"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/380 Esas, 2023/1784 Karar
HÜKÜM : Esastan ret; davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)
SAYISI : 2015/404 E., 2020/258 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacılardan ...'nun davalı şirketin pay defterinde adı yazılı olmasa dahi şirkete %7,25 oranında pay sahibi olduğunu, pay defterinin açıklayıcı nitelikte olduğunu, davalı şirketin 20.02.2015 tarihli genel kurul toplantısına davet edilmediğini, haricen öğrendiği genel kurul toplantısına temsilcisinin alınmadığını, pay sahibi olmayan kişilerle genel kurulun yapıldığını, bu nedenle genel kurulun yoklukla malul olduğunu, toplantıda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunu, davalı şirketin amacının denetimden kaçmak amacıyla işletme ruhsatını şirketin yönetim kurulu üyelerinin ortağı bulunduğu şirkete devretme amacını taşıdığını, şirkette muvazallı işlemler yapıldığını ve şirketin kötü yönetildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının 20.02.2015 tarihli 2014 yılı olağan genel kurul toplantılarında alınan kararların, kasıtlı olarak bir ortağın toplantıya davet edilmemesi, toplantıya alınmaması, pay sahibi olmayan kişilerin toplantıya katılması nedeniyle ortada bir genel kurul ve genel kurul kararı bulunmadığından yokluğunun tespitine, bu mümkün olmadığı durumda ortaklar arasında eşit işlem ilkesine aykırılık, keza ortakların vazgeçilemez nitelikteki toplantıya katılma ve oy haklarından yoksun bırakılması nedeniyle batıl olan kararların butlanının tespitine, bu mümkün olmazsa dürüstlük kuralına, kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ...'nun hissesinin açık arttırma ile davadışı kişiye satıldığını, sonrasında hissenin devir yoluyla el değiştirdiğini ve yeni pay sahibinin pay defterine işlendiğini, davacı ...'nun bu aşamada şirket ortağı olmadığını, pay defterinde kayıtlı olmadığını, davacı ...'in genel toplantı daveti gönderilmemesi ve genel kurulda oy kullanılmasına izin verilmemesinin hukuka uygun olduğunu, şirket tarafından yapılan dava konusu olağan genel kurulu toplantısının Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, hissedarlarının tamamına iadeli taahhütlü mektup gönderildiğini, toplantının tutanakla hüküm altına alındığını, tam katılım sağlandığını, özel denetçi raporuna göre 2014 yılı faaliyeti itibariyle şirketin aktif varlığının belirtildiğini, buna göre şirketin içinin boşaltıldığı iddiaların gerçek dışı olduğunu, yapılan genel kurul toplantısının usul ve yasaya uygun olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere genel kurulun davacının katılım olmaksızın gerçekleştirilmesinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 446 ncı maddesi çerçevesinde butlan değil ancak bir iptal nedeni olabileceğini, diğer davacının ise %5 hisse oranına sahip olduğunu, etki kuralı gereği ise sadece %7,25 hissesi bulunabilecek davacının genel kurul kararına etki etmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, kesinleşen mahkeme ilamı ile davacı ... ...'nin hisselerinin cebri icra yolu ile satın alınarak kazanılmasını sağlayan ihalenin fesih edilmiş olduğu, hisselerin mülkiyetinin davacı üzerinde bulunduğu, davacının dava dilekçesinde iddia edildiği üzere %7,25 oranındaki 2900 adet B gurubu hisseye sahip olduğunun sübuta erdiği, dosyaya bilirkişi kök ve ek raporlarının kazandırıldığı, buna göre davacılardan ...'nun Mahkeme kararı ile davalı şirketin pay sahibi olduğunun görüldüğü, davacı sıfatına haiz olup olmadığı hususunun Mahkemeye ait olduğu, davacı H.P Laub'un genel kurula vekil vasıtasıyla katıldığı, davacı sıfatına haiz olduğu, ihale konusu hisselerin davacı ... adına tescil edilerek tescil ve ilân edildiği, bu durumun şirkete bildirildiği, buna göre davalı şirketin ...'na ilişkin Mahkeme kararı tescil ve ilanında haberdar olduğu, ...'na 6102 sayılı Kanun'un 414 üncü maddesine aykırı olarak davet gönderilmediği, toplantıdan haberdar edilmediği, her iki davacının dava konusu genel kurulda toplamda 4900 adet %12,25 oranda oy kullanacaklarının hesaplandığı, bu durumda genel kurul kararlarına 35.100 adet %87,75 oranında olumlu oy kullanıldığı, bu durumda davacılardan ...'na çağrı merasimi usulüne uygun yapılmasa da bu oran etki kuralı gereğince davacılar alınan kararlara olumsuz oy kullansa idi dahi alınan genel kurul kararına etkisi olmayacağından alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığı, davacılardan ...'na çağrı merasiminin usulüne uygun yapılmasa dahi bu oranın etki kuralı da nazara alındığında davacılar alınan kararlara olumsuz oy kullansa dahi 6102 sayılı Kanun'un 446/B maddesi çerçevesinde kararlara etkisinin olmayacağı, mezkur aykırılığın genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu davacılar tarafından ispatının dosyada görülmediği, bu nedenle davalı şirketin mezkur genel kurul toplantısında alınan kararların iptali şartlarının oluşmadığının kabulünün gerektiği gerekçesiyle karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacılar oylarının toplamının toplantıda alınan kararlara etki etmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple çağrı usulsüz olsa da alınan kararların geçerli olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalı şirketin 20.02.2015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurulu toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine, bu mümkün değil ise iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2.6102 sayılı Kanun'un 414, 445, 446, 447 nci maddeleri
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde davacılara iadesine, alınmadığı anlaşılan 427,60 TL temyiz ilam harcı ile 2.107,80 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.