"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/355 Esas, 2024/620 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/331 E., 2021/163 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 29, 30 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerde tescil edilmek üzere davalı Kurum nezdinde 2019/104639 sayılı ve "...." ibareli marka başvurusu yaptığını, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından başvurunun 29. sınıf: “Kuru yemişler” ve 30. sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” malları yönünden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 5. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri uyarınca resen reddedildiğini, bu kısmi ret kararına karşı yaptıkları itirazın ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkilinin marka başvurusunun ayırt edici olduğunu müvekkilinin "Peyman" ibareli markasının tanınmış marka vasfı taşıdığını, müvekkilinin "....." markasını tanınır hale getirdiğini, başvurunun “.....” markasının devamı niteliğinde bir seri marka olduğunu, “...” ve “P....” markalarının tanıtımı için yoğun emek ve para harcadığını ileri sürerek 2020-M-6658 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu markanın sadece kelime unsurundan oluştuğu, bir kahve ve ay çekirdeği gibi gıda ürünlerinin niteliğini ve kalitesini belirten bir kelime grubu olduğu, ay çekirdeğinin "pijamalı, dakota ve siyah" gibi türlerinin bulunduğu, yine kahvelerde siyah çekirdek ibaresinin kahvenin çok kavrulduğunu, tadının yoğun ve sert olduğunu gösterdiği, bu minvalde markanın kavramsal karşılığından kaynaklı olarak tüketicide bıraktığı mesajın doğrudan bir mesaj olduğu, anılan ibarenin ticaret hayatında nitelik bildirme amaçlı yaygın bir kullanımının bulunduğu, ibarenin redde konu olan mallar yönünden asgari ve soyut ayırt edici niteliği haiz olmadığı, üzerinde kullanılacağı mal veya hizmetin karakteristik bir özelliğini tek başına ihtiva eden, o mal veya hizmet için tanımlayıcı olan bir işaretin marka olarak tescil edilmemesi gerektiği, bu tür işaretlerin ancak ayırt edici ek, ekleme ve başkaca unsurlarla oluşturulacak yeni markalarda herkes tarafından kullanılabileceği, başvuru markasının redde konu olan mallar yönünden SMK'nın 5/1-(c) maddesi anlamında tanımlayıcı olduğu ve 5/1-(b) maddesi gereğince ayırt ediciliği sağlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "siyah çekirdek" ibaresinin hem bir çekirdek türü olması hem de çok kavrulmuş kahve çekirdeğini ifade etmesi nedeniyle dava konusu başvurunun kapsamından çıkartılan çekişmeli mallar yönünden tanımlayıcı ve bu nedenle de herkesin kullanıma açık, bir kişinin tekeline verilmesi mümkün olmayan bir ibare olduğu, dava konusu ibarenin bu özelliği itibariyle tescil için gerekli asgari ayırt edicilik kriterini de sağlamadığı, zira marka algısı oluşturmadığı, iptali talep edilen YİDK kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.