Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5060 E. 2025/110 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kefalet limitinin takip edilen miktardan yüksek olması, faiz oranının sözleşme ve ilgili tebliğe uygunluğu, BSMV’den sorumluluk bulunması, tahsilde tekerrür olmaması için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ayrı bir takip başlatılabileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/682 Esas, 2022/1177 Karar

HÜKÜM : Kısmen kabul

Taraflar arasında görülen davada mahkemece verilen kararı onayan Dairenin kararı aleyhinde davalılar vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup görüşüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Banka ile dava dışı dava dışı ....A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi (GKS) akdedildiğini, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, asıl borçlunun, GKS kapsamında kullandırılan kredileri geri ödememesi üzerine kredi hesabını kat edip asıl borçlu ve kefillere kat ihtarnamesi gönderdiklerini, muhatapların ihtarnamede belirtilen sürede borcu ödememesi üzerine davalı kefiller hakkında ilamsız icra takibi başlattıklarını, takibin, davalıların itirazına üzerine durduğunu, takibe itiraz dilekçesinde, alacağın muaccel olmadığı savunulmuş ise de gerek taraflar arasında akdedilen GKS hükümleri gerekse de yerleşik Yargıtay uygulamasına göre alacağın muaccel olduğunu, itirazda belirtildiğinin aksine takipte talep ettikleri faiz sözleşmeye uygun olduğu gibi takibe konu Banka ve Sigorta Muamele Vergisinden (BSMV) de GKS'nin 5. maddesine göre davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından gönderilen 26.03.2012 tarihli ihtarnameye, ihtarname içeriğinin gerçeği yansıtmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, davacının müvekkillerini temerrüde düşürüp geliştirdikleri projeye el koymayı amaçladığını, bu uğurda müvekkillerini zor duruma duruma düşürmeyi amaçlayan birçok işlem yaptığını, borcun teminatı olarak alınan ipotekler paraya çevrilmeden müvekkilleri hakkında takip yapılamayacağını, asıl alacağın nasıl hesaplandığının belli olmadığını, talep edilen miktarın kefalet limitinin üzerinde olduğunu, uygulanan fahiş faiz oranına dayanak yapılan GKS'nin 5.c hükmünün genel işlem şartı niteliğinde olup yazılmamış sayılması gerektiğini ve müvekkillerinin takipte talep edilen BSMV'den sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kredi hesabının kat edilmesi koşullarının oluştuğu, davalıların kefalet limiti 310.000.000,00 Euro tutarında olup takipte talep edilen miktarın, kefalet limitinin bir hayli altında olduğu, takipte talep edilen temerrüt faizi oranının, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının ( TCMB) 91/1 numaralı tebliğine ve taraflar arasında akdedilen GKS'ye uygun olduğu, davalı tarafın savunmasının aksine GKS'nin sözleşmenin sona ermesine ve faizin belirlenmesine ilişkin hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde bulunmadığı, GKS'nin 5/s hükmü uyarınca, davalıların işlemiş faiz üzerinden tahakkuk ettirilen %5 BSMV'yi ödemekle yükümlü oldukları, davalı tarafın mükerrer takip yapıldığına ilişkin savunmasına gelince; davacının davalılar hakkında iş bu davaya konu olan ilamsız icra takibini başlattığını, bunun yanında İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2012/3923 E. sayılı dosyası ile de aynı alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine giriştiği, iş bu davanın dayanağı ilamsız icra takibinin tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla açılmış olduğunun takip talebinde bariz bir şekilde belirtildiği, keza zikredilen ipotek takibinin de tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığı, ipotek senetlerinde, ipoteğin davalı kefillerin kefalet borçlarının teminatı için değil, kredinin teminatı olarak tesis edildiğinin belirtildiği, bu bakımdan müştereken ve müteselsilen ticari kredi sözleşmesini imzalayan davalılar açısından o takibin sonucunun beklenmesinin hukuken mümkün olmadığı, zira davalıların müştereken ve müteselsilen kefalet borçlusu oldukları, asıl borçlunun dava dışı bir şirket ve ipoteğin de kefalet için değil kredi teminatı olarak verilmiş olması karşısında davacı tarafça tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bahsedilen takiplerin yapılmasının hukuka uygun olduğu, mükerrer takip yapıldığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin İstanbul 10. İcra Müdürlüğü 2012/3923 E. sayılı dosyasından dolayı tahsilde tekerrür olmamak üzere kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 28.03.2024 tarihli, 2023/5 E. ve 2024/2573 K. sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davalılar vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ

A.Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.

V.SONUÇ: Davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK'un 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 391,60 TL karar düzeltme ret harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'un 442/3 hükmü uyarınca takdiren 3.605,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.