"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/711 E., 2023/1838 K.
HÜKÜM/KARAR : Davaların reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/455 E., 2022/176 K.
BİRLEŞEN DAVA : Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/283 E. sayılı dosyası
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ...'nın evli olduklarını, müşterek sağ 3 çocuklarının olduğunu, davalıdan kaynaklanan nedenlerle evlilik birliğini sonlandırma kararı aldıklarını, 09.03.2018 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü düzenleyerek imzaladıklarını, müvekkilinin 09.03.2018 tarihinde Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/128 Esas sırasında kayda alınan boşanma davasını açtığını, 12.03.2018 tarihinde davanın duruşmasının yapılacağını, anlaşma protokolünde sözü geçmeyen keşidecileri Ramazan Yıldırım ve Nuri Yıldırım, lehtarı ... (davalı) olan her biri 16.08.2017 tanzim tarihli her biri 200.000,00 TL bedelli 31.03.2018, 30.04.2018 ve 30.09.2018 vade tarihli toplam 600.000,00 TL bedelli bonoları lehtar olan davalının cirolayıp imzalayarak (beyaz ciro ile) bonoları müvekkiline anlaşmalı boşanma kapsamında teslim ettiğini, müvekkilinin 12.03.2018 günü yapılacak duruşma için Konya'dan Akşehir'e hareket ettiğini, bu ara evden uzaklaştırma cezası olan davalının cezaya rağmen çilingir marifetiyle bonoların bulunduğu konuta girerek bonoları kimsenin olmadığı bir saatte evden çaldığını, kamera kayıtları ve tüm delillerin bunu gösterdiğini, bu konuda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca şikayetleri üzerine soruşturmalar başlatıldığını, davalının boşanma ile ilgili parasal sorumluluklardan kaçmak için bonoları çaldığından bahisle sözü geçen 3 adet bononun davalıdan istirdadına, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde davalının müvekkiline borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; yukarıda belirtilen kök dava dosyasındaki dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek kök dosyadaki davalı ...'nın çaldığı 3 adet bonoyu (beyaz cirolu hali ile) davalı ...'e teslim ettiğini, davalı ...' in bonoları tahsile kalkabileceğini ve davalı ... in tüm olayları bildiğinden ve kötü niyetli olduğundan bahisle sözü geçen 3 adet bononun davalı ...'den istirdadına, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde davalının müvekkiline borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının bonoların yetkili hamili olmaması nedeniyle dava ehliyeti olmadığını, davacının iddiaları hakkında herhangi bir yazılı delili olmadığını, boşanma protokolünde bonolardan hiç söz edilmediğini, bonoların protokolde geçmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, boşanma protokolünün davacının vekili tarafından hazırlanıp kaleme alındığını, boşanma protokolüne bonoların yazılmamasının düşünülemeyeceğini, iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin müşterek konuta bonoları çalmak için girmediğini, şahsi eşyalarını almak için girdiğini, dava konusu bonoların davacı ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını, bonoların hiçbirinde davacının isim ve imzasının dahi olmadığını, bonoların çalındığı iddiasının tamamen iftira olduğunu ve bonoların lehtarının ve hak sahibinin müvekkili olması nedeniyle bonoları çalmasına gerek olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ...'in kök davanın davalısı ...'dan aralarındaki ticari ilişki gereğince dava konusu 3 adet bonoyu ciro yoluyla ve iyi niyetli hamil sıfatıyla edindiğini, hamil olan müvekkilinin herhangi bir kötü niyetinin olmadığını, dava dilekçesinden geçen diğer iddialardan müvekkilinin bir bilgisinin ve ilgisinin olmadığını ve davacının iddialarının doğru olmadığından bahisle müvekkili ... hakkındaki davanın da reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının alacağını ispat edemediği gerekçesiyle her iki davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının asıl ve birleşen davadaki asıl talebi bonoların istirdatına ilişkin olup, bononun istirdatı davası dava açıldığında bono kimin elinde ise ona karşı açılması gerektiği, bu sebeple asıl davada bonoların istirdatı talebiyle ilgili olarak davalı ...'nın ve davalı ...'in pasif husumet ehliyeti bulunmadığı, davacının asıl davada terditli talebi olan davalı ...'nın ve ...'in kendisine borçlu olduğu yönünde karar verilmesi talebiyle ilgili olarak ise; eda davası açılabilecek bir durumda olumlu tespit davası açılamayacağından davacının olumlu tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davaların usulden reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleşen dava, bono istirdadı ve tespit istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Kanun'un 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 855,20 TL temyiz ilam harcı ile 4.215,60 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden ... ve ...'e ayrı ayrı yükletilmesine, 27.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.