Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5226 E. 2024/7997 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Terkin edilmiş bir şirketin ihyası talebinde bulunan davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, terkin edilmiş şirketten alacağını tahsil edebilmek için icra takibi veya dava açabilmesinde, şirketin ihyasının dava şartı olan hukuki yararı sağladığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/704 Esas, 2024/952 Karar

HÜKÜM : Yeniden hüküm kurularak davanın usulden reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/1219 E., 2024/236 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin terkin edilen şirketten 100.000,00 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, şirketin usulsüz olarak tasfiye edildiğini belirterek davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı tasfiye memuru ... vekili cevap dilekçesinde; davacının şirketten alacağının bulunmadığını, davayı açmada hukuki yararı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, şirketlerin tasfiye edilmesinden sonra, ek tasfiyeyi gerektirecek bir zorunluluğun ortaya çıkması halinde, bu ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin ihyasının talep edilebileceği, bu nedenle gerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547 nci maddesi ve gerekse geçici 7 nci maddesi uyarınca yapılacak ihya işleminin, ek tasfiye amacıyla sınırlandırılması gerektiğinin uygulamada kabul edildiği, bu kapsamda, belirli bir ek tasfiye işlemi için ihya edilen şirketin, sadece o ek tasfiyenin amacıyla sınırlı işlemler yapabileceği, bunun dışında iş ve işlemler yapamayacağı, kanun hükmünden anlaşılması gereken ek tasfiye işlemi, özellikle şirkete ait bir mal varlığının bulunması, şirkete karşı süren derdest bir dava veya takibin bulunması şeklinde anlaşılması gerektiği, somut olayda, davacı taraf, ihyası istenen şirketten alacaklı oldukları iddiasıyla şirketin ihyasını talep etmiş ise de, ihyası talep edilen şirkete karşı açılmış bir dava ya da icra takibi bulunmadığı, bu haliyle açılan davada hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine açılmış herhangi bir davadan ya da icra takibinden söz edilmediği gibi davada ileri sürülen iddialar bakımından şirketin ihyasının talep edilmesinde mevcut bir hukuki yararın bulunduğu da ispat edilebilmiş olmadığı, bu nedenle, ilk derece mahkemesince ihya davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, 6102 sayılı Kanun'un 547 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca açılan davalarda davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmayıp, yasal hasım konumunda olduğundan lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru bulunmadığı, gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş,

karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Kanun 547 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı tarafından dava dışı şirketten alacaklı olduğu, ancak şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğunun anlaşıldığı iddiası ile dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece davacı tarafından dava dışı şirkete açılmış icra takibi veya dava bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereğince davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Hukuki yararın bulunması, sonuç istemlerin hükme bağlanmasında davacının menfaatinin bulunması demektir. Sicilden terkin edilmiş şirket hakkında alacak davası açılacağı iddiası ile ihyasının istendiği davada, davacının alacağın varlığını ispatlamasına gerek bulunmamaktadır. Davacının, ihyası istenen şirketten olan alacağını tahsil amacıyla yapacağı icra takibi veya açacağı davada taraf teşkilini sağlayabilmesi için şirketin ihyası gerekeceğinden şirketin ihyasını istemekte davacının hukuki yararının olduğu kabul edilerek karar verilmesi gerekirken açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.