Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4141 E. 2025/2131 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu'nun (YİDK), davacı marka başvurusunu reddetmesi üzerine, davacı tarafından YİDK kararının iptali ve marka tescilinin yapılması talebiyle açılan davada, taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markalarının müşterek unsurlar içermesi, benzer mallar için başvuru yapılması ve karıştırılma tehlikesinin bulunması nedeniyle, davacıya ait önceki tarihli markanın müktesep hak teşkil etmediği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı ile bu kararı onayan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/134 Esas, 2024/472 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/52 E., 2021/359 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2019/115591 sayılı "... asc" ibareli marka başvurusuna davalı şirket tarafından "..." ibareli markalara dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca davalı itirazının yerinde görüldüğünü, müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, bu karara yönelik müvekkili itirazının ise Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin faaliyet gösterdiği sektörden başka bir sektörde faaliyette bulunduğunu, taraf şirketlerin faaliyet alanları ve ürünleri arasında iltibas oluşturabilecek herhangi bir bağlantı ya da tüketiciler nazarında karışıklığa neden olabilecek herhangi bir ortak ürün bulunmadığını, dolayısıyla taraf markalarının karıştırılmayacağını, redde mesnet gösterilen markaların 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 19/2 hükmü uyarınca kullanımının ispatlanması gerektiğini ileri sürerek YİDK'in 2020-M-9318 sayılı kararının iptaline, marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait markalar ile dava konusu başvuru arasında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik olduğunu, müvekkilinin markalarını kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar davalı şirkete ait redde mesnet markaların kullanıldığının ispat edilmesine ilişkin kullanmama def'i ileri sürülmüşse de, eldeki davanın salt YİDK kararının iptaline ilişkin olduğu, marka işlem dosyasında davacı ... başvuru sahibinin redde mesnet markalara ilişkin olarak kullanmama def'i ileri sürmediği, marka işlem dosyasında ileri sürülmeyen kullanmama def'inin, YİDK kararının iptali davasında ileri sürülemeyeceği, dava konusu marka başvurusundan çıkartılan "Metal boru kelepçeleri." malları ile redde mesnet markaların kapsamlarındaki malların aynı, aynı tür ve benzer olduğu, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet markaların müşterek olarak "..." ibaresini içerdikleri, bu ibarenin gerek dava konusu marka başvurusunda, gerekse redde mesnet markalarda esaslı unsurlardan biri olduğu, ayrıca dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet 2014/37568 sayılı markada müşterek olarak ayrıca "ASC" ibaresinden kaynaklı benzerlik bulunduğu, dolayısıyla bu markalar arasındaki benzerlik düzeyinin diğerlerine oranla daha yüksek olduğu, karşılaştırılan markalar arasında SMK'nın 6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu, davacı taraf her ne kadar davaya konu marka başvurusunu kullandığını ileri sürse de, markalar arasındaki iltibas tehlikesini bertaraf edecek "birlikte varolma" şartlarının somut olayda mevcut olmadığı, davacıya ait 2016/76694 sayılı markanın 23.02.2017 tarihinde tescil edildiği, bu markanın esas unsurunun "ASC" ibaresi olduğu, dava konusu markanın davacıya ait önceki tarihli 2016/76694 sayılı markanın asli unsuru korunarak oluşturulduğunun söylenemeyeceği, kaldı ki önceki tarihli marka kapsamındaki malların dava konusu marka kapsamındaki malları kapsamadığı, yine önceki tarihli markanın tescil tarihi ile dava konusu marka başvuru tarihi arasındaki süre nazara alındığında, önceki tarihli markanın hali hazırda hükümsüzlük tehdidi altında olduğu, bu nedenle önceki tarihli markanın iş bu davaya konu marka başvurusu bakımından müktesep hak oluşturacak nitelikte de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.