"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/336 Esas, 2024/468 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/634 E., 2021/876 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı ... Ltd. Şti.’ndeki sermaye payının %50 olduğunu, davalıların ise müdürler kurulunu oluşturduklarını, şirketin davalılar tarafından iyi yönetilmediğini, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında müvekkilinin davalılardan şirket işleri ile ilgili bilgi talep ettiğini, şirketin mali durumu hakkında müvekkiline her hangi bir bilgi verilmediğini, davalıların şirketi zarara uğrattıklarını, genel kurul toplantılarının yapılmadığını, şirketi özen ve bağlılık ile yönetmediklerini, usulüne uygun şekilde tutulması gereken defterleri kanuna uygun tutmadıklarını, davalılarca gönderilen hesap dökümündeki harcamaların şirkete ait olmayıp davalı ...’ın şahsi harcamaları olduğunu, müdürler tarafından şahsi menfaat temini için şirket kasasından yapılan harcamaların azil için haklı neden oluşturduğunu, davalıların esas sözleşme ve kanundan doğan yükümlülüklerini bu suretle ihlal ettiklerini, davalıların yetkilerini kötüye kullandıklarını ileri sürerek davalıların şirket müdürlüğünden azline ve şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından daha önce bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılması istemiyle açılan davanın reddedildiğini, Şirketin faaliyeti ve işleyişi ile ilgili davacıya muhtelif dönemlerde gerekli bilginin verildiğini, Şirketin faaliyetlerinin, gelir ve giderlerinin şeffaf olarak kayıtlara geçirildiğini, zarar davacının şirket ortağı olarak şirket menfaatlerine uygun hareket etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, kuruluştan itibaren 2018-2019-2020 yıllarında şirketin kâr elde edemediği, öz varlığının negatif olup, zaten düşük olan kuruluş sermayesinin zararlar dolayısıyla yitirildiği ve üstüne epeyce borçlanıldığı, davanın açıldığı 2020 yılı sonu itibariyle şirketin faaliyet zararının -587.431,00 TL olduğu, faaliyetini borçlanarak sürdürdüğü ve bu borçların ortaklara olan borçlarından oluştuğu, şirketin ortakları tarafından finanse edildiği, davacının şirkete yönettiği bilgi alma ve inceleme taleplerinin belirli ve somut olmadığı, şirketin bir döneme ait tüm ticari defterlerinin belirli bir konu ile sınırlı olmaksızın bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında incelenemeyeceği, davacının ortaklığa ait ticari kayıtlardan incelemek istediği hususun ne olduğunu bildirmesi ve talebini somutlaştırması gerektiği, davacının aksi yöndeki bilgi alma ve inceleme taleplerinin yasaya uygun bir talep olarak nitelendirilmeyeceği, şirketin 2019-2020 yıllarında kayıt yapan 77 ve ayrılan 35 öğrencinin listelerini düzenli olarak valiliğe bildirdiğinin anlaşıldığı, 2019 yılında şirketin 453.966,00 TL hasılat yapmasına karşın 2020 yılındaki hasılatının 136.966,00 TL olduğu, 2020 yılında öğrenci sayısının %45 oranında azaldığı, 2020 yılında başlayan pandemi sürecinin yurt işletmeciliği yapan şirketleri olumsuz etkilediğinin bilindiği, esasen şirketin faaliyetine büyük oranda ortaklardan aldığı paralarla devam ettiği, davacı tarafından gönderilen paranın usulüne uygun olarak ilgili hesaba kaydedilmemiş olmasının tek başına davalıların azlini gerekli kılmadığı, bu kapsamda şirket defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmadığı iddiasının somut verilerle bağdaşmadığı, genel kurulun her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılması gerektiği, bu kapsamda sermayenin %50’sini elinde bulunduran davacının da çağrı konusunda bazı yasal haklarının bulunduğu, davacının müdürler kurulundan yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebileceği, talebin reddi veya yanıtsız bırakılması halinde bu yolda mahkemeye başvurma hakkı bulunduğu, şirketin zararı ve borca batık olmasında davalı müdürlerin doğrudan kusurlu olduklarına veya davalıların şahsi menfaat temin etmek amacıyla şirket hesaplarından harcama yaptıklarına ilişkin somut bir veriye rastlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davacının ortağı olduğu şirketin müdürü olan davalıların azli ile kayyım tayini talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.