"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1986 Esas, 2022/1580 Karar
HÜKÜM : Esastan red
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/86 E., 2020/312 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu (6361 sayılı Kanun) çerçevesinde Finansal Kurumlar Birliğinde 31.10.2016 tarihinde tescil edilen 31.10.2016 sözleşme tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından, davalı kiracı şirkete Beyoğlu 3. Noterliğinden 12.12.2018 tarihli ihtarname keşide edilerek 60 günlük yasal süre içinde kira borcunun ödenmesi aksi taktirde sözleşmenin fesih edileceği ve fesih süresi sonundan itibaren 3 günlük süre içinde sözleşme konusu malların tesliminin ihtar edildiğini, bu ihtarnamelerin kiracı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davalı kiracının bu ihtarlara rağmen borçlarını ödemediği gibi kendisine yüklenen edimlerini kanuni süre içinde yerine getiremediğinden finansal kiralama sözleşmelerinin münfesih olduğunu, davalının sözleşme hükümlerine uymaması neticesinde davalı ile arasındaki sürekli borç ilişkisinin sona erdiğini ve davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü, davalı tarafın kiralama konusu malları taraflarına iade etmediğinden ileride telafisi imkansız zararları önleyebilmek için mülkiyeti müvekkili şirkete ait finansal kiralama konusu malların ihtiyati tedbir kararıyla müvekkili şirkete teslimini talep etme zorunluluğu doğduğunu bu nedenle İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/343 D.iş sayılı dosyasından 21.02.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı alındığını ileri sürerek sözleşmenin feshinin tespiti ile birlikte finansal kiralama konusu malların müvekkiline aynen iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ile davalı şirket arasında 31.10.2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, ilgili sözleşmenin davacı tarafça Beyoğlu 3. Noterliğinden 12.12.2018 tarihli ihtarname ile feshedilmiş olduğunu, sözleşme konusu taşınırın haksız zilyetliğinden bahisle, davacı tarafça İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/343 D.iş sayılı dosyasından 21.02.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararı alınmış olduğunu, davalı şirketin Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1141 E. sayılı dosyası ile konkordato başvurusunda bulunduğunu işbu dosyada 23.11.2018 tarihinde 2 aylık geçici mühlet kararı verilmiş olduğunu, davalı tarafın talebi üzerine Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1141 E. sayılı dosyasından 28.01.2019 tarihli ara karar gereği geçici mühletin 2 ay daha uzatılmasına karar verilmiş olduğunu, Mahkemece verilen konkordato kararı ve ilgili mevzuat uyarınca söz konusu alacak alacaklılar listesi ile tasdik edilmiş bulunmakla birlikte bahsi geçen listenin 143. sırasında 176.156,15 TL tutarında alacak kaydı bulunduğunu ve davalı şirket ile davacı şirket arasında söz konusu alacağa ilişkin herhangi bir ihtilafın bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı sözleşmeye konu malları teslim ederek edimini yerine getirdiği, 6361 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana ait olduğu, 6361 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin birinci fıkrasına göre belirlenen süreler belirtilerek ödeme yapılması için davalı tarafa ihtarname gönderildiği, sözleşmede kendisine teslim edilen malların bedelini ödediği yahut ödememesi gerektiği veya bedelin istenebilir olmadığını ileri sürmediği gibi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 200 ve izleyen maddeleri uyarınca yasal delillerle kanıtlanamadığı, o halde sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu gerekçesiyle davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulüne, talep edilen emtianın aynen iadesine karar verilmiş, karar davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında 31.10.2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından davalıya gönderilen 12.12.2018 tarihli ihtarnameyle kira ve temerrüt borçlarının 60 günlük sürede ödenmesinin istenildiği, ihtarnamenin davalıya 14.12.2018 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ihtarname tarihi itibariyle davalının davacıya 14.755,66 TL kira borcunun bulunduğu, verilen 60 günlük süre içerisinde davalının kira borçlarını ödemediği, ihtarnamede 60 günlük süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde sözleşmenin bu ihtarnameyle fesh edilmiş olacağı hususunun belirtildiği, davacı tarafın sözleşmeyi feshinde haklı olduğu ve buna bağlı olarak finansal kiralama konusu malı isteyebileceği, davalı tarafça her ne kadar davalı şirket yönünden geçici mühlet kararı verildiği ileri sürülmüş ise de somut olay bakımından bu durumun sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşılan davacının mülkiyeti kendisinde olan malın iadesini istemesine engel teşkil etmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, finansal kiralamaya konusu malın iade koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6361 sayılı Kanun'un 23 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 31 inci maddesinin birinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 294 üncü maddesi,
3. Değerlendirme
1.Dava, taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin feshinin tespiti ile sözleşmeye konu emtianın iadesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, sözleşme gereğince davalının kendi edimlerini ifa ettiğini ispat edemediği, davacı tarafından da finansal kiralamaya ilişkin yasal mevzuat uyarınca belirlinen süre içerisinde kira bedelinin ödenmesine yönelik gerekli ihtarname gönderilmesine rağmen davalı tarafça ödeme yapılmadığından sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı taraf hem savunmasında hem de temyiz dilekçesinde davalı şirketin konkordato başvurusunda bulunduğu, Afyonkarahisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1141 E. sayılı dava dosyasında verilen konkordato kararı ve ilgili mevzuat uyarınca söz konusu alacağın listesine kayıt edildiği ve bahsi geçen listenin 143. sırasında 176.156,15 TL tutarında alacak kaydı bulunduğu, sonrasında da uyuşmazlık konusu emtianın satılması suretiyle davacının alacağını tahsil ettiği şeklinde ciddi itirazlarda bulunmuştur. Afyonkarahisar Mahkemesinin 2018/1141 E. sayılı dosyası getirtilmek suretiyle yapılan incelemede, davalı şirketin konkordato başvurusuna ilişkin davanın Mahkemece kabulü ile konkordatonun tasdikine 18.04.2019 tarihinde karar verildiği, mahkemenin gerekçeli kararındaki alacaklılar listesinde davacının adının bulunduğu, ancak; 11.05.2022 tarihli alacaklılar toplantısına ilişkin alacaklı kayıtlar listesinde davacı alacaklının adının bulunmadığı tespit edilmiştir. Hem ilk derece mahkemesi hem de bölge adliye mahkemesince davalı şirketin yukarıda belirtilen ciddi itirazları ile konkordato davası bakımından herhangi bir değerlendirilme yapılmaksızın karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, mahkemece konkordato kararı verilen Afyonkarahisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/1141 E. sayılı dosyanın getirtilerek, konkordato dava dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler ile davalı şirketin cevap dilekçesindeki savunmaları ile temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü ciddi itirazların giderilmesine yönelik gerekirse alanında uzman heyetten oluşan bilirkişi raporu alındıktan oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2.Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,26.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.