Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2777 E. 2025/2091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, murislerinin müşterek ve müteselsil kefili bulunduğu banka kredi borçlarını ödemesi nedeniyle diğer müşterek ve müteselsil kefillere rücu hakkı kapsamında başlattıkları icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, davalıların zamanaşımı def'ini reddederek davacıların rücu taleplerini kısmen kabulüne dair kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/973 Esas, 2024/534 Karar

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2012/209 E., 2021/29 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...Tarım Ür. Gıda Mak. San. ve Tic. A.Ş.'nin (...A.Ş.) Demirbank, Pamukbank, Esbank ve Milli Aydın Bankası T.A.Ş. ve Tarişbank'tan muhtelif krediler kullandığını, davalılar ile dava dışı gerçek ve tüzel kişilerin kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, borçlu ...A.Ş.’nin kullandığı kredilerin ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilerek ilgili şirket ve kefiller hakkında icra takibi başlatıldığını, bir kısım borçlar ödenmiş olmakla birlikte bir kısmının ödenmediğini, alacaklı bankaların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmesi nedeniyle banka alacaklarının TMSF tarafından takip edilmeye başlandığını, bu alacakların TMSF tarafından ... Varlık Yön. A.Ş.’ye devredilmesi nedeniyle, müvekkillerinin müteselsil kefil ... ... mirasçıları olarak .... Varlık Yön. A.Ş.'ye 23.07.2010 tarihinde 504.979,00 USD ödeme yaptıklarını, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 488. maddesi uyarınca müteselsil kefiller arasında kanuni müteselsilliğin söz konusu olduğunu, bu nedenle davalı kefillerin müteselsil kefil sıfatı ile hisseleri oranında davacılara karşı sorumlu bulunduklarını, hissesinden fazla ödeme yapan müvekkillerinin de diğer kefillere rücu hakkının doğduğunu, müvekkillerinin asıl borçlunun borçlarını ödediklerini, borcu ödemeyen asıl borçluya borcun tamamı için müteselsil kefillere paylı miktar kadar rücu hakkına sahip olduğunu, bu nedenle İzmir 9. İcra Dairesinin 2011/7405 E. sayılı dosyası üzerinden asıl borçlu şirket hakkında toplam 548.542,00 USD, müteselsil kefil ... hakkında toplam 197.223,00 USD, ... hakkında toplam 154.078,00 USD'nin tahsili için icra takibine girişildiğini, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek şimdilik davalı ...'nun 157.728,00 USD ana para ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizinin tahsilini, davalı .......'nun 125.934,00 USD ana para ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizinin tahsili bakımından davalıların borca itirazlarının iptaline, takibin devamına, alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, 18.11.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava değerini davalı ... yönünden 162.703,00 USD, davalı ... yönünden 141.839,00 USD'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; anılan kefalet sözleşmelerinin 1991 ve 1994 yıllarında imzalandığını, bu sözleşmelere dayanılarak 1994 ve 1995 yıllarında icra takipleri başlatıldığını, alacaklı bankalar tarafından daha sonra müvekkilleri hakkında işlem yapılmadığını, icra dosyalarının takipsizlik nedeniyle müracaata kaldığını, takiplerin müracaata kaldığı tarihin üzerinden 10 yılı aşkın sürenin geçtiğini, bu nedenle müvekkilleri hakkında kefalet sözleşmeleri ile sözleşmeleri dayanak alan icra takiplerinin zamanaşımına uğradığını, alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle ödeme yapan davacıların talepte bulunamayacaklarını, davacıların aynı zamanda ... Yağ ve San. A.Ş.'nin (... A.Ş.) ortağı ve yönetim kurulu üyeleri olduklarını, bu şirketin de borçtan sorumluluğunun bulunduğunu, davacıların ... A.Ş.’yi borçtan kurtarmayı amaçladıklarını, fakat kefil ... ... mirasçısı olarak ödeme yaptıklarını, ... ... mirasçısı sıfatı ile ödeme yapılmış ise de, kefil ... ...’ın davacılardan başka mirasçısının da olduğunu, 4 mirasçı olmasına rağmen 3 mirasçı tarafından dava açıldığından davacıların terekeyi temsil yetkilerinin bulunmadığını, Tarişbank ile ilgili olarak dava dosyasına sunulan üç adet kredi sözleşmesinde müvekkili ...’na ait gözüken imzaların bu kişi tarafından atılmadığını, anılan banka tarafından girişilen icra takibi ile Pamukbank alacağı ile ilgili olarak girişilen icra takibinin takipsiz kalarak düştüğünü, bu banka ile imzalanan 02.11.1990 tarihli kredi sözleşmesinde davacıların murisi ... ...’ın kefaletinin bulunmadığını, 10.10.1990 tarihli kredi sözleşmesini müvekkili ...’nun imzalamadığını, Demirbank alacağı ile ilgili bildirilen dosyalarda ...A.Ş.’nin borçlu olmadığını, bu dosyaların dava konusu kefalet akdi ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkili ...'nun kayınpederi ... ... ile beraber ...A.Ş. ve ... A.Ş.'nin başka borçlarına da kefil olduklarını, ... A.Ş.'nin Egebank'tan kullandığı kredilere kefil olduğundan dolayı ...’nun taşınmazının takip dosyasından satıldığını, bu nedenle müvekkilinin ödediği bedelin 1/2’sini takas ve mahsubunu talep ettiklerini, ayrıca ... A.Ş. ile ...A.Ş.'nin Halk Bankası’ndan kullandığı kredilere ... ... ile birlikte ...'nun kefil olduğunu, Halk Bankası kredi alacağına karşılık müvekkili ...’nun Alaşehir'de sahip oldukları arazilerin 1998/9365 E. sayılı dosyasından satılarak tahsilat yapıldığını, Halk Bankası dosyalarındaki kefaleti nedeni ile ... ... mirasçılarından kefalet oranında takas mahsup talep ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... ... mirasçılarından ... 16.02.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacıların kaldığı, dolayısı ile dava tarihi itibarı ile ... ...'ın davacılar dışında mirasçısı bulunmadığı, Mahkemece, davalıların zamanaşımı defileri nedeniyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) geçici 16. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna dair iddia ciddi görüldüğünden, bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu, Anayasa Mahkemesinin 04.06.2014 tarihli 2014/85 E., 2014/103 K. sayılı kararı ile 5411 sayılı Kanun’un geçici 16. maddesinde yer alan “zamanaşımı” sözcüğünün Anayasa’ya aykırılığından iptaline karar verildiği; 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesinde “bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarından kaynaklanan dava ve takiplerde zaman aşımı süresi 20 yıldır.” hükmüne yer verildiği, aynı Kanun’un 168. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunu'na (4389 sayılı Kanun) 5020 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen ek-3 maddesine göre de bu Kanun’dan kaynaklanan fon alacaklarına ve bu Kanun’a göre hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu, dolayısıyla 4389 sayılı Kanun'dan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde 10 yıl olan zamanaşımı süresinin 4389 sayılı Kanun'a eklenen ek-3 madde ile yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinden itibaren 20 yıl haline geldiği, fon alacaklarında zaman aşımı süresinin 20 yıl olduğu kuralının ilk kez 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı kanunun 141 maddesi ile değil mülga 4389 sayılı Kanun'a eklenen ve 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren ek-3 maddesi ile getirildiği, dava konusu alacaklar bakımından, banka alacaklarına ilişkin takip tarihine göre 26.12.2003 tarihi itibariyle ile 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacıların ödeme yaptığı 23.07.2010 tarihi itibarı ile 20 yıllık zaman aşımı süresinin geçmediği, davalıların zamanaşımı def'i ve zamanaşımına uğramış bir alacağın ödendiği savunmasının yerinde görülmediği, davalı ...’nun Tariş Bank ile akdedilen üç adet kredi sözleşmelerindeki imzaya itiraz ettiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin raporunda; genel kredi sözleşmelerindeki imzaların ...'nun eli ürünü olduğunun bildirildiği, davacıların murisi ... ... ile davalıların ...A.Ş.'nin Demirbank, Pamukbank, Milli Aydın Bankası, Tariş Bank, Es Bank'tan kullandıkları kredilere kefil oldukları, krediden kaynaklanan borçların bir kısmının ödenmediği, bankaların icra takiplerine giriştiği, sonraki süreçte bu kredi alacaklarının TMSF'ye ve ondan da ... Varlık Yönetim A.Ş.'ye devredildiği, davacıların müteselsil kefil ... ... mirasçısı sıfatıyla ... Varlık Yönetim A.Ş.'ye 23/07/2010 tarihli 550.000,00 USD ödeme yaptığı, yapılan ödemenin 270.503,00 USD'sinin Esbank'a, 79.456,00 USD'sinin Tariş Bank'a, 107.301,00 USD'sinin Demirbank'a, 47.719,00 USD'sinin ise Pamukbank'a olan borçtan kaynaklandığı, ... ... ve davalıların ...A.Ş.'nin söz konusu bankalarla akdettiği genel kredi sözleşmelerine kefaletleri ve kefalet limitlerine göre bilirkişi kurulunun 05.06.2015 tarihli gerekçeli raporunda ortaya konulduğu üzere ... ... mirasçısı davacıların müteselsil kefil sıfatıyla yaptığı ödeme nedeniyle müteselsil kefil davalılardan H. Tevfik Necipoğlu'na 162.703,00 USD, H.Haluk Necipoğlu'na 141.839,00 USD rücu edebileceği kanaatine varıldığı, davalı ...'nun ... ... ile birlikte ... A.Ş.'nin borçlarına kefil olduğu, kefaleti nedeniyle bağımsız bölümünün icra takip dosyasından satıldığını, bu nedenle ...'nun ödediği bedelin 1/2'sinin diğer kefil ... ... mirasçılarından takas ve mahsubunu talep ettiği, davacılar vekili tarafından itiraza uğramayan bilirkişi raporuna göre söz konusu taşınmazın satış tutarından davacılara rücu edilecek tutarın 2.731,87 TL, işlemiş faiz tutarının 4.720,29 TL, toplam tutarın ise 7.452,16 TL olduğu, davacının alacağı USD cinsinden olmakla bu tutar davanın konusu takip tarihi itibariyle 4.489,79 USD’ye tekabül ettiği, bu tutarın davacıların ...'ndan varlığı kabul edilen 162.703,00 USD'den takas nedeniyle mahsubu sonrasında davacıların ....ndan talep edebilecekleri alacaklarının 158.213,21 USD olarak hesaplandığı, ...'nun takas talebine konu ettiği icra takibine konu genel kredi sözleşmesi bulunamadığından ve bu konuda ...'nun ödeme belgeleri sunulmadığından bu dosyayla ilgili takas talebinin değerlendirilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların İzmir 9 İcra Dairesinin 2011/7507 E. sayılı takibinde borca itirazlarının kısmen iptaline, asıl borçlu ...A.Ş. ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı borçlu ...'ndan 158.213,21 USD'nin davalı borçlu ...'ndan 141.839,00 USD'nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre faiziyle fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının tahsili bakımından takibin devamına, fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine, inkar tazminatı talebinin reddine, davanın reddolunan kısmı yönünden davalıların şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacıların murislerinin müşterek ve müteselsil kefili bulunduğu ve TMSF'ye devredilen banka kredi borçlarını ödemeleri üzerine, ödedikleri tutarın diğer müşterek ve müteselsil kefillerden rücuen tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... nun temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'na yükletilmesine, 25.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.