"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2067 E., 2024/224 K.
HÜKÜM : Ret
SAYISI : 2021/5 E., 2021/299 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... nezdinde 2019/51544 sayılı "inovatif" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, yayımın ardından davalı şirketin 2017/53091 sayılı ve "inowhatif" ibareleri markasını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddine karar verildiğini, davalının yeniden inceleme talebinin ise YİDK tarafından nihai olarak kısmen kabul edilerek 35 ve 37. sınıftaki bir kısım hizmetlerin başvuru kapsamından çıkartıldığını, oysa taraf markalarının eşya listesi kapsamında kısmen aynı tür hizmetler yer almakta ise de, markalar kapsamında aynı türden hizmetlerin verilmediğini, markaların hedef kitlesinin farklı olduğunu, bunun sonucu olarak benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, karıştırılma ihtimalinin o mal veya hizmetin tüketicisi olan halk kesiminin görüşüne göre değerlendirilmesi gerektiğini, 'inowhatif'' ile ''inovatif'' ibareleri her ne kadar söyleniş bakımından aynı gibi gözükse de (özellikle hedef kitle de düşünüldüğünde) telaffuzlarının farklı olduğunu, markaların anlamsal olarak farklılaştığını, 'inowhatif'' markasının ingilizce ''i know what if'' kelimelerinin birleşiminden oluştuğunu ve bu markanın logosunda ''ya yaparsan'' ibaresi bulunduğu için bu anlamda oluşturulduğunu, "inovatif" kelimesinin ''yenileşimci, yenilikçi'' anlamlarına geldiğini, bu kelimenin müvekkilinin ticaret unvanı olması yönüyle ayırt edici özelliğe sahip olduğunu, somut uyuşmazlıkta mutlak ret nedenleri bulunmadığından ibarenin marka olarak tescil edilebilmesi gerektiğini, YİDK'nın "inovatif" ibaresinin "yenileşimci, yenilikçi" anlamlarına geldiğini beyanla başvurunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1 (b) ve (c) bentleri uyarınca re'sen reddine karar verdiğini, ancak itiraz eden davalının "inowhatif" markasına ilişkin olarak aynı kapsamda bir değerlendirme yapmadığını, YİDK kararında eşit işlem yapılmadığını, müvekkilinin bahse konu ''inovasyon'' markasını daha önce de kullandığını, ibareye ayırt edici nitelik kazandırdığından anılan Yasa hükümleri uyarınca başvurunun re'sen reddedilmesinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek YİDK'in 03.11.2020 tarih ve 2020-M-8269 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile SMK'nın 6/1. maddesi anlamında emtiaların ilişkili olması şartının sağlandığı, davaya konu markanın şeklinde, davacının itiraza mesnet markasının ise şeklinde yazıldığı, taraf markalarının baştaki üç ve sondaki dört harfinin birebir aynı olması karşısında görsel olarak benzer oldukları; kavramsal açıdan benzer olmayan markaların işitsel olarak ise benzer oldukları, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olması, dava konusu markanın bir takım harf farklılıklarına rağmen genel imaj içerisinde kaybolmaması ve bütünsel varlığını halen korumaya devam etmesi, tüketicinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer ürünler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davalıya ait marka ile davacının başvuru konusu markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, ortalama tüketicilerin davalı markasından edindiği izlenimi davacı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması karşısında benzer hizmetler yönünden iltibas ihtimali bulunduğu; başvuru SMK'nın 5/1 (b) ve (c) maddesi kapsamında ele alındığında, markanın tek başına beyaz zemin üzerinde siyah renkte ve büyük fontta “İnovatif” ibaresi şeklinde kullanıldığı, markanın esas unsurunun bu ibare olduğu, söz konusu ibarenin özellikle ekonomi temelli hizmetlerde nitelik bildirmek için ve promosyon amaçlı kullanıldığı, tüketici nezdinde markanın kaynağına dair algı oluşturmadığı, ibarenin işletme bağlantısı kurmasının mümkün olmadığı, ibarenin alışılmışın dışında bir şekilde de kullanılmadığı, başvuru konusu marka, ilgili tüketici kesimi tarafından herhangi bir zihni çaba gerektirmeksizin, doğrudan doğruya “yenilikçi” şeklinde algılanacağı, dolayısıyla davaya konu markanın, anılan anlamıyla başvuruya konu sınıflar bakımından hizmetin/ürünün amacına ve niteliğine doğrudan atıf yapan bir anlamda kullanıldığı, ve anılan hizmetler bakımından marka olarak algılanmayacağı, tüm bu sebeplerle anılan Yasa hükümleri kapsamında tescil engeli bulunduğu, davacının söz konusu markaya kullanımla ayırt edicilik kazandırdığına ilişkin somut bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuruyu oluşturan ibarenin "yenileşimci, yenilikçi anlamlarına geldiği, bu hali ile hiçbir ayırt edici unsur içermeyen dava konusu markanın, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden bu mal ve hizmetlerin ticari kaynağını belirtir bir algı yaratmadığı, bütünü itibariyle marka algısı oluşturmadığı, başvurunun aynı zamanda, anlamı itibariyle reddedilen mal ve hizmetler bakımından vasıf bildiren tanımlayıcı bir ibare olduğu, tanımlayıcı nitelikteki bu tür ibarelerin ise bir kişinin tekeline verilmesinin mümkün olmadığı, bu kapsamda, YİDK'in 03.11.2020 tarih ve 2020-M-8269 sayılı kararının, başvurunun resen reddi yönünden yerinde olduğu, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, diğer taraftan dava konusu başvuruyu oluşturan "inovatif" ibaresi tanımlayıcı olup, bu şekildeki tanımlayıcı ibareler markasal koruma hakkı kazandırmadığından iltibas değerlendirmesinde dikkate alınamayacağı, ayrıca her ne kadar davalı şirket vekili, müvekkilinin itiraza mesnet markasıyla dava konusu başvurunun benzer olduğunu ileri sürmüş ve taraf markaları işitsel olarak benzer ise de, itiraza mesnet markanın görsel ve anlamsal olarak tanımlayıcı "inovatif" ibaresinden oldukça uzak olduğu, zira itiraza mesnet markayı oluşturan "inowhatif" kelimesinin herhangi bir anlamının bulunmadığı, ibarenin harfinin yarısına kadar yeşil, kalan kısmının ise mavi renkte yazıldığı, bu haliyle, esasen herhangi bir anlamı bulunmayan ibarenin şeklinde de okunabildiği, taraf markaları arasındaki farklılıkların kolayca algılandığı, bu durumda taraf markaları arasında SMK'nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, dolayısıyla ilk derece mahkemesince dava konusu başvuru ile itiraza mesnet marka arasında iltibas oluştuğu gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, davaya konu YİDK kararı, başvurunun SMK'nın 5/1 (b) ve (c) maddesi uyarınca tümden reddi bakımından doğru olduğundan davanın açıklanan bu gerekçeyle reddi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilini istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının 2019/51544 sayılı "inovatif" ibareli marka tescil başvurusuna karşı, davalı şirketin 2017/53091 sayılı ve "inowhatif" ibareleri markasını gerekçe göstererek yapmış olduğu itirazın nihai olarak kısmen kabulüne dair TÜRKPATENT YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 20.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.