"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin "Konya Arabuluculuk+şekil" ibareli marka başvurusunun, 45. sınıfta yer alan "Hukuki Hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil)" yönünden 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 5/1-b ve c maddeleri uyarınca Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen reddedildiğini, müvekkilinin bu karara karşı yaptığı itirazının da Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararı ile reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvurunun ayırt edici olup tanımlayıcı da bulunmadığını, "Konya" ibaresini içeren bir çok tescilli markanın bulunduğunu ileri sürerek 2018-M-4789 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Konya ibaresinin Türkiye’de bir şehir adı olması ve bir bütün olarak ilgili ibarenin arabuluculuk hizmetinin verildiği şehir olarak algılanacağı, SMK’nın 5/1-c maddesi, sadece ürün/hizmetin adının tescilini değil, ürün/hizmetle ilgili herhangi bir şekilde vasıf bildiren her türlü işaretin tescilini yasakladığı, yer adı olarak kullanılan bu gibi ibarelerin tescil kapsamındaki emtialar ve yer adı ilişkisi göz önünde bulundurularak yapılması gerektiği, dava konusu ibarenin anlamsal olarak ve bıraktığı izlenim açısından 45. sınıf hukuki hizmetler (sınai ve fikri mülkiyet hakları konusunda danışmanlık hizmetleri dahil), bakımından doğrudan hizmetin sunulduğu coğrafi yeri belirten tanımlayıcı mahiyette bir işaret olarak anlaşılacağı, hizmetin ticari kaynağına işaret eden bir marka olarak algılanacağı, dava konusu başvurunun kısmen reddedildiği hizmetler bakımından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c hükmü anlamında tescil engeli oluşturduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26.11.1999 tarih, 1999/5790 E. 9590 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, coğrafi yer adlarının, coğrafi işaret anlamını taşımamak kaydıyla yanlarına ilave yapılması suretiyle marka olarak tescilinin mümkün olduğu, bunun dışında tek başına yer adlarının ise tescil edilemeyeceğinin kabulü gerektiği, somut olayda da, bir coğrafi yer adı olan "Konya" ibaresinin tek başına tescili talep edilmeyip "arabuluculuk " ibaresi ile birlikte tescili istendiği, Konya ili, uyuşmazlık konusu 45. sınıf hizmetler yönünden bilinen ya da bu hizmetler ile ilişkilendirilen bir yer olmadığından, dava konusu başvurunun SMK'nın 5/1-b ve 5/1-c hükümleri anlamında tescil engeli bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulü ile, TÜRKPATENT ... 2018-M-4789 sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili isteminin reddine karar verilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
15.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.