Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6108 E. 2024/8709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Protokole dayalı olarak düzenlenen bir senetle ilgili olarak açılan menfi tespit ve alacak davalarının akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, senet borcundan sorumlu olmadıkları iddiasını ispatlayamamaları ve birleşen davanın konusunun daha önce kesin hükme bağlanmış olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması Yargıtay tarafından da uygun bulunarak onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1095 Esas, 2022/1603 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/206 E., 2019/1223 K.

Taraflar arasındaki asıl davadaki menfi tespit, birleşen davadaki alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, davalı ... yönünden davanın reddine, birleşen davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl ve birleşen davanın davacıları vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davaların davacıları vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; düzenlenen 10 maddelik protokole göre davalı ...’in davalı ... Bolluk adına kayıtlı bir adet villayı davacıya satacağını, müvekkilinin davalı ...’e “malen” yazılı 300.000,00 TL bedelli senedi verdiğini, senedin ... ve ... tarafından da imzalandığını, ... ve ...’in müvekkiline karşı işbirliği yaptığını, villayı müvekkiline haricen sattıkları halde ve 300.000,00 TL bedelli senedi satış bedeli olarak almalarına karşılık villanın tapusunu müvekkiline geçirmediklerini, davalı ...’ün senede sonradan davalı ... ismini de ilave ettiğini, ardından Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2008/5512 E. sayılı dosyası ile senedi takibe koyduğunu, senet bedelini ... ve ...’den tahsil ettiğini, müvekkilinin ise senet nedeniyle davalı ...’e bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davacının Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2008/5512 E. sayılı dosyasından dolayı davalı ...’e borçlu olmadığının, davalı ...’ün sonradan davalı ... ismini senede yazdığının, davalı ... ile davalı ...’in işbirliği yaptığının tespitini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; ...’in mülkiyeti ...’a ait taşınmazın ...’yi satışı için protokol düzenlendiğini, bu satışla ilgili ...’un borçlu, müvekkilinin kefil olduğu 300.000,00 TL tutarındaki senedin teslim edildiğini, ...’ün taşınmazı ...’a devretmekten vazgeçtiğini, ancak senedi teslim etmediği gibi Adana 6. İcra Müdürlüğünün 2008/5512 E. sayılı dosyası ile takibe geçip müvekkili adına kayıtlı taşınmazları ve araçları ile sattırdığını, ...’un açtığı asıl davanın lehine sonuçlanması halinde müvekkilinin zararının giderilmesi zorunluluğunun ortaya çıkacağını ileri sürerek protokole uymayıp edimini yerine getirmeyen, evin devri karşılığında aldığı senedi geri vermeyen, takip konusu yapan, neticesinde kefil müvekkilinin taşınmazları ve araçlarının kıymet bedellerinin ve kiralama bedellerinin tespiti ile faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; ...’in daha önce Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/346 E. sayılı dosyası ile aynı vakıa ve taleplerle, aynı kambiyo senedi hakkında açtığı menfi tespit davasının reddedilip kesinleştiğini, dava konusu bonoda “bedeli malen ahzolunmuştur.” kaydının temel ilişkiye konu malın teslim edildiğine delil sayıldığını, aksinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Asıl davanın diğer davalıları cevap dilekçesi sunmamıştır.

3.Davalı vekili birleşen davaya yönelik beyanlarında davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı ...’ün 08.05.2008 tarihli protokolde taraf olmadığı, ancak protokol gereğince adına kayıtlı villa mahiyetindeki taşınmazını protokolde ismi geçen ... adına satış suretiyle devrettiği, ancak kendisine protokol gereğince satış vaadi sözleşmesi yapılmadığı, herhangi bir taşınmazın devredilmediği, protokol gereğince davalı tarafça üzerine düşen yükümlülüğün yerine getirildiğinin anlaşıldığı, söz konusu taşınmazın devri nedeni ile asıl ve birleşen dava dosyası davacılarından bono aldığı, söz konusu bononun protokol gereğince yapılması planlanan inşaat işi yapılmaması nedeni ile takibe konularak birleşen dava davacısı ...'in adına kayıtlı taşınmazların satışı suretiyle tahsil edildiği, yazılı delil ile ispatı gereken hususların tanıkla ispatlanamayacağı, birleşen dava davacısı ...’in ve ...'in Adana Asliye Ticaret 3. Mahkemesinin 2011/346 E., 2012/318 K. sayılı ilamıyla tarafları ve konusu aynı olan menfi tespit davası açtığı, davanın reddine karar verilerek kesinleştiği, birleşen dava yönünden kesin hükme bağlanmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, asıl dava yönünden davalı olarak gösterilen ... ile ...'in takip konusu bonoda alacaklı sıfatının, bu cihetle de pasif husumetlerinin de bulunmadığı, davalı ... Bolluk yönünden ise takip konusu bononun miktarı itibariyle senette ispat zorunluluğu kapsamında kaldığı, dava konusu edilen bononun malen kaydı ile tanzim edildiği, alacaklı davalının bu kaydı talil etmediği, bonodaki bu kayıt nedeni ile malın teslim edildiğinin aksini, davacının yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği halde malın teslim edilmediğini yazılı belge ile ispat edemediği, dava değerinin senette ispat zorunluluğu kapsamında kaldığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl davada, davalı ... ve ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın ... yönünden reddine, birleşen davada, davanın HMK 114/1-i maddesi gereğince kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davacıları vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ... vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükünün alacaklıya ait ise de, alacak ilişkisi kambiyo senedinden kaynaklanıyorsa senede karşı senetle ispat kuralı gereği, ispat yükünün tekrar davacı- borçluya geçtiği, protokolde taşınmazın tapu devrinin ... adına yapılacağının belirtildiği, protokolde davalının taraf olarak yer almadığı, dava konusu senedin lehtarı olduğu, bu durumda davacı tarafından taşınmazın devrinin kendi adına yapılmaması nedeniyle takibe konu bono nedeniyle borçlu olunmadığı iddia edilmiş ise de davacının bu iddiasını yazılı belgelerle ispatlaması gerektiği, davacının iddiasını ispata yarar yazılı bir delil de sunmadığı, davacı ... vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; davacının davalı hakkında Adana 6. İcra Müdürlüğü'nün 2008/5512 E. sayılı takip dayanağı bonodan kaynaklı borcunun bulunmadığı ileri sürülerek borçlu olmadığının tespiti talepli açtığı davanın reddedilip kesinleştiği, davacının bu defa davalı hakkında protokole uymadığı, taşınmazı devretme karşılığı aldığı senedi kötü niyetli olarak takibe koyduğu, davacının araçları ve taşınmazlarının satılmasına sebebiyet vererek haksız kazanç elde ettiği, ...'nin menfi tespit davası açtığı bu davanın lehe sonuçlanması halinde icra takibinden dolayı zarar gördüğünün ortaya çıkacağı iddiası ile dava açtığı, dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş itibari ile senet nedeniyle keşideci asıl borçlu ve dolayısı ile davacının borçlu olmadığı, bundan dolayı taşınmazları ve araçların satışı ile davalıya takip borcunun ödenmesinden kaynaklı zarar edildiği iddiasına dayandığı, Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin dosyasında ve işbu dosyada senet nedeniyle borçlu olunmadığının iddia edildiği, taraflarının aynı olduğu, bu durumda mahkemece kesin hüküm gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, karar asıl ve birleşen davanın davacıları vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava menfi tespit, birleşen dava alacak istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı ...'ye yükletilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde davacı ...'e iadesine, 05.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.