Logo

11. Hukuk Dairesi2024/3433 E. 2025/1893 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yaptığı marka başvurusunun SMK 5/1-b,c hükümleri gereğince 35. sınıf bir kısım hizmetler yönünden tescil edilebilir olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Markanın, bağımsız anlamları olan sözcüklerden oluşmasına rağmen, bütünsel olarak hizmetlerin kaynağını göstermeye elverişli ayırt edici bir nitelik kazandığı ve tüketiciler nezdinde "hepsi" ibaresinin davacı ile özdeşleştiği gözetilerek, marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptaline ve markanın tesciline karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/201 E., 2024/435 K.

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/40 E., 2021/363 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2020/64469 sayısı ile gerçekleştirdiği “...” ibareli marka başvurusunun 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-b,c hükmü gereğince 35. sınıf bir kısım hizmetler açısından davalı Kurumun Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu(YİDK) kararı ile nihai olarak reddine karar verildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkilinin "www.....com" e-ticaret sitesi üzerinden faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, dava konusu markanın, müvekkili ile özdeş hale gelen “turuncu” renk ve müvekkili şirketin benzer şekildeki hepsitaksi, hepsiworld, hepsinow, hepsişimdi, hepsiplanet gibi “hepsi” ibaresi ile yaratılan markalarından biri olduğunu, müvekkilinin “hepsi” ibaresi ile başlayan çok sayıda seri markasının bulunduğunu, müvekkilinin “hepsi” markalarının tanınmış marka olduğunu ve kullanım ile de güçlü ayırt edicilik kazandığını, marka başvurusunun kabulünün gerektiğini ileri sürerek 2020-M-10153 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu "..." ibaresini oluşturan sözcüklerin sahip oldukları bağımsız anlamlar itibariyle, ortaya çıkan bütünsellik algısında, redde konu hizmetlerin cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynağını belirtmediği gibi malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaretlerden de olmadığı, tüketicinin uzun yıllardır “hepsi+sözcük+turuncu renk” şeklinde oluşturulmuş markalara olan aşinalığından kaynaklı olarak da dava konusu marka ile karşı karşıya kaldığında, bu markayı da yine sunulan hizmetin kaynağını göstermeye elverişli bir marka olarak algılama eğiliminin daha kuvvetli olacağı, “hepsi” ibaresinin mevcut durumda markaya kattığı anlamın bütünsel algıda yeterli ayırt edicilik sağladığı, dava konusu 2020/64469 sayılı başvurunun 35. sınıfta reddedilen bir kısım hizmetler bakımından 5/1-b,c maddeleri kapsamında kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, TÜRKPATENT YİDK'in 2020/M-10153 sayılı kısmen ret kararının iptaline karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, davacının 2020/64469 sayılı, “...” ibareli marka başvurusunun SMK 5/1-b,c hükümleri gereğince 35. sınıf bir kısım hizmetler yönünden tescil edilebilir olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 18.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.