Logo

11. Hukuk Dairesi2024/261 E. 2024/6575 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya karşı açılan, icra takibine yapılan itirazların iptali davalarında, davacıya ait alacağın miktarının tespiti ve davalının itirazlarının geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı ve davacının alacak miktarının davacının ticari defterlerinde kayıtlı tutar ile sınırlı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/439 Esas, 2020/134 Karar

HÜKÜM : Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/267 E. sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/114 E. sayılı davanın reddine

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/267 E. sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2013/114 E. sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, asıl ve birleşen davalarda davalı vekili ve katılma yoluyla asıl ve birleşen davalarda davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında önceye dayalı ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında oluşan alacakların tahsili amacıyla başlatılan takiplerin davalının itirazları üzerine durduğunu ileri sürerek itirazların iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında gerçek bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davacının ürünlerini pazarladığını, satılamayan ürünlerin davacıya iade edildiğini, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya teslim edilip bedelinin tahsil edilemediği iddia edilen faturalardan kaynaklanan alacaklar yönünden üç ayrı icra takibi yapıldığı ve buna bağlı olarak üç ayrı itirazın iptali davası açıldığı, davacının kendi defterlerinde davalıdan olan alacağının 839.446,30 TL olarak kayıtlı olduğu, davalının defterlerinde ise takip tarihi itibarıyla davalının davacıya 931.345,99 TL borcu olduğunun tespit edildiği, davacı vekilinin 16.03.2015 tarihli dilekçesinde faturaların vade farkı faturası olmadığını beyan ettiği, her ne kadar davalı vekili gerçekte kendilerine fatura kapsamında yer alan ürünlerin satılıp teslim edilmediğini, Adana'da üretim yapan davacının davalı şirkete yerleştirdiği kendi çalışanı üzerinden ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, kendilerinin sadece rica edilmesi üzerine adlarına fatura düzenlenmesine razı olduklarını ileri sürmüş ise de, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının kendi defterlerine mal alımı olarak işlenmiş olması, ayrıca fatura kapsamındaki ürünlerin davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine mal alımı (BA) şeklinde beyan edilmiş olması karşısında taraflar arasında gerçekten ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalının anlatımında belirtilen şekilde gerçekleşmediğinin kabul edildiği, Mahkemece benimsenen ek bilirkişi raporuyla taraflar arasındaki alım satım ve ödemelere ilişkin en son kayıtların 18.10.2012 tarihine kadar olduğunun tespit edildiği, davaya konu tüm icra takip tarihleri bu tarihten sonra olduğu, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde her bir icra takibindeki alacağın takip tarihi itibariyle ayrı ayrı değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasındaki en son ticari ilişkinin ilk açılan Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2012/10597 E. sayılı takip dosyasındaki takip talep tarihi olan 01.11.2012 tarihinden önceye dayandığı, Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2012/10597 E. ve Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2012/12799 E. sayılı takip dosyalarındaki alacağın dayanağının cari hesap ilişkisi olduğu, davacının kendi ticari defterlerinde alacak miktarının 839.446,30 TL olarak kayıtlı olduğu belirlendiğinden Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda toplam alacak miktarının 839.446,30 TL olduğunun kabul edildiği, bu kabulden sonra takiplerin açılış tarihleri dikkate alınarak asıl ve birleşen Mahkemenin 2013/267 E. sayılı davalar yönünden davanın kısmen kabulüne, Mahkemenin birleşen 2013/267 E. sayılı dava dosyasına konu Adana 1. İcra Müdürlüğünün 2012/10597 E. sayılı takip dosyasında icra takibinin 01.11.2012 tarihinde yapılması da dikkate alınarak 770.671,69 TL asıl alacak yönünden, yine asıl dava dosyasına konu Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2012/12799 E. sayılı takip dosyasının 24.12.2012 tarihinde açıldığı anlaşıldığından bu dosya yönünden bakiye 68.774,61 TL asıl alacak yönünden davacının alacaklı olduğu kabul edilerek bu miktarlar yönünden davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacının birleşen Adana 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/114 E. sayılı dava dosyasına konu Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2013/3802 E. sayılı takip dosyasında takip talebinin 12.04.2013 tarihli olduğu ve bu tarih itibariyle davacının Adana 1. İcra Müd. 2012/10597 E. ve Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2012/12799 E. sayılı takip dosyalarında Mahkemece kabul edilen toplam 839.446,30 TL dışında bir alacağı bulunmadığından birleşen Adana 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/114 E. sayılı dava dosyası yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davalı vekilince ve katılma yoluyla asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleşen davalar, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine itirazların iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V.SONUÇ: Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.