Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3411 E. 2025/1426 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Benzerlik taşıyan markanın tescili talebine yapılan itirazın reddi üzerine açılan marka hükümsüzlüğü davasında, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İtiraza konu markanın esas unsurunu oluşturan "MB" ibaresinin, davacıya ait tescilli markalarda da esas unsur olması ve ayırt ediciliği düşük olan "..." ibaresinin başvuruya yeterli ayırt edicilik katmaması nedeniyle karıştırılma ihtimali bulunduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin marka hükümsüzlüğüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2022/97 Esas, 2024/315 Karar

HÜKÜM :Yeniden esas hakkında kurulan hüküm ile davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2020/186 E., 2021/73 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2018/21848, 2018/28406, 2018/28407 sayılı ve "...", "...." ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “...” ibaresini marka olarak 43. sınıfta tescil ettirmek üzere davalı ...’e başvuruda bulunduğunu, müvekkilince yapılan itirazların kurum tarafından reddedildiğini, başvuru markasının davalı şirket adına tescil edilmesi halinde müvekkilinin markadan doğan haklarına zarar vereceğini ileri sürerek, 2019/48741 sayılı “...” ibareli markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne, sicilinden terkinine, 27.02.2020 tarih ve 2020-M-1455 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru kapsamında bulunan 43. sınıftaki hizmetlerin, davacıya ait itiraza mesnet markalar kapsamındaki hizmetlerle aynı oldukları, karşılaştırılan markaların ortak unsurunun “MB” ibaresi olduğu, ancak davaya konu olan markada yer alan ve bir tür baharat olan "..." ibaresinin markayı farklılaştırdığı ve markaya ayırt edicilik kattığı, tescil edilmek istenen emtialar arasında baharatların bulunmadığı veya karışıklık yaratabilecek diğer gıda emtialarının yer almadığı, 43. sınıfta tescil edilmek üzere başvurulan “Yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetleri açısından ise “...” ifadesinin tanımlayıcı olmadığı, yeterli derecede ayırtediciliğe sahip olduğu; davacının ticaret unvanının çekirdeğinin “...” ibaresinden oluştuğu, ancak bu ibare ile davalının dava konusu edilen "..." markasının benzemediği, davalının markasında “...” ibaresinin yer almadığı, bu benzemezlik durumu gözetildiğinde, somut olayda, davacının, davalının markası ile karıştırılma ihtimali olmayan ticaret unvanına dayalı olarak, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/6. maddesi kapsamında korunması gereken bir hakkının bulunmadığı, dolayısıyla bu madde hükmü kapsamındaki nispi red ve hükümsüzlük nedeninin de somut olayda gerçekleşmediği, SMK'nın 6/5. maddesindeki koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, davalı şahsın kötüniyetli olduğuna dair somut veri bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvuru markasında yer alan "MB" ve "..." ibareleri birleşik olarak yazılmış ise de "MB" ibaresinin birlikte kullanıldığı "..." kelimesiyle kaynaşmadığı, yeni ve farklı bir anlam yaratmadığı, markada görsel olarak anlamı herkesçe bilinen "..." kelimesinin ilk bakışta göze çarptığı ve böylece başvuru markasının "MB ..." olarak okunup algılandığı, bunun yanında, "..." kelimesinin 43. sınıf hizmetlerde tanımlayıcı olmamakla birlikte, ayırt ediciliğinin yüksek olduğundan söz edilemeyeceği, dava konusu başvurunun esas unsurunu "MB" ibaresinin oluşturduğu, davacının itiraza mesnet markalarında ise "MB" ibaresi ile bu ibareden sonra gelen "business" ve "suites" kelimeleri yer aldığı, ancak, bu kelimelerin de ayırt ediciliği düşük olduğundan, itiraza mesnet markaların esas unsurunun da "MB" ibaresi olduğu, itiraza mesnet markaların sadece 43. sınıf hizmetlerde tescilli olduğu, bu hale göre "MB" esas unsurlu olan ve 43. sınıf hizmetlerde tescil ettirilmek istenen başvuru markasının, davacının 43. sınıf hizmetlerde tescilli ve "MB" ibareli markaları ile SMK'nın 6/1. maddesi uyarınca ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılmaya sebebiyet verebilecek derecede benzer olduğu, zira ayırt ediciliği düşük "..." ibaresinin başvuruya yeterli ayırt edicilik katmadığı ve başvuruyu davacının itiraza mesnet markalarından yeterince uzaklaştırmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden kurulan hüküm ile davanın kabulüne ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiş, karar, davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.03.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.