Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3055 E. 2025/1761 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Faturaya dayalı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket temsilcisinin aynı zamanda davacı şirketin şube temsilcisi olması nedeniyle çifte temsil yetkisini kötüye kullanarak düzenlediği çekin ödeme olarak kabul edilmesi hatalı bulunmuş ve davacı yararına bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/553 Esas, 2024/742 Karar

HÜKÜM : Davanın Reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/114 E., 2023/528 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı firmadan 777.516,02 TL alacaklı olduğunu, davalı şirket hakkında Niğde İcra Müdürlüğünün 2021/2997 E. sayılı dosyası ile ticari alacak nedeni ile İcra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak borca itiraz ettiğini, hem müvekkiline ait hem de davalı firmanın ticari kayıtlarında davalı firmanın müvekkiline borçlu olduğunun görüldüğünü, davalının itirazının haksız olduğunu, davalının borçlarından kurtulmak için mal kaçırma çabası içerisinde olduğunun küçük olan ilde herkes tarafından bilindiğini ileri sürerek itirazın iptaline %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı şirketin kötüniyetinin sunulan muavin defter kayıtları, çek fotokopisi, çek teslim bordrosu ve çeke ilişkin yapılan banka ödeme dekontuyla açıkça ortada olduğunu ileri sürerek davanın reddi ile davacı şirket aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2021/2997 E. sayılı dosyasında takibe konulan faturaya dayalı alacağın her iki tarafın ticari kayıt ve defterlerinde mevcut olduğu, davalı şirketin ticari kayıtlarında görünen çek ile davacı şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı şirket temsilcisinin borçlu sıfatı ile kendisi tarafından düzenlenen çeki azledildikten sonra alacaklı davacı şirketin şube temsilcisi sıfatı ile önce oğlu ...'e ait..., daha sonra da davalı şirket işçisi olarak çalışan ...'a ciro edip tahsil ettirdiği, söz konusu çek meblağı da düşünüldüğünde sigortalı işçi olarak çalışan ...'a çekle bu miktarda ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı şirketin ödeme yönündeki savunmasına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ve takibe itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari satıştan kaynaklanan cari hesap alacağından kaynaklı bakiye alacak istemiyle ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafça ödeme savunmasında bulunularak lehdarı davacı, keşidecisi davalı olan 805.000,00 TL bedelli, 05.04.2021 keşide tarihli ve dava dışı yetkili son hamil ... tarafından tahsil edilen çek nedeniyle icra takip tarihi itibariyle borcu bulunmadığını savunduğu, İlk Derece Mahkemesince yerinde olmayan gerekçelerle söz konusu çeki ciro eden davacı şirket temsilcisi...'ün temsil yetkisi bulunmadığından ve dava dışı ...'ın iyiniyetli iktisap eden üçüncü kişi olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verildiği, davacı şirketin Kocaeli Şubesi temsilcisi olan...'ün şirket şube temsilciliğinden 07.04.2021 tarihinde azledildiği, çeki ciro edenin davacı şirketin sicile kayıtlı Kocaeli Şubesi olduğu, çekin azil tarihinden önce 05.04.2021 tarihinde keşide edildiği, bu durumda çekin azil tarihi sonrasında cirolanıp yetkisiz temsilci tarafından ciro işleminin gerçekleştirildiğinin ve bankadan çeki tahsil eden dava dışı ...'ın da çeki ciro yoluyla kötüniyetli iktisap eden hamil olduğunun ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının tüm bu hususlara dair dosya kapsamında yeterli ve kesin delil sunamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, ayrıca davacı tarafından dosya kapsamında dava dışı... ve ... aleyhine açılan bir dava bilgisinin de bulunmadığı, söz konusu çekin 08.04.2021 tarihinde yani takip tarihinden önce tahsil edildiği, takip tarihi olan 06.05.2021 tarihi itibariyle 805.000,00 TL'lik çek bedelinin davacının takipte istediği asıl alacak ve hatta faiz ve ferilerine ilişkin alacağını karşılamaya yettiği, bu nedenle takip tarihi itibariyle davalının davacıya işbu çekle yapılan ödeme nedeniyle borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, faturaya dayalı alacak nedeniyle başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun vekalete ilişkin 502. maddesi ve devam hükümleri gereği temsilcinin sadakat ve özen yükümlülüğü bulunmaktadır. Buna göre temsilci, temsil edilenin iradesinin hilafında işlem yapamayacağı gibi temsil edilen kişi adına yapabileceği işlerde de onun menfaatini korumak ve gözetmekle mükelleftir.

Anılan hüküm ışığında somut olaya gelindiğinde, dava konusu takibe karşı yapılan ödeme savunmasına konu çekin düzenlendiği tarihte, davalı şirketi münferiden temsile yetkili...'ün çeki keşide ettiği, çeki cirolayan olarak da aynı kişinin bu defa davacı şirketin şube temsilcisi olarak hareket ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, adı geçen gerçek kişinin çifte temsil yetkisini kötüye kullandığı, kendisine yapılan son cironun da hali hazırda davalı ile organik bağ içerisinde bulunduğu ...'a yapıldığı, davalı tarafça çek tevdi bordrosunun da dosyaya sunulamadığı gözetilerek anılan çekin davacı şirkete teslim edilmediğinin kabulü gerekirken; çekin düzenlendiği tarihte...'ün davacı şirketin .... şubesini temsile yetkili olduğundan bahisle ödeme def'inin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,12.03.2025tarihinde oy birliğiyle karar verildi.