"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye’nin ilk spor kulübü olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) ve ... nezdinde tescilli markalarının bulunduğunu, davalının 2017/27694 sayılı "... no 1903" ve 2017/72326 sayılı "..." markalarının, müvekkilinin tescilli markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, 1903 tarihinin müvekkilinin kuruluş tarihi olduğunu, ayrıca anılan ibareyi içerir şekilde özel/01478, 2011/04787, 2004/30877, 2004/30878, 2015/109292, 2017/66176 sayılı markaların müvekkili adına tescilli bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin markalarıyla ve özellikle de 2017/66176 sayılı markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markalarının yeni bir versiyonu olarak algılanacağını, ayrıca müvekkilinin hizmet verdiği restoran, kafe, açık-kapalı etkinlik alanları, toplantı salonları gibi yerlerde “no 1903” isimli bir sosyal buluşma mekânının dahi bulunduğunu, yine müvekkilinin "...." isimli web sayfasının olduğunu, davalının 32. ve 33. sınıf mallarda tescil ettirmeye çalıştığı işaretin de müvekkilinin bu markalarının bir ürünü olarak algılanması ve iltibas ihtimalinin çok yüksek bulunduğunu, davalı markalarının kötüniyetli olarak tescil edildiklerini, ayrıca müvekkilinin "..." şeklinde tescilli markaları ile de davalının bir diğer markası olan 2017/72326 sayılı markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, davalının açıkça müvekkilinin markalarından ticari kâr elde etmek, müvekkilinin sahip olduğu geniş taraftar kitlesinden yararlanmak amacıyla yanlış algılar oluşturacak şekilde marka başvuruları yaptığını, müvekkilinin 2017/66177, 2012/80509, 2012/08816, 2011/04729, 2011/04708, 2011/04676, 2004/30879 sayılı markaların sahibi olduğunu, bu markaların ilgili marka ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduğunu, "..." ibaresinin "..." anlamına geldiğini, bu ibarenin toplumun büyük bir kesimi tarafından bilinen bir kavram olduğunu, davalının sadece müvekkili markaları ile değil ... ve ... gibi diğer spor kulüplerinin de kuruluş tarihlerini esas alarak markalar tescil ettirmeye çalıştığını, ülkemizde 1905 denildiğinde ..., 1907 denildiğinde ... spor kulüplerinin akla geldiğini, davalının bu ibareleri tescil ettirerek büyük kulüplerinin tanınmışlığından yararlanmayı hedeflediğini ileri sürerek 2017/27694 ve 2017/72326 sayılı markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret gruplarından biri olarak şarap, üzüm suyu ve benzeri ürünlerin üretim, satış ve ihracat faaliyetleri ile iştigal ettiğini, hükümsüzlüğü talep edilen markalarda yer alan "..." ibaresinin, müvekkilinin tanınmış markası olduğunu, ülkemizin en tanınan ve en eski on markasından biri bulunduğunu, davacının tanınmışlığının müvekkilinin tanınmışlığından farklı alanlarda olduğunu, bu nedenle "... no 1903" ve "..." şeklindeki markaların, gerek kapsamlarındaki mallar gerekse de tanınmışlığının farklı sınıflarda olması nedeniyle davacı markalarıyla iltibas yaratmasının mümkün olmadığını, müvekkili markalarında herhangi bir ibarenin ön plana çıkarılmadığını, bu markalarda yer alan "..." ibaresinin de yüksek tanınmışlığa sahip olduğunu, dolayısıyla tüketicilerin, taraf markalarını karıştırmayacaklarını, TÜRKPATENT nezdinde içinde 1903 ibaresi geçen çeşitli markaların olduğunu, davacının 32. ve 33. sınıf mallarda tescilli markasının bulunmadığını, müvekkilinin "..." markasının, davacının "..." ibareli markalarından daha önce tescil edildiğini, markaların bütün olarak değerlendirilmeleri gerektiğini, markaların hitap ettikleri tüketici kitlelerinin farklı olduğunu, müvekkilinin hitap ettiği tüketici kitlesinin alelade tüketiciler olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu "... No 1903" ve "..." esas ibareli markalar ile davacı adına tescilli "..." ve "1903" ibareli markalar arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğundan davacının diğer iddialarının incelenmesine gerek bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı adına tescilli 2017/27694 numaralı "... No 1903" ibareli marka ile 2017/72326 numaralı "..." ibareli markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2017/27694 sayılı "... No 1903" ibareli ve 2017/72326 sayılı "..." ibareli markalar ile davacı adına tescilli "1903" ve "..." ibareli markalar arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olduğu, dava konusu markalarda yer alan "..." ibaresinin, davalının çatı markası olduğu ve bu nedenle söz konusu markaların asli unsurlarının "No 1903" ve "..." ibarelerinden oluştuğu, belirtilen bu asıl unsurlar ile davacı markalarının esas unsurlarının benzer olduğu, anılan ibarelerin 32. ve 33. sınıf mallar yönünden tanımlayıcı ya da tasviri olmadıkları ve yüksek ayırt edici nitelikte bulundukları, emtia benzerliği koşulunun da gerçekleştiği, taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince yalnızca karıştırılma tehlikesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğinden, davalı tarafın tanınmışlık ve kötüniyet vakıalarına yönelik istinaf itirazlarını incelemeye gerek olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, TÜRKPATENT nezdinde davalı adına tescilli 2017/27694 numaralı "... no 1903" ve 2017/72326 numaralı "..." ibareli markaların tescilli olduğu tüm emtia ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 24.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.