Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4752 E. 2024/8981 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Teminat olarak verilen çekin haksız olarak doldurulup ibraz edildiği iddiasıyla açılan tespit davasında, davacı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesinin dava şartı yönünden etkisi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirkete, ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle, ihya davası açmak için süre verilmiş ve davacı vekilinin bu süre içerisinde ihya davası açtığı anlaşılmakla, şirketin tüzel kişiliğinin sona ermiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

SAYISI :2022/481 Esas, 2023/603 Karar

HÜKÜM :Ret

İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uyularak verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin teminatı olarak verdiği keşide yeri ve tarihi açık bırakılan 500.000,00 TL bedelli çeki, davalının, haksız ve kötü niyetli olarak keşide yeri ve tarihini gerçeğe aykırı doldurarak bankaya ibraz ettiğini belirterek, ... A.Ş. Adana Çarşı Şubesi’ne ait 0174585 nolu, keşide yeri ve tarihi açık bırakılan 500.000,00 TL bedelli çek yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin yetkilileri tarafından herhangi bir belge ve çek teslim tutanağının tanzim edilmediğini, davalı şirket adına yapılan işlemin geçerlilik kazanabilmesi için imzanın çift imza şeklinde olması gerektiğini, çeklerin niteliği gereği ödeme vasıtası olduğunu, çeklerin teminat niteliğinde olduğunu davacının yazılı belgelerle ispat etmesi gerektiğini, davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu ileri sürmesinin yasal bir dayanağı bulunmadığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, yargılama sırasında davacı şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) Geçici 7 nci maddesi uyarınca 14.03.2016 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşıldığından davacı şirkete işbu dava dosyası ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını sağlamak üzere dava açmak için bir aylık kesin süre ve yetki verildiği, davacı tarafça verilen süre içerisinde başvuru yapıldığına ilişkin bilgi ve belge sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceği hususunun davacı vekiline 28.03.2023 tarihinde tebliğ edildiği ancak süresi içerisinde başvuru yapıldığına ilişkin bilgi ve belgelerin Mahkemeye sunulmadığı, davacı şirketin kişiliğinin sona erdiği, taraf ehliyetinin kalmadığı, taraf ehliyetinin dava şartı olduğu, dava şartları Mahkemece davanın her aşamasında resen nazara alınacağından kişiliği sona ermiş şirket adına dava açma olanağı olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, teminat olarak verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Mahkemece, yapılan yargılama sırasında davacı şirketin 6102 sayılı Kanun'un Geçici 7 nci maddesi uyarınca 14.03.2016 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşıldığından davacı şirkete iş bu dava dosyası ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasını sağlamak üzere dava açmak için bir aylık kesin süre ve yetki verildiği, davacı tarafça verilen süre içerisinde başvuru yapıldığına ilişkin bilgi ve belge sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceği hususunun davacı vekiline 28.03.2023 tarihinde tebliğ edildiği, bu arada davacı vekilinin, davacı şirketin ihyası için dava açtığı, davanın açıldığı Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu davanın görüldüğü Mahkemeye 05.05.2023 tarihinde ihya davası açmak üzere davacı vekiline süre ve yetki verilip verilmediğinin sorulduğu, Mahkemece bu yazıya 15.05.2023 tarihinde cevap verildiği, ayrıca davacının 21.09.2023 tarihli duruşma için sunmuş olduğu mazeret dilekçesinde ihya davasının henüz kesinleşmediğini bildirdiği, bu durumda davacı vekilinin süresi içinde şirketin ihyası için dava açtığı anlaşıldığından Mahkemece yargılamaya devam edilerek, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, tüzel kişiliği sona ermiş şirket adına dava açma olanağı olmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

V.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine, 12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.