"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/204 Esas, 2024/457 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/272 E., 2021/165 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketiin 2004 yılından itibaren "..." ibaresini kullandığını, aralıksız ve kesintisiz olarak kullandığı bu marka ile hastane hizmeti sunduğunu, müvekkili markalarının yapılan yatırımlar sonucunda sektöründe ayrıcalıklı bir yer edindiğini, 2019/111585 sayılı ve "..." ibareli marka başvurusunun, davalı tarafından 2006/31476, 2012/54512 ve 2012/54515 sayılı ve "..." ibareli markalar mesnet gösterilerek 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-ç hükmü uyarınca 44. sınıf tıbbi hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK) kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, 2006/31476 sayılı markanın 05, 10 ve 44. sınıf mal ve hizmetler yönünden tescilli olduğunu, söz konusu markanın hükümsüzlüğünün talep edildiği davanın reddedildiğini, bu karar onandığı halde karar düzeltme aşamasında yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verildiğini, müvekkilinin 2004 yılından beri markayı kullandığına kanaat getirildiğini, yeniden yapılan yargılama sonucunda anılan markanın hükümsüzlüğüne karar verildiğini, dolayısıyla müvekkilinin “...” markaları üzerinde hak sahibi olduğunun mahkeme kararı ile de ispatlandığını, müvekkilinin “...” ibareli ve esas unsurlu markaları bakımından kazanılmış hakkının mevcut olduğunu, dava konusu markanın da önceki markaların serisi niteliğinde bulunduğunu, redde mesnet tutulan markaların kötüniyetli olarak tescil ettirildiğini, bu markalara karşı iptal davalarının derdest olduğunu ileri sürerek YİDK’in 2020-M-6103 sayılı kararının iptali ile 2019/111585 sayılı “...” ibareli markanın tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu marka başvurusu kapsamından çıkartılmasına karar verilen 44. sınıftaki “tıbbi hizmetler”in, ret gerekçesi markaların kapsamında da aynı şekilde yer aldığı, dava konusu marka ile ret gerekçesi markalar arasında ayırt edilemeyecek bir benzerliğin mevcut olduğu, davacı yanın, önceki tescilli markalarının, dava konusu marka bakımından, davacı lehine müktesep hak sağlamayacağı, davacı yanın markalarını kullanım sonucu ayırt edici hale getirdiği, ret gerekçesi markaların ise kullanılmadığı yönündeki iddialarının işbu uyuşmazlık konusu mutlak ret gerekçesinden kaynaklı tescil engelinin aşılmasını sağlayacak sonuçlar meydana getirmeyeceği, davacının redde mesnet markaların hükümsüzlüğü için açtığı davaların bekletici mesele yapması talebinin davanın YİDK iptal davası olması ve YİDK kararlarının kararın verildiği tarihteki mevcut duruma göre verilecek olması dikkate alındığında yerinde olmadığı, YİDK kararının iptali şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TÜRKPATENT YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.