"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2003/13637 numaralı ve “...” ibareli markasının 05. sınıf mallarda tescilli olduğunu, bu markayı mesnet göstererek davalı şirketin 2019/122779 numaralı ve “...” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun (YİDK) kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilin itiraza mesnet markasının iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markası ile itiraz konu markanın 05. sınıfta yer alan aynı ve ilintili malları kapsadığını, davalının başvuru markasının müvekkilinin seri markası sanılacağını ve davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek TÜRKPATENT YİDK’in ve 2020-M-9653 sayılı kararının iptaline, 2019/122779 başvuru nolu ve “...” ibareli marka başvurusunun tescil edilmiş olması halinde 05. sınıfın tümü bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Diğer davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin başvuruya konu markasının ilaç markası olarak kullanılacağını, davacının itiraza mesnet markasının 05. sınıfta yalnızca “Kozmetik ve parfümeri ürünleri ile sabunların üretiminde kullanılan doğal ürünler. Odalar, taşıt araçları ve diğer mekanlar için koku gidericiler, koku vericileri kişisel kulanım dışındaki deodarantlar” için tescilli olduğunu ve krem formundaki kozmetik ürünlerinde kullanıldığını, müvekkil şirket tarafından antiemetik tablet için tescili istenen “...” markasının bu alanda kullanılan pek çok ilaç markasında yer alan “EME” ibaresi ile kimyasal bir bileşik olan “...” ibaresinin birleşimi ile oluşturulduğunu, “...” ibaresinin organik bir bileşik olduğunu, davacı firmanın “...” ibaresinin bilinen bir anlamının bulunmadığını, 05. sınıfta yer alan emtianın tüketici kitlesini doktor, eczacı, diş hekimi, ilaç mümessilleri gibi meslek mensuplarının oluşturduğu dikkate alındığında dava konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, “...” markası ile satışa sunulacak olan bulantı-kusma karşıtı ilaçla, davacı yanın “...” markasıyla satmakta olduğu krem formundaki ürünler arasında orta düzey bilinçlenmiş tüketicilerin de ticari ya da hukuki bağ kurulma olasılığının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının "..." ibareli markası arasında dava konusu edilen 2019/122779 sayılı markanın kapsamında yer alan "05.06: İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. 05.07: Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları'' malları yönünden ortalama tüketici kesimi nazarında görsel ve sesçil benzerlik oluştuğu; ortalama tüketici kesimi nezdinde başvuru kapsamındaki anılan mallarda davacının "..." ibareli markalı ürününü satın almak isterken davalının "..." ibareli başvuru markalı ürünü satın almak şeklinde bir yanılgı yaşayabileceği, taraf markaları arasında bu mallar yönünden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanıunu'nun (SMK) 6/1 hükmü uyarınca iltibas koşulunun oluştuğu, belirtilen emtia dışında kalanlar açısından iltibas koşulları oluşmadığı gibi başvuru markasındaki mallar açısından davacının başvuru üzerinde SMK'nın 6/3 hükmü anlamında önceye dayalı kullanım ve gerçek hak sahipliğinin kanıtlanmadığı, yine tanınmışlık koşulunun ve kötüniyetli başvuru yapıldığı iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, TÜRKPATENT 2020-M-9653 sayılı YİDK kararının 2019/122779 sayılı markanın kapsamında yer alan ''05.06: İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler. 05.07: Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları'' malları yönünden kısmen iptali ile markanın bu mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkin edilmesine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ile davalı Kurum vekilince ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında "-..." ibaresinin ortaklığından kaynaklı benzerlik bulunduğu, başvuruda bu ibarenin önünde yer alan "E" harfinin başvuruyu görsel ve işitsel olarak itiraza mesnet markadan yeterince uzaklaştırmadığı, emtia benzerliğinin gerçekleştiği mallar açısından taraf markalarının aynı mallar üzerinde kullanılmasının SMK'nın 6/1 hükmü anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimaline sebebiyet verebileceği, öte yandan SMK'nın 6/5 hükmündeki tanınmışlık koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili ile davalı Kurum vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ile markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 22.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.