Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6033 E. 2024/9362 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefa hakkı ile protokole bağlanan borçtan yapılan kısmi ödemelerin, vefa hakkının tanınmaması sebebiyle iadesi talep edilmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sözleşme ve protokollerden doğan edimlerini yerine getirmeye başlamaları, vefa hakkının geçerlilik şartlarına uyulmadığının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması ve davacıların karar düzeltme talebinde kanunda sayılan mutlak bozma sebeplerini ileri sürmemiş olmaları değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanması ve karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/186 Esas, 2022/441 Karar

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç taksitlerinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi üzerine, 30.03.2009 tarihli borç tasfiye protokolü imzalanarak müvekkili ... adına kayıtlı taşınmazın bankaya devir ve tapu tescili suretiyle borcun tasfiyesi için 18 ay süre ile vefa hakkı tanındığını, taşınmaz bankaya devredilmek suretiyle borç tasfiye edilmiş ise de davacıların vefa hakkını kullanmak suretiyle yapmış oldukları başvuruların banka tarafından makul ve kabul edilebilir gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, 07.01.2011 tarihli ek sözleşme başlıklı protokol imzalanarak 30.03.2009 tarihli borç tasfiye protokolü gereğince, davacılara vefa hakkı tanınması şartıyla davalı bankaya devir ve adına tescil edilen taşınmazın tapudaki satış değeri 31.03.2009 - 30.09.2010 tarihleri arasında %18 oranında 01.10.2010-30.09.2011 tarihleri arasında %11 oranında faiz işletilmesi ile elde edilen toplam 4.500.822,07 TL'nin muhtelif tarih ve taksitler halinde davalıya ödenmesi şartıyla taşınmazın müvekkiline veya gösterecekleri 3. kişilere devredileceğinin kabul edildiğini, bankanın borçlar ödenmeye başlandığında yapılan tüm satış tekliflerini reddettiğini, taşınmazın satış ve devrine ilişkin hükmü yerine getirmediğini, daha sonra taşınmazın bir başka kişiye devredildiğini ve ödenen taksitlerin de banka tarafından irad kaydedildiğini, ek sözleşmenin şekil şartına uygun yapılmadığını iddia ederek davalı bankaya ödenen 550.675,20 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli kredilere bankalar tarafından uygulanan en yüksek kredi faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların toplam borçlarının, taşınmazın davalı banka adına tescil edilmesi ile tasfiye edildiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıların davalı bankaya getirdikleri hiçbir müşterinin, tüm sözleşme borcunu kapatacak bedelde ciddi bir öneri sunmadığını, davacıların davalı banka ile akdetmiş oldukları borç tasfiye protokolü içeriğindeki vefa hakkının şeklen geçersizliğini iddia etmelerinin dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece bozma ilamına uyularak davacı tarafça anılan sözleşme ve protokol hükümlerine uyulmadığı, tarafların sözleşmeler ile yüklendikleri edimleri yerine getirmeye başlamaları nedeniyle geri alım hakkına ilişkin geçerlilik şekline uyulmadığı hususunun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, söz konusu tüm sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayıcı nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 11.07.2024 tarihli, 2023/3160 E. ve 2024/5829 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davacılar vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen ve vefa hakkı ile protokole bağlanan borç yönünden yapılmış bulunan kısmi ödemelerin vefa hakkının tanınmaması nedeniyle iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 213 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.

V. SONUÇ: Davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, davacılardan alınması gereken karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Kanun ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacılardan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine,

24.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.