"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/710 Esas, 2024/190 Karar
BİRLEŞEN MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2018/963 E. SAYILI DOSYASINDA
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/65 E., 2020/256 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 2017/27336 sayılı "..." ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının, müvekkili markasının tanınmışlığından yararlanmak ve haksız kazanç elde etmek maksadıyla 32. sınıfta tescil başvurusu yaptığı "..." ibareli markaların müvekkilin zikredilen markasına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı markalarının müvekkili marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek davalı adına tescil başvurusuna konu edilen 2017/106191 ve 2017/106195 sayılı markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, markayı içeren ürünlerin toplatılmasına, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davalının markası ile ambalaj kullanımının farklı olduğunu, müvekkili ürünlerinin davalı ürünlerinden önce piyasada yer alması nedeniyle aslında davalının müvekkili markasını taklit ettiğini ileri sürerek davalının "..." ibareli ürünlerinin müvekkili markasındaki şekil ve font ile üretilmesinden dolayı toplatılmasına, markanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; müvekkili markasının "..." ibareli olduğunu, tescilden önce de markanın davacı markasından önce piyasada satışa çıktığını, dolayısıyla olmayan bir markanın taklidinden söz edilemeyeceğini, markaların benzer olmadığını, ürün bileşimlerinin farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı marka başvurularının dava açıldığı tarihte tescilli olmadıkları, sonrasında da TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerledirme Kurulu (YİDK) kararı ile reddedildiği, davalı marka ve kullanımları ile davacı markaları arasındaki görsel ve işitsel benzerlik ile davalı marka ve kullanımlarına konu enerji içeceklerinin davacı markasının kapsamında bulunması nedeniyle ortalama tüketicilerin davalı marka ve kullanımları ile davacı markası arasında bağlantı kurabilecekleri veya karıştırılma ihtimali yaşayabilecekleri, bu nedenle davalı marka ve kullanımlarının davacı adına tescilli markadan doğan haklara tecavüz teşkil ettiği, birleşen davada, davacının tescilli markasına haksız rekabete teşkil edecek mahiyette tecavüz olduğu iddiasının, TÜRKPATENT nezdinde marka tescil talebinin reddedilmesi ve davalının kullanımının markaya dayalı olması nedeniyle sübut bulmadığı gerekçesi ile asıl davada markaya tecavüz davasının kabulüne, hükümsüzlük davası hakkında ise konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dosyada davacının markaya tecavüze ilişkin davasının sübut bulmadığından reddine karar verilmiş, hüküm, asıl davada davalı/ birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile TÜRKPATENT kayıtlarına göre davalının tescil başvurusunun reddedildiği, bu nedenle birleşen davanın reddine karar verilmesinin haklı ve hukuka uygun olduğu, yine davalının tescil başvurularının reddedilmesi nedeniyle hükümsüzlük ve terkin taleplerinin konusuz kaldığı, ayrıca davalının kullandığı markanın renk ve yazım itibariyle karışıklığa yol açabilecek nitelikte olduğu ve davalının bu şekilde davacının marka hakkına tecavüzde bulunduğu, neticede inceleme konusu kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, asıl davada davalı/birleşen davada davacı vekilince istinaf edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, sonuçlarının ortadan kaldırılması ile marka hükümsüzlüğü; birleşen dava marka hakkına tecavüzün tespiti ile marka hükümsüzlüğü taleplerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve özellikle İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1. numaralı bendinde yer alan "... ibareli ürünler" ifadesinden dava konusu olan 2017/106191 ve 2017/106195 başvuru numaralı markaların anlaşılacak olmasına ve kararın infazında da bu iki görselin dikkate alınması gerekmesine göre, yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıya yükletilmesine, 17.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.