"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2022/383 Esas, 2023/525 Karar
DAVA TARİHİ : 03.07.2013
HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 18.09.2010 başlangıç tarihli 5 yıllık bayilik sözleşmesinin davalı tarafından Rekabet Kurumu kararları gerekçe gösterilerek 12.05.2013 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan cezai şart, kâr mahrumiyeti alacağının bulunduğunu ileri sürerek 50.000 USD cezai şartın dava tarihinden şimdilik 20.000,00TL kâr mahrumiyetinin 12.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında 12.05.2008 tarihinden itibaren 10 yıl süreli olarak akdedilmiş ve tapu kaydına da şerh edilmiş bulunan alt kira sözleşmesi bulunduğunu, muafiyetten yararlanma, süresinin Rekabet Kurulu kararlarına göre 5 yıl olduğunu, müvekkilinin hukuka aykırı feshinin bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin 5 yıllık süre sonunda kanunen ve kendiliğinden sona erdiğini, iddianın dayanağı protokolün, taraflar arasındaki dikey ilişkiyi kesintiye uğratarak 5 yıllık yeni bir ilişki kurulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak ve aldırılan bilirkişi raporuna itibar edilerek, makul süre kapsamında yapılan hesaplamaya göre; 2013 yılı baz alındığında, 18.045.588.710,67 TL brüt satıştan 176.098.480,69 TL dönem kârı elde edildiği ve buna göre 3 aylık makul sürede ortaya çıkacak tahmini satış miktarı olarak hesaplanan 1.840.618,08-TL satıştan elde edilecek karın da 176.098.480,69 x 1.840.618,08 / 18.045.588.710,67 = 17.961,73 TL kâr mahrumiyeti şeklinde ortaya çıkacağının bildirildiği, cezai şart alacağı talebine yönelik olarak ise davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddedilmesi nedeni ile işbu kısma yönelik kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/4195 E. ve 2022/64 K. sayılı ilamının tarihi olan 10.01.2022 tarihi itibariyle kesinleştiğinden bu husus hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı gerekçesiyle davacının cezai şart alacağı talebi hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, kâr mahrumiyeti alacağı talebinin kısmen kabulü ile 17.961,73 TL kâr mahrumiyeti alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında cezai şart ve kar mahrumiyeti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
3. Değerlendirme
1.Dosyadaki yazılara, Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dava bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davacı 12.05.2013 ve 18.09.2015 tarihleri arasındaki süreye ilişkin olarak kâr mahrumiyeti isteminde bulunmuş, mahkemece, Dairemizin 10.01.2022 tarihli ve 2020/4195 E., 2022/64 K. sayılı bozma ilamına uyulmak suretiyle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi feshinden sonra aynı bölgede benzer bir bayilik bulabileceği makul süre üç ay olarak tespit edilmiş, üç ay baz alınmak suretiyle net kâr değil, brüt kâr üzerinden hesap edilen kâr mahrumiyetine hükmedilmiştir. Halbuki, uyulan bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere; makul süredeki brüt kâr değil, net kâra göre kâr mahrumiyeti hesaplanmalıdır.
Bu itibarla, davacının yoksun kaldığı net kârın tespiti gerektiğinden, bilirkişi raporundaki brüt kara göre hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
V.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bend uyarınca Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalıya iadesine, temyiz harcı peşin alındığından davacıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.