"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2076 Esas, 2024/261 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/64 E., 2021/355 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2017/89496, 2016/94159, 2016/94156 sayılı ve "...", "...", "Yani" ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "Yani" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, 2019/120345 kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedilmiş olduğunu, oysa marka işaretleri arasında benzerlik bulunduğunu, markaların kapsamlarındaki mal ve hizmetler bakımından da benzer ve ilişkili olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış marka vasfı taşıdığını, müvekkili markasını içeren arama motoru sayfasına "https://www.....com.tr/" adresinden ulaşılabildiğini, müvekkili firma tarafından Ocak 2021'de yaptırılan dijital servisler pazar takip araştırmasına göre "..." markasının toplum nezdinde bilinirliğinin %45 olduğunu ve bu markanın toplum nezdinde bilinir, tanınır hale geldiğini, davalı şirketin milyonlarca seçenek varken, müvekkiline ait tanınmış marka ile ayırt edilemeyecek derecede benzer başvuruda bulunmasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek YİDK'ın 2020-M-10780 sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı markaları ile müvekkili markası arasında ayniyet ya da ayırt edilemeyecek derecede bir benzerlik bulunmadığını, "Yani" kelimesinin her alanda yaygın olarak bilinen ve kullanılan bir kelime olduğunu, bu kelime ve bu kelimeden türetilen markaların zayıf marka olarak kabul edileceğini, markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerin tamamen farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “yani” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markaların standart karekterle yazılı "...", "...", "yani" ibarelerinden oluştuğu, yapılan incelemede dava konusu başvuru ile itiraza mesnet davacı markalarının benzer markalar olarak değerlendirildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.04.2021 tarih ve 2017/11-64 E.- 2021/405 K. sayılı kararında belirtildiği gibi markaların kapsadığı mallar yönünden benzerliğin bulunup bulunmadığı hususunun uzman bilirkişilerce değerlendirilmesinin gerektiği, bu konuda bilirkişi raporu alınması gerekmekte olup davacı vekilince süresinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı için mal ve hizmet benzerliği hususunun kanıtlanamadığı, başvuru ile
itiraz gerekçesi markalar arasında karıştırılma, ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağına kanaat getirildiği, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/5. maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, davalı şirketin marka başvurusunun kötüniyetli olduğuna dair somut veri bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.