Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2605 E. 2025/942 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescilli bir markaya benzerliği nedeniyle marka tescil başvurusuna yapılan itirazın reddi kararının iptali ve tescil halinde hükümsüzlük istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Marka benzerliği değerlendirmesinde, "athletic" ibaresinin bazı hizmetler bakımından ayırt edici özellik taşımadığı, ancak "Dergi, kitap, gazete vb. yayınların basıma hazır hale getirilmesi" gibi hizmetler bakımından ayırt edici olduğu ve taraf markaları arasında iltibasa yol açabileceği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı kısmen kabul edilmiş, davalı kurum kararının bazı hizmetler yönünden iptaline ve davalı şirketin markasının bu hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesi Bölge Adliye Mahkemesince onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi

SAYISI : 2019/44 E., 2020/278 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı kurum vekili

tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2011/58342 sayılı "athletic-o" ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı Şirketin ise 2017/76471 sayılı "ATHLETIC LIFE SPORTS CLUB+şekil" ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazların davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, taraf markalarının ortak olarak "athletic" kelimesini içerdiğini, başvuru konusu markada müvekkilinin markasından yalnızca tek bir harfin çıkartılarak fark yaratılmaya çalışıldığını, markaların 41. sınıf hizmetleri kapsadığını, bu nedenle aralarında iltibas ihtimalinin bulunduğunu, dava konusu marka ile karşı karşıya kalan tüketicinin anılan markayı müvekkilinin markaları ile ilişkilendirebileceğini ileri sürerek davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun (YİDK) 2018-M-11307 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak

davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkili başvurusu ile davacı markası arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili başvurusuna yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, markaların bütün olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek kadar benzer olmadığını, müvekkilinin spor salonu işletmecisi olduğunu, markasını da bu alanda kullandığını, tarafların farklı illerde hizmet verdiklerini, bu nedenle hedef kitlelerinin farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, dava konusu başvuru kapsamında yer alan "Eğitim ve öğretim hizmetleri.Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil)." yönünden "atletik" ibaresinin ayırt edici karakterinin zayıf olduğu, zira söz konusu hizmetlerde “atletik” ibaresinin sportif faaliyetler, spor organizasyonları, spor salonu hizmetleri, profesyonel sporcu/atlet yetiştirmeye yönelik eğitim/akademi hizmetleri vs. nitelikteki hizmetler bakımından, verilen hizmeti ifade eden ve sektöre ait açık bir kavram olduğu, makul düzeyde dikkatli ve bilgili tüketicinin bu kavramın ilgili sektördeki karşılığını bildiği, dolayısıyla tek başına anılan ibareden kaynaklı oluşan ortaklığın yol açtığı benzerliğin markalar arasında iltibas ihtimalini doğurmayacağı, salt bu nedenle markalar arasında iktisadi – idari bir bağlantı olduğu algısının oluşmayacağı, ibarenin zayıf ibare olduğu ve küçük değişikliklerin yeterli ayırt ediciliği sağlayacağı, bu hizmetler yönünden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/1 hükmündeki koşulların oluşmadığı, bunun dışında başvuru kapsamında kalan "Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil)" hizmetleri yönünden ise "athletic" ibaresinin tüketici nezdinde sektörü telmih edici bir kavramsal karşılığının bulunmadığı, anılan hizmetlerde ilgili ibarenin ayırt edici vasfının mevcut olduğu, her iki taraf markasında da ortak olarak ve esas unsur pozisyonunda yer alan "atletik" manasında ki ibarenin, işbu hizmetler açısından oluşturduğu benzerliğin tüketici nezdinde işaretlerin kaynakları noktasında bir yanılgı oluşturabileceği, başvuruda yer alan şekil unsuru ve “life” ibaresinin aradaki bu ilişkiyi yeterince uzaklaştırmadığı, bütünsel algıda “athletic” ibaresinin tüketici algısında yer edineceği, işaretlerin aynı kaynaktan gelen hizmetlere ait olduğu yanılgısı oluşturabileceği, dolayısıyla bu hizmetler yönünden SMK'nın 6/1 hükmü anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, SMK'nın 6/6 hükmü koşullarının oluşmadığı, başvuru konusu markanın kötüniyetli olarak tescile konu edildiği iddiasını destekler delillerin mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, YİDK'in 2018-M-11307 sayılı kararının 41. sınıftaki "Dergi, kitap, gazete vb yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil)" yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine, davalı Şirket adına tescilli 2017/76471 sayılı markanın 41. sınıftaki "dergi, kitap, gazete vb yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil)" yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı Kurum vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı Kurum YİDK kararının iptali ile davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı ... davalı Kurum vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, 17.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.