"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/183 Esas, 2024/417 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/314 E., 2022/268 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile küçük ın davalı şirkette pay sahibi oldukları, 17.10.2017 tarihinden beri davalı şirketin mali yapısı ve işleyişi ile ilgili bilgi sahibi olmak için müteaddit defalarca şirket yetkililerinden talepte bulunmuşlarsa da bu taleplerinin davalı şirket müdürlerinin engellemeleri nedeniyle sonuçsuz kaldığını, hiçbir bilgiye ulaşamadıkları ve sektöründe öncü konumda olan ve yüksek miktarda gelirler elde eden davalı şirketten ortağı olmalarına karşın ne bir bilgi ne de herhangi bir kazanç elde edemediklerini, murisin vefat ettiği tarihten itibaren 5 defa genel kurul toplantısı düzenlendiğini, müvekkili ve küçük 'ın bu toplantılara yasal zorunluluk gereği davet edilmiş olsalar da toplantılarda pasif kalmaları için yasal hükümlere aykırı usuller işletildiğini ve işbu toplantılarla müvekkili ve küçük'ın şirketlerden dışlanması ve şirket yetkilileri ile diğer ortakların maddi yarar sağlamasının amaçlandığını, gerek daha önceki olağan ve olağanüstü genel kurullarda ve gerek 29.03.2021 tarihli olağan genel kurulda alınan kararların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (6102 sayılı TTK) ve sair ilgili yasal mevzuat ve şirket ana sözleşmesine aykırı olduğunu, dürüstlük ve iyiniyet kuralları kapsamında alınmadığını, amacın müvekkiline ait azlık hisselerinin eritilmesi ve azaltılması olduğunu belirterek 29.03.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 4,5,6,7 ve 8 numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının toplantıya bizzat katılım sağlandığını, toplantıya vekaleten katılım sağladığını belirten Av. 14.02.2018 tarihli avukat vekaletnamesi ve bu vekaletnameye dayalı olarak hazırlanan yetki belgesine dayalı olarak toplantıya katılmak istediğini, vekaletname ve yetki belgesi 29.03.2021 tarihli genel kurula katılım ve oy verme yetkisi içermediğinden adı geçenin genel kurula katılmasına müsaade edilmediğini, genel kurul gündemi hakkında davacıların ihtarname gönderilerek bilgilendirildiğini, bilanço gelir tabloları ve faaliyet raporunun şirket merkezindeki ilan panosunda asılı olduğunu, ilan panosunu incelemeye gelen olmadığını, kar dağıtımı kararının çoğunluğun kararına bağlı olduğunu, müdürlere ödenmesi kararlaştırılan ücretin şirketin çapına ve piyasa şartlarına göre makul olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı şirkette hissedar olan ın vefat etmesi sebebi ile davacının davalı şirkette pay sahibi olduğu, 29.03.2021 tarihinde yapılan genel kurula davacıyı temsilen noterlikçe düzenlenen vekaletname sonucu 'in katıldığı, davalı şirketçe vekaletnamenin genel kurula katılma yetkisini içermediği iddia edilmiş ise de, Yargıtay 11.H.D' nin 2019/3647 E., 2020/1904 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere vekaletnamenin usulüne uygun olduğu anlaşılmakla davacının genel kurulda alınan kararlara muhalefet şerhinin bulunduğu, alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin faaliyet raporunu ve bilançoyu ortaklara gönderme yükümlülüğünün bulunmadığı, genel kurul tutanağında da faaliyet raporunun okunduğu ve müzakere edildiğinin yazılı olduğu, şirketin net satışları toplamının 388.264,68 TL, dönem karının 173.871,02 TL olduğu belirtilerek 29.03.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 4 ve 5 numaralı kararların kanuna , esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık taşımadığının belirtildiği, 6 numaralı kar dağıtımına ilişkin yapılan değerlendirmede, şirketin mali yapısı gözönünde tutulduğunda kar dağıtımı yapmama kararının 6102 sayılı TTK'nın 608. maddesine aykırı olduğu, davacının payına düşen kar payının dağıtılması gerektiği 7 numaralı kararda ise 6102 sayılı TTK'nın 619/1 hükmüne göre herhangi bir şekilde şirket yönetimine katılmış bulunanların, müdürlerin ibralarına ilişkin kararlarda oy kullanamayacakları, ancak yapılan oylamada şirket müdürü ...'ın temsilcisi ve müdür ...'ın temsilcisinin olumlu oy kullandığı, ibra kararında oy kullanması yasak olan müdürün oyu haricinde kalan oyların ibra için yeterli karar nisabını oluşturmadığının anlaşıldığı, müdürler kurulu üyelerine ücret ödemesinin görüşüldüğü 8 numaralı kararda ise bilirkişi raporunda davalı şirketin cirosu ,elde ettiği kar ve bu çapta bir şirketin müdürler kurulu üyelerine ödenen ücretin yüksek olduğu belirtilmiş olmakla bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davalı şirketin 29.03.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6,7,8 numaralı kararların iptaline, 4 ve 5 numaralı kararların iptali talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, limited şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
3. Değerlendirme
1.Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Uyuşmazlık, davalı şirketin 29.03.2021 tarihli genel kurulunda alınan 4, 5, 6, 7 ve 8 numaralı kararların iptal şartlarının oluşup oluşmadığı, 7 numaralı kararın yoklukla malul olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. İlk Derece Mahkemesince 4 ve 5 numaralı kararların iptaline ilişkin talebin reddine, 6,7,8 numaralı kararların iptaline dair hüküm kurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK'nın 408. maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere şirket, iradesini kanunda ve esas sözleşmede öngörülen çağrı usulüne uygun olarak yapılan genel kurul toplantılarında alınan kararlarla açıklamaktadır. Buna göre bir genel kurul kararının ortaya çıkması için iki unsur bulunması gerekmektedir. Bu unsurlardan biri genel kurul toplantısı, diğeri ise toplantı ve karar nisabına uygun alınan karardır. Bu unsurları barındırmayan kararlar varlık kazanamaz ve dolayısıyla yok hükmündedir. Aynı Kanun'un 619. maddesinin birinci fıkrası uyarınca herhangi bir şekilde şirket yönetimine katılmış bulunanlar, müdürlerin ibralarına ilişkin kararlarda oy kullanamazlar.
Davalı şirketin 29.03.2021 tarihli genel kurulunun 7. maddesiyle şirket müdürlerinin de olumlu oylarıyla şirketin müdürler kurulu ve yönetim kurulu oy çokluğuyla ibra edilmiştir. Oy hakkından yoksun olan müdürlerin oyları dışında 77.402 adet paydan 7.740 pay sahibi ortağın olumlu, toplam 11.611 pay sahibi ortakların olumsuz oy verdiği gözetildiğinde karar nisabına uygun alınmış bir karar bulunmadığından ibraya ilişkin 7 numaralı kararın yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan “Davalı Es Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd.Şti'nin 29.03.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6,7,8 numaralı kararların iptaline,” ibaresinin çıkartılarak yerine “Davalı Es Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd.Şti'nin 29.03.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 ve 8 numaralı kararların iptaline, 7 numaralı kararın yok hükmünde olduğunun tespitine” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.