"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2029 Esas, 2024/555 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/608 E., 2018/130 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından Almanya'da açılan alacak davasında davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiğini ileri sürerek Almanya Essan Eyalet (Asliye Hukuk) Mahkemesinin 8 O 58/06 numaralı dosyasından verilen kararın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; yabancı mahkeme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşip kesinleşmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisi dahilinde olduğunu, yabancı mahkeme kararının Lahey Sözleşmesi'ne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmesi gerektiğini, yabancı mahkeme kararının Alman usul hukukuna aykırı bir şekilde tesis edildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, kamu düzenine aykırı olması nedeniyle tenfiz koşullarının oluşmadığını, yabancı mahkemenin davacı tarafından ibraz edilen belgeye dayanarak hüküm tesis etmesinin de kamu düzenine aykırı sonuç doğurduğunu, davacı tarafından yabancı mahkemeye dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerdeki imzaların müvekkili şirket yetkililerince atılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, dava konusu yabancı mahkeme kararının taraflara tebliğ edildiği, 23.09.2009 tarihinde kesinleşip apostille onaylandığı, yabancı mahkemenin Alman hukukuna göre davayı yürütüp sonuçlandırdığı, tebligatın Lahey Sözleşmesi'ne uygun yapıldığı, davacının talebinin Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren ve kamu düzenine ilişkin hususlardan olmadığı, tenfizi engelleyecek husus bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davanın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren hususlardan olmadığı, aynı dava hakkında Türk mahkemelerince verilen karar ile yabancı mahkemelerce verilen kararın farklı olmasının tek başına tanıma ve tenfize engel teşkil etmeyeceği, yabancı mahkemece yapılan yargılamada davalının savunma haklarının ihlal edilmediği, davalının kendisine tanınan savunma olanaklarından yararlanmadığı, davayı takip etmediği, açılan davada dosyaya elindeki bilgi ve belgeleri sunmadığı, yabancı mahkemenin davacı tarafın sunmuş olduğu deliller doğrultusunda davanın kabulüne karar verdiği, bu hususların eşitlik ilkesi ve kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyeceği, tenfiz öncesi yabancı mahkeme tarafından verilen karara yönelik alacağın kısmen veya tamamen ödendiğine ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya makbuzun davalı tarafça tenfiz dosyasına sunulmadığı, dava dilekçesi ve eklerinin o yer kanunları uyarınca ve Lahey Sözleşmesi'ne uygun bir şekilde tebliğ edildiği, taraf yargılamadan haberdar olmasına rağmen yargılamaya katılmadığından gıyabi karar verildiği, buna göre gıyabi karar verilmesinin Anayasa'nın 36. maddesine aykırılık oluşturmadığı, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 54/ç hükmü uyarınca Alman Usul Kanunu'nun 331 vd. maddelerinde düzenlenen gıyabi karar kurumunun davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmediği, usul kuralları hakimin hukukuna tabi olduğu gibi bu durumun kamu düzenine aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 23.01.2025 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.