASIL DAVA

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıdan faturaya dayalı 37.595,50 euro alacağının bulunduğunu, alacağın talep edilmesine rağmen ödenmediğini, tahsili için başlatılan icra takibine davalının alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile haksız ve yersiz olarak itirazda bulunduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen tek satıcılık sözleşmesinin davacı tarafından ihlal edilmesi sebebiyle takibe konu alacağın davacı tarafından ibra edildiğini, bu nedenle davalının davacıya hiçbir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının %40 icra inkâr ödencesi ile yargıma giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiş, karşı dava ile davacının sözleşmeyi ihlali sebebiyle müvekkilinin Türkiye'deki saygınlığının olumsuz etkilendiği gerekçesi ile 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

BİRLEŞEN DAVA:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında 12.02.1998 tarihinde tek yetkili satıcılık sözleşmesi ile "..." ve "... kozoryon önleyici" ambalaj malzemelerinin Türkiye hudutları dahilinde tek ve yetkili satıcısı olarak satışının müvekkiline verilmesi hususunda anlaşma yaptıklarını, müvekkilinin anılan sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren sözleşme tarihinden önce Türkiyede hiç tanınmayan söz konusu ürünlerin Türk hedef pazarına oturması ve pazar payını elde etmesini sağladığını, davalı ... şirketinin 25.06.2002 tarihinde Türkiye'de Joint Venture ortaklığı olarak ''... NTI ÜRÜN GELİŞTİRMEK VE PAZARLAMA TİCARET A.Ş.'' şirketini kurarak anlaşma ortağı olan davacı tarafından hazırlanmış olan pazarda üretim ve satış faaliyetine başladığını, bu durumun anılan Sözleşmenin 10 uncu maddesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilini ticari olarak çok ciddi zararlara uğrattığını, davalı ...'un sözleşmeyi ihlal ederek Haziran 2003'de müvekkiline fesihsiz ve ihbarsız bir şekilde mal vermeyi kestiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL şimdilik 30.000,00 TL yoksun kalınan pay, şimdilik 30.000,00 TL zararın tazmini olmak üzere 100.000,00 TL'nin davalıların sözleşmeye aykırı davranışlarının başladığı 25.06.2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımının dolduğunu, davacı tarafın iddialarının haksız olduğunu, sözleşmenin 3 üncü maddesinin 3 üncü paragrafında akit tarihi itibariyle 3 yıllık süresi içinde NTCI ile Europark pack arasında bir joint venture ortaklığı kurulmazsa Türkiyede müştereken bir üretim arayışına girileceği o zaman işbu sözleşmenin Europack, ... veya NTI'nın herhangi bir angajmanı olmaksızın hükümden düşeceği hükme bağlandığından davacının hiç bir haklı konumunun bulunmadığı, sözleşme 5 yıl süreli olarak akdedildiğinden 12.02.2003 tarihinde sona erdiğini, sözleşmenin 14 üncü maddesi ile sözleşmenin sona ermesinden tarafların hiçbirinin lehine tazminat hakkı doğmayacağının hüküm altına alındığını, sözleşme hükümleri çerçevesinde müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları sözleşmenin 3 üncü ve 10 uncu maddelerinde yer alan düzenlemelerin nitelendirilmesine ilişkin olduğu, birleşen dosya davacısının birleşen dosya davalısı ...'un sözleşmenin 10 uncu maddesini ihlal ettiğini iddia ettiği, birleşen dosya davalısı ...'un, sözleşmenin 3 üncü maddesinin verdiği yetki ile Türkiye'de üretim ortaklığı firması kurulduğu ve bu firmanın faaliyete geçtiği, bunun sözleşmenin 10 uncu maddesine aykırılık teşkil etmeyeceğini iddia ettiği, sözleşmenin 3 üncü maddesine göre; “Türkiye'deki satış rakamlarının buna izin vermesi halinde, Türkiye'de müştereken bir üretim ortağı arayışına girilecektir. Eğer ki bu sözleşmenin akit tarihi itibariyle üç yıl içerisinde ...'un iştirakiyle NTI ve EP arasında bir joint venture anlaşması yapılmaz ise o zaman işbu sözleşme EP, ... ve NTT'nin herhangi bir angajmanı olmaksızın hükümden düşer” sözleşmenin 10 uncu maddesine göre, “..., ürünlerinin satışı ile ilgili olarak sözleşmese sahasında başkaca şahıs veya şirketleri görevlendiremeyecektir. ... EP'yi onu ilgilendiren, sözleşme sahasındaki talep veya diğer bilgilerden derhal haberdar edecektir. EP'ye, onu NTIC'nin dünya çapındaki ortak girişim (oint venture) ve Ssatıcı ağındaki şirketlerinin EP'nin Türkiye'deki müşterilerine satış yapmasını engelleyen bir müşteri koruması sağlanmalıdır. ... böyle bir sözü NTIC namına vermeye yetkili değildir. ... edilen korumayı yine de sağlayabilmek amacıyla NTIC şirketi de işbu sözleşmeyi imzalayacaktır. Bu nedenle işbu sözleşme sadece NTIC'nin de imzasının bulunması ile etkili kılınmaktadır." hükmüne haiz olduğu, Türkiye sınırları içerisinde ... NTI Ürün Geliştirme ve Paz. Tic. A.Ş'nin kurulmasının sözleşmenin 10 uncu maddesine aykırılık olarak değerlendirildiği, sözleşmenin 11 inci maddesinde yer alan uzatma hükmü gereği sözleşmenin 12.02.2004 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında, dosyaya mübrez evraka göre son fatura tarihi olan 28.05.2003 ile sözleşmenin uzamış süresinin sonu olan 12.02.2004 tarihleri arasında birleşen dosya davalısının mal gönderimi yapmadığı sabit olup, birleşen davalının yukarıda açıklanan fatura alacağına rağmen cari hesapla sözleşmeye devam ettiği anlaşılmış olup, ihtarsız ve fesihsiz şekilde mal gönderimini kesmesinin sözleşmeye aykırılık olduğu ve portföy tazminatı gerektirdiği, mali incelemelere ve bilirkişi raporuna göre göre, dava dışı ... şirketinin 2002-2003-2004 yılı defterlerine göre birleşen davacı Europack'in sahasında satış yaptığı, bu durumun davacının kârlılığını etkilediği gerekçesi ile, asıl davanın kısmen kabulü ile davalının Kadıköy 6. İcra Dairesinin 2004/7314 sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 34.811,50 euro üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren tahsil tarihine kadar 3095 sayılı Yasa'nın 4/a. maddesi gereğince faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın %20'si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karşı davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile 1.600,98 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 23.11.2004'ten itibaren talep gibi yasal faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsili ile davalı/karşı davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 33.953,06 TL kâr kaybı ve 9.744,60 TL portföy tazminatı olmak üzere toplam 43.697,66 TL'nin birleşen dava tarihi olan 03.05.2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birleşen dosya davalısından tahsili ile birleşen dosya davacısına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar asıl davada davacı/karşı davalı-birleşen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, asıl davada itirazın iptali, karşı davada maddi ve manevi tazminat, birleşen davada ise sözleşmeye aykırılık nedeniyle portföy tazminatı, kâr kaybı, zarar tazmini istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.2004 sayılı İcra İflas Kanunun 67 nci maddesi.

2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 110 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleşen asıl davada davacı/karşı davalı-birleşen davada davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.04.2009 tarih, 2004/425 E., 2009/213 K. Karar sayılı kararı ile ''…itirazın iptali ile icra takibinin 34.811,50 Euro asıl alacak yönünden sürdürülmesine,..asıl alacak olarak kabul edilen 34.811,50 Euro’luk bölümünün 1.796,876 TL kur üzerinden icra takip tarihi itibari ile toplam TL karşılığı olan 62.551,95 TL üzerinden İİY.nın 67/2.maddesi hükmünce %40 oranını göre davalının davacıya 25.020,78 TL icra inkar ödencesi ödemesine,..'' karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı/karşı davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.12.2010 tarihli, 2010/6890 E., 2010/14228 K.sayılı kararı ile davalının itirazlarını karşılar nitelikte bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.06.2016 tarih, 2014/480 E., 2016/554 K. sayılı kararı ile bozma ilamına uyularak ''…itirazın iptaline icra takibinin 34.811,50 Euro asıl alacak yönünden devamına,… asıl alacak üzerinden hesaplanacak %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,..'' karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı/karşı davacı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 15.01.2019 tarih, 2017/5512 E., 2019/123 K. sayılı kararı ile hem asıl hem de birleşen davalarda bozmaya uyulduğu halde öncelikle daha önce ayrı görülen dava bozma gereği asıl dava ile birleştikten sonra tarafların delilleri sorulup alınacak raporda değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği, asıl davada davalı karşı davacı lehine verilen maddi tazminat yönünden davacının temyizi olmadığı ve dolayısıyla hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden davalı-karşı davacı yararına usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmemesi doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, asıl davada davalı/karşı davacı-birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2023 tarih, 2019/287 E,. 2023/901 K. sayılı karar ile bozma ilamına uyularak ''asıl davanın kısmen kabulü ile davalının Kadıköy 6.İcra Dairesi'nin 2004/7314 sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 34.811,50 EURO üzerinden devamına, …asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine...'' karar verilmiştir.

2004 sayılı Kanunun 67 inci maddesinin 2 inci fıkrası uyarınca icra inkar tazminatı oranının %40'dan %20'ye düşürülmesi nedeniyle uygulanacak icra inkâr tazminat oranlarının icra takip tarihi itibari ile değerlendirilmesi gerekmekte olup somut olayda iptale konu icra takip tarihinin 23.06.2004 olduğu, takibin anılan yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihinden önce başlatıldığı gözetildiğinde %40'dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5236 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesi ile değiştirilmeden önceki 438 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davanın birleşen davada davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, (2) numaralı bent uyarınca asıl davanın, asıl davanın asıl davada davacı/karşı davalı-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının (A-3) numaralı bendinde yer alan “...%20...” ibaresinin çıkartılarak yerine “..%40..” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.