"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2033 Esas, 2024/346 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/398 E., 2021/338 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "... " ibareli başvurusunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri uyarınca reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da dava konusu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin 2014 yılından beri "..." markalı çantaların üretimi ve satışı ile iştigal ettiğini, müvekkilinin anılan ibareyi tanınmış hale getirdiğini, dava konusu ibarenin ayırt edici bulunduğu gibi tanımlayıcı da olmadığını, davalı Kurum nezdinde aynı ibareli 2017/109202, 2017/12765 ve 2017/52957 sayılı markalarının tescilli bulunduğunu, bu markaları nedeniyle kazanılmış hakkının bulunduğunu, başvurudaki şekil unsurunun işarete ayırt
edicilik kattığının kabul edilmesi gerektiğini, davaya konu işareti gören ortalama tüketicinin
bu markayı taşıyan çantaların teknolojiyle entegre akıllı çantalar olduğu zannına kapılmayacağını, işareti gördüğü anda davacı ... davacının çanta ürünleri ile doğrudan bir
bağlantı kurabileceğini ileri sürerek davaya konu YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu başvuru SMK'nın 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri anlamında ayırt edici olduğu gibi tanımlayıcı da bulunmadığı, dava konusu ibarenin kullanım sonucu ayırt ediciliği kanıtlanmasa da bu durumun sonuca etkili bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 2020-M-8861 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu başvurunun "yıldız" şeklinin etrafına konumlandırılmış, iç içe geçmiş daire şekli içerisine yazılan "..." ibaresinden oluştuğu, İngilizce olan "..." ibaresinin "akıllı", "Bags" ibaresinin ise "çantalar" anlamına geldiği, bu ibarelerin sıkça kullanılan ve bu sebeple anlamı kolayca bilinebilecek ibareler olması nedeniyle dava konusu başvurunun Türkçe'ye bir bütün olarak "akıllı çantalar" şeklinde çevrileceği, "..." ibaresinin ve bu ibarenin Türkçe karşılığı olan "akıllı" ibaresinin teknolojik yeniliklere bağlı olarak birçok ürün için kullanıldığı gözetildiğinde, dava konusu başvurunun, tescili istenen mal ve hizmetlerin tüketicileri nezdinde işletmesel bir kökene işaret etmesinin mümkün olmadığı, belirli bir ticari kaynağa ait bir işaret olarak algılanmayacağı, diğer bir deyişle markanın asli fonksiyonu olan ayırt ediciliği sağlamayan bir ibare olduğu, tüketicilerin bu ibareyi" teknolojik donamına sahip çanta" olarak algılayacakları, başvuruda yer verilen şekil unsurlarının da varılan sonucu etkilemeyeceği, bu nedenlerle dava konusu başvurunun SMK'nın 5/1-(b) hükmü uyarınca tescili mümkün olmadığı gibi uyuşmazlık konusu 18. sınıf "çantalar, valizler, bavullar" malları ve bu malların satışına özgü 35. sınıf hizmetler bakımından aynı zamanda tanımlayıcı da olduğundan bahsi geçen mal ve hizmetler yönünden SMK'nın 5/1-(c) hükmü anlamında da tescili engeli bulunduğu, davacı taraf dava konusu ibaresinin SMK'nın 5/2 hükmü kapsamında kullanım sonucu ayırt edici hale geldiğini ileri sürmüşse de mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacının bu iddiasının ispatlanamadığı, uzun süreli kullanım şartını sağlamadığından müktesep hak iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.