"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin "hepsitaksit", "hepsifinans", "hepsi kredi+şekil", "hepsiburada...", "... her şey ayağına gelsin", "gelecek burada+şekil", "... tek tıkla güvenli alışveriş+şekil", "hepsiburada hepsi moda", "hepsiburada.basics", "hepsiburada", "hepsiburada", "keşfet hepsiburada", "Türkiye'nin hepsiburada'sı", "hepsiburada home+şekil", "hepsi cepte+şekil" ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2020/14365 sayılı “...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, başvuruya yapılan itirazın nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, oysa markanın müvekkilinin “hepsiburada” markaları ile benzer olduğunu, müvekkilinin 1998 yılından beri e-online alışveriş pazarında yer aldığını, sektöründe lider firma olduğunu, dava konusu markanın müvekkili markasına benzer şekilde oluşturulduğunu, müvekkil ile özdeşleşmiş "burada" ibaresini birebir içeren dava konusu markanın, müvekkiline ait "..." markalarını yıllardır bilen tüketiciler için müvekkil markalarının devamı gibi algılanacağını, davalının bu ibareyi tesadüfi bir şekilde tercih ettiği yorumunda bulunulamayacağını, başvurunun kötüniyetli olduğunu, dava konusu markanın tescilinin aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet verdiğini ileri sürerek YİDK'in 2021-M-3919 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2020/14365 başvuru numaralı “...” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraf markaları kapsamında yer alan 36. sınıf hizmetler arasında benzerlik bulunmakla birlikte markalardaki ortak unsur konumunda olan “burada” ibaresinin ayırt edici niteliğinin zayıflığı, ticaret hayatında oldukça yaygın kullanımının mevcut oluşu, taraf markalarında bütünsel algılarını birbirine yakınlaştıracak başkaca hiçbir benzer unsurun yer almaması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiklerinde, bu tür kelimeler üzerinden yaratılan markaların anılan ibare üzerinde önceki marka sahibine her koşulda mutlak bir hak ve koruma sağlamayacağı, davacının seri markalarının dahi tek başına “burada” ibaresi üzerinden değil “hepsi” kelime kökü üzerinden yaratılmış markaların da mevcut olduğu, tüm bu nedenlerle dosya kapsamında belirlenen ilgili tüketiciler nezdinde taraf markaları arasında iktisadi - idari anlamda ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmayacağı, taraf markaları benzer olmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa etkisinin bulunmadığı, başvurunun kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarında ortak olarak yer alan "burada" ibaresinin ayırt ediciliğinin güçlü olmadığı, bu ibare dışında taraf markalarını birbirine yakınlaştıran bir unsur bulunmadığı, başvuruda yer alan "emlak" ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağladığı, bu hale göre dava konusu marka başvurusunu gören tüketici/alıcıların bunun davacının itiraza mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu derhal ve ilk bakışta algılayabileceği ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6/1 hükmündeki iltibas koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.