"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/124 E., 2021/400 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Şirketin "..." ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalı Şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere diğer davalı Kuruma başvurduğunu, 2020/12569 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından kısmen kabul edildiğini ve 35/5. sınıfta yer alan hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığını, oysa başvuru kapsamında kalan 18 ve 25. sınıf mallar yönünden de dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunduğunu, müvekkilinin "..." ibareli markalarının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/4 ve 6/5 hükümleri kapsamında tanınmış marka olduğunu ve bu nedenle sadece 35. sınıf yönünden değil tüm sınıflar yönünden itirazlarının kabulünün gerektiğini, "..." markasının sadece Türkiye’de değil dünyada ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle davalının haksız yarar sağladığını, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanın asli unsurunun "..." ibaresinden oluştuğunu, bu unsuru birebir içeren davalı başvurusunun haksız rekabete de yol açacağını ileri sürerek YİDK'in 2021-M-805 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne, dava konusu başvurunun sergilenen ve bu işaret ile ürün satılan internet hesaplarına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, başvuru kapsamında kalan mallar yönünden taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2020/12569 sayılı "..." ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet 2018/18275 ve 2019/97812 sayılı ve "fakirstore", "fakirclub" ibareli markalar arasında 18. ve 25. sınıftaki mallar bakımından SMK'nın 6/1 hükmü anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, aynı Kanunun 6/5 hükmü koşullarının oluşmadığı, SMK'nın 6/6 hükmü koşullarının da somut olayda bulunmadığı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'in 2021-M-805 sayılı kararının davacının itirazının reddi yönünden iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına, internet hesaplarına erişimin engellenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalı Kurum vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, "...+şekil" ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet 2018/18275 sayılı "... Store" ve 2019/97812 sayılı "..." ibareli markalar arasında SMK'nın 6/1 hükmü anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin olduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan "..." ibaresinin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı, öte yandan bir mal ile o malın satışına ilişkin 35/5. sınıftaki mağazacılık hizmetlerinin ilişkili mal ve hizmetler olduğu, davacının söz konusu markalarının genel nitelikli mağazacılık hizmetleri olmayıp, 18. ve 25. sınıf malların satışına özgülendiği, dolayısıyla bu yöne ilişkin davalı Kurum istinafının yerinde bulunmadığı, davacı markalarının elektronik ev aletlerinde tanınmış olduğu ancak başvuru kapsamındaki mallar yönünden SMK'nın 6/5 hükmündeki koşulların ortaya çıkacağının ispat edilemediği, bu nedenle anılan madde kapsamında bir tescil engelinin söz konusu olmadığı, yine davacının fiili faaliyet alanının dava konusu başvuru kapsamında kalan mallarla ilişkili olmadığından SMK'nın 6/6 hükmü koşullarının da gerçekleşmediği, dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davacı ... davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... davalı Kurum vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı Kurum YİDK kararının iptali ile diğer davalının başvuru markasının hükümsüzlüğü ile dava konusu markanın kullanıldığı internet sitelerine erişimin engellenmesi taleplerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... davalı Kurum vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine, 21.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.