"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2024/145 Esas, 2024/593 Karar
HÜKÜM : Birleşen davanın kısmen kabulü
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan sipariş edilen ürünler için davalıya iki adet teminat çeki verdiğini, ayrıca hazırlıklar için toplam 210.000,00 USD ödeme yaptığını, davalının teminat olarak aldığı çeklere dayalı icra takibi başlattığını, davalının bu tutumunun müvekkilinin güvenini sarstığını, sözleşmenin kurulamayacağı kanaatini oluşturduğunu, davalının dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, davacının davalıya borcu bulunmadığını, tam tersine 210.000,00 USD ödeme yaptığını ileri sürerek 210.000,00 USD'nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen davaya ilişkin dava dilekçesinde; davalı şirketin ortağı ...'nün 04.01.2015 tarihinde vefat etttiğini, bunun üzerine kapı komşusu vefat eden alacaklının ticari münasebete karşılık kendisine tevdi edilen 2 adet toplam 825.000,00 USD bedelli çekin arkasını yazdırmadığını, toplam 210.000,00 USD ödemenin cari hesap borçlarına mahsuben yapıldığını, çek bedellerinin ise uzun süre ödenmediğini, müvekkilinin söz konusu çek bedellerinin tahsili için başlattığı takibin itiraz ile durduğunu, alacak konusu çeklerin satış ve teslimi yapılan 16 adet kum filtresi, 2 adet 400 metreküp çökeltme tank ve 3 adet 800 metreküp çökelti tankı satışından kaynaklandığını, bunun dışında bir miktar da açık hesap kaldığını, açık kalan tutarın, davalı Şirket tarafından ödendiğini, icra takibine itirazda imzaya karşı çıkılmadığını, bu sebeple söz konusu çeklerin yazılı delil başlangıcı mahiyeti taşıdığını, tanık dahil her türlü ispat vasıtası ile alacağın ispatlanabileceğini, itiraz dilekçesinde taraflar arasında bir ticari münasebet bulunduğunun ikrar edildiğini, davalının teslim almadığını iddia ettiği mal ile alakalı avans çeki vermesine ilave olarak bir de 210.000,00 USD ödeme yapmasının ticari hayatın teamüllerine uygun olmadığını ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili asıl davaya ilişkin cevap dilekçesinde; 210.000,00 USD tutarındaki ödemenin avans olarak değil borcun tasfiyesi amacıyla yapıldığını, dava dilekçesinde bahsedilen çeklerin de teminat çeki olmayıp müvekkilince 24.12.2013 tarihli teklif mektubu tahtında davacıya satılıp teslim edilen ürünlerin bedeli olarak verildiğini savunarak asıl davanın reddini istemiştir.
2. Davalı vekili birleşen davaya ilişkin cevap dilekçesinde; taraflar arasında satım sözleşmesi yapılmadığını, müvekkiline herhangi bir ürün teslim edilmediğini, bu ürünlere ilişkin düzenlenmiş bir fatura bulunmadığını, müvekkilince avans niteliğinde ödeme yapılıp çek verildiğini, ancak satış sözleşmesinin imzalanması ve ürünlerin teslimi hususlarının sürüncemede kaldığını, sunulan maillerin hiçbirinde 24.12.2013 tarihli teklif mektubu içeriği olan 16 adet kum filtresi, 2 adet 400 m3 ve 3 adet 800 m3 çökeltme tankının müvekkil şirkete teslim edildiğine ilişkin bir ifade bulunmadığını, davacının söz konusu malzemelerin Norcan. Co- Ömer Sabri gümrük firması aracılığıyla şantiye sahasına teslim edildiğini ileri sürdüğünü, ayrı bir şirket olan adı geçen firmanın müvekkili adına söz konusu malzemeleri alıp müvekkilininin şantiyesine teslim etmediğini, müvekkiline 24.12.2013 tarihli teklif mektubu kapsamında hiçbir malzeme vermediğini, hiçbir cari hesap ekstresi, cari hesap mutabakatının davalı tarafça sunulamadığını, müvekkili şirket ile ilgili faturaları Norcan Co’nun teslim alamayacağını, fatura içeriklerinde yer alan malzemelerin teklif mektubundaki malzemelerden farklılık taşıdığı, müvekkilinin başkaca malzemelerden kaynaklanan açık hesabının bulunmadığını savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, birleşen dosya davacısının iki adet çeke dayalı 825.000,00 USD asıl alacağın ve 56.627,40 USD işlemiş faizin tahsili amacıyla davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, davacının, bu faturalara dayalı olarak davalıya toplam 597.865,00 USD mal sattığını ispatladığının kabul edildiği, ancak bu faturalardan 07.04.2014 tarihli olanında, başka malzemelerin yanında, toplam değeri 3.750,00 USD olan bir takım boyaların da satıma konu edildiğinin görülebildiği, bilirkişi raporunda boyalar da alacağa dahil edilmiş ise de takibe dayanak yapılan 13.04.2014 tarihli belgede bu boyaların yer almadığı, söz konusu boyaların satışı sebebiyle alacak talep edilmediği, taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil etmemek için bilirkişi tarafından hesaplanan bedelden 3.750,00 USD'nin düşülmesi gerektiği, davacının takip talebine ekli 13.04.2014 tarihli belgede, bakiye alacağının 46.200,00 USD olduğunu belirttiği, bakiye alacak olarak bu tutarı talep ettiği, bu itibarla, önceki ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın 46.200,00 USD olduğu kabul edilerek taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil etmemek için bilirkişi tarafından hesaplanan bedelden 185.060,00 USD'nin düşülmesi gerektiği, davacı şirketin takip konusu ettiği alacağın 430.315,00 USD'sini isteyebileceği, işlemiş faizle ilgili harcı yatırılmak suretiyle açılmış bir dava bulunmadığı, asıl davaya ilişkin kararın bozma ilamına konu edilmediği gerekçesiyle asıl dava hakkında hüküm tesisine yer olmadığına, birleşen 2016/732 E. sayılı davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun takibe itirazının kısmen iptali ile takibin 430.315,00 USD asıl alacak ve buna takip tarihinden itibaren işleyecek asıl alacağa kamu bankalarının 1 yıl üzerinden USD mevduatına uyguladığı azami yıllık % 6 ve değişen oranlardaki mevduat faizi üzerinden devamına, işlemiş faizle ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, icra inkar tazminatı isteminin reddine, davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava bakımından, taraflar arasındaki ticari satım ilişki kapsamında avans olarak gönderildiği iddia edilen tutarın iadesi, birleşen dava ise itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 12.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.